Ekonomide pandemi ile birlikte başlayan üretim kaybı ve oluşan fırtına, günden güne derinleşiyor. Her gelen gün, bir önceki günü aratıyor. Biz alınması gereken önlemleri erteledikçe yara daha da derine iniyor.
Temel tüketim maddelerinde zamsız gün neredeyse geçmiyor.
Herkesi gözü hükümette. Bu konuda atılacak adımlar gözleniyor. Önümüzdeki hafta açıklanacak Ekonomik Önlem Paketi’ne ilişkin ilk ipuçları hükümet kanadından şimdiden verilmeye başlandı.
Çalışma Bakanı Hasan Taçoy, esnafa destek kredileri, teşvik ve desteklerin yanında hayat pahalılığıyla ilgili artış, bazı baremlerde kesinti ve bu kesintinin düşük gelirlilere aktarılması gibi kısa, orta ve uzun vadede çalışmalar içerdiğini açıkladı.
Cumartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulunda hayat pahalılığının uygulanması ve asgari ücretin konuşulacağını belirten Taçoy, “kamuda hayat pahalılığı uygulamasında bazı baremlerde kesinti yapılacak. Bu kesinti düşük gelirlilere aktarılacak” dedi.
Elbette bu uygulama sendikalar tarafından hoş karşılanmayacaktır. Ancak böyle bir dönemde 40 bin lira maaş alana yüzde 50 hayat pahalılığı vererek maaşını 60 bin liraya çıkarmak adil olamaz.
Elbette buna karşı 10 bin TL maaşı olanı yüzde 50 artışla 15 bine çıkarmaya da kimse itiraz edemez.
Kısaca elimizdeki pastanın büyüklüğü belli.
Herkesin bu pastadan adil bir paylaşımda bulunması için bu dönemde yüksek maaş alanların bir fedakarlık yapması zorunluluktur.
Diğer yandan bir diğer önemli konu da özel sektöre yönelik asgari ücret artışıdır.
Ada TV’de konuşan KTTO Başkanı Turgay Deniz, “Asgari ücret net 9 bin TL olursa bunun işverene maliyeti 12 bin 600 TL’dir. Bu nasıl karşılanacak” diye çok haklı bir soru sordu.
“Devlet özele sektöre başının çaresine bak diyemez” ifadelerini kullanan Turgay Deniz, bu yapılırsa işsizliğin artması gibi ağır bir fatura çıkacağını da sözlerine ekledi.
Peki yapılması gereken ne?
Önce istenen asgari ücreti verdiği anda topu dikecek olan özel sektörün ayakta kalmasını sağlamak gerekir. Öyle ya… Tüm ülkeyi devlete memur yapamayacağımıza göre bu işletmelerin ayakta kalması en önemli konu olmalıdır.
“Bunun için ilk yapılması gereken yüzde 65 oranındaki sigorta primi desteği, derhal yüzde 100’e çıkarılmalı” diyor Turgay Deniz.
Ardından çok önemli bir uyarıyı yapmayı da ihmal etmiyor:
Ülkenin önündeki yapısal sorunların çözülmesi için vakit geçirilmeden hareket geçilmeli. Dünyada ekim ayında ciddi bir kriz beklentisi var. Şu andaki ekonomide yaşanan fırtınanın ekim ayında kasırgaya dönüşme ihtimali belirdi. Bu kasırgaya gafil yakalanmamak için önlemleri şimdiden almalıyız. Aksi halde bugünleri bile arayacak duruma geliriz. Bizden söylemesi…