Bu çağın insanı mısınız; yoksa bir şekilde kendinizi değişik hissediyor ve ara sıra bu his üzerine isyan mı ediyorsunuz? Doğum tarihinize göre bu yaşamda neler değişti? Kendinizi nelere karşı direnç gösteriyor buluyorsunuz? Bu çabalamanızdan bir başkası haberdar mı? Belki de benim gibi var olduğunuz ve sürekli değişen, bizi geride bırakan Dünyayı kendi başınıza kalıp ne olursa olsun anlamaya mı çalışıyorsunuz? Şu anki yaşantıları anlamaya çalışsak da kabullenebilsek de bundan böyle hep uzaylı gibi kalmaya mahkumuz. Neden mi? Çok basit. Çünkü, ben ya da sen, bu Dünyaya şu anki kimliğimizle bir kez doğuyoruz ve doğum tarihimiz de belli. Çağın getirilerini ve götürülerini ancak ve ancak, doğduğumuz o tarihe göre alma kapasitesine sahibiz. Hep derim ve diyeceğim de: Ben, bu çağın insanı değilim.
Aynı Sözü Yaşamak
Geçen akşam, bir TV kanalında konuğun ağzından benim tümcelerim dökülüyordu. Nasıl olur? dedim, kendi kendime. Bu konuşmacı, bana ait olan bu beyni nasıl da okuyabilmişti? İlk kez, tam olarak benden dökülen sözleri hiç tanımadığım birisinden duyuyordum. Çok etkilendim ve kendisini program sonuna kadar pür dikkat dinledim. İyi de etmişim. Son zamanlardaki bazı sorularıma yanıtlar buldum.
Köklerimiz Mirasımızdır
Programın konuğu, 1979 senesinde doğan Konuşmacı, Kuantum Drama – Aile Dizimi Uygulayıcısı Uzman Klinik Psikolog Tuna Tüner’ in ta kendisiydi. Tüner, Bilgi Üniversitesi Sinema - TV bölümünden mezun olduktan sonra sinema dalında meslek hayatına başladı. Kısa bir süre sonra, yaşamını insan ruhu ve zihninin işleyişiyle ilgili araştırmalara adadı. Aile dizimi terapisiyle geçmişten gelen travmalardan kurtulmanın yollarına işaret eden ‘Köklerimiz Mirasımızdır’ kitabıyla ünlenen yazar, o akşam, o programda inanılmaz bir zeka ve bilgiyle kendini ortaya koymuştu.
Kitabın İçeriği
Elinizden gelen her şeyi yapmanıza rağmen bir türlü arzu ettiğiniz hayata ulaşamamanın altında görünmeyen etkiler olabilir. İçine doğduğunuz ailenin geçmişten getirdiği travmaları anladığınızda sizi yoran ve bilinçli olarak çözemediğiniz sorunların yükü kaybolur. Aile Dizimi’ nin Türkiye’deki babası olarak nitelenen Uzman Klinik Psikolog Tuna Tüner, bu kitapla Aile Dizimi’ nin bilinmeyenlerini anlatıyor.
Hangi Sorular ve Cevapları Önemli
Yaşantımızda kendimizle ilgili hangi soruların cevaplarını bulmamız, bizi daha refah, sağlıklı, huzurlu, mutlu kılacaktır? Bunları, önce fark edip sonra da cevapları hakkında düşünmemiz için araştırmaya, bilgiye, yardıma, paylaşıma ihtiyacımız var. *Para kazanmakta zorlanıyor ya da borçlarınızdan bir türlü kurtulamıyor musunuz? *İlişkilerinizde sürekli hüsrana mı uğruyorsunuz? *Yaşadığınız toplumdan ya da ailenizden dışlandınız mı? *Hiçbir sağlık sorununuz olmamasına rağmen çocuk sahibi olamıyor musunuz? *Kendinizi bu dünyaya ait hissedemiyor ya da istemediğiniz bir hayatı mı yaşıyorsunuz?
Sevmek Çağı
“Bu çağ, sevmek çağı değil.” diyor Tuna Tüner. Tamamen katılıyorum. Ben de diyorum ki: Sevmek çağı, eskilerde kaldı. Ben de eskiyim. Birini seviyorsunuz, bunu da kendisine söylüyorsunuz; fakat idrak edemiyor. Neden mi? Çünkü, kendi kendine bu zamanda, böyle seven bir kişinin olamayacağını düşünüyor. Sevgilerin görsellikten ibaret olduğunu zannediyor; hatta öyle biliyor. Çünkü, dışarıda birçok örnekle karşılaşıyor. Bundan da önemlisi, sevilmek ona ağır geliyor. Sevilirse, bunun bir karşılığının olacağından emin. Bu sevgiye karşılık zamanı var mı, parası var mı, kendisini seven kişinin ya da birlikteliklerinde var olan ya da olacak olan tüm kişilere karşı sorumluluk alabiliyor mu? Tüm bunları düşünen sevilen kişinin kafası karışıyor ve ortadan kayboluyor. Oysaki sevginin bir karşılığı yoktur. Seven kişi, zamansızlığı da bilir, parasızlığı da bilir, tüm sorumlulukları da sevdiğinin iyiliği için kendi üzerine alır. Yine de ben, ne söylüyor olursam olayım, Dünya üzerindeki bizi, değiştiremem. Değişmek isteyen, kendinde olanı fark eder, kabullenir ve kendini daha iyiye dönüştürmeye başlar.