Hz. Ömer Tekkesi ve Olmazlar Listesi!

Hz. Ömer Tekkesi, Girne’de deniz kenarında beyaz bir ev görünümünde ibadet ve ziyaret yeridir. Arap akıncılardan bazıları burada şehit olmuşlar.

Hz. Ömer Tekkesi, Girne’de deniz kenarında beyaz bir ev görünümünde ibadet ve ziyaret yeridir. Arap akıncılardan bazıları burada şehit olmuşlar. Tekkeyi ziyaret ettiğinizde yatırların mezarlarını görebiliyorsunuz. Ancak bu yazıda ben Tekkenin tarihçesine pek girmeyeceğim çünkü esas üzerinde durmak istediğim nokta Tekkenin çalıştırılış biçimidir.

 

Küçüklüğümden beri Hz. Ömer Tekkesini ziyaret ediyorum. Tekkeyi ziyarete gittiğimiz o ilk günleri anımsıyorum da ; annemle babam Tekkenin içinde zaman geçirirken ben ve abim de deniz kenarında dolaşır veya arka taraftaki kayalık alanda farklı biçimlerdeki taşları toplardık.

 

Küçüklüğümdeki Hz. Ömer Tekkesinin içi yeşil örtülerle doluydu. Bazen tütsüler bazen de mumlar yanıyordu. Her gittiğimizde başkaları da vardı, ve en önemlisi kimse bana şunu veya bunu yapma dememişti. Katı yasaklar ve zorunluluklar yoktu. Tekkeye bakan yaşlı bir amca vardı. Sanki  o zamanlar Teke daha özgürlükçü ve dinin farklı okuma ve uygulamalarına hoş görülü, daha sıcak bir yerdi.

 

Eskiden anayoldan saptığınızda ta Tekkeye gidene kadar hiçbir bina yoktu. Şimdi sağlı sollu bir çok villa yapılmış. Ama Tekkenin yanına geldiğinizde ne ana yol, ne de o villalar görünmüyor. Önünüzde masmavi, genelde dalgalı olan deniz, yanında Tekke ve arkada dağlar var. Farklı bir mekan.

 

Şimdilerde, Tekkenin yanındaki odacıkta , dini kitaplar, tespih gibi şeyler de satılıyor.  Orada kurban kesebilir, adaklar adayabilirsiniz

 

İki yazdır annem ve İngiltere’den gelen dostlarımızla Hz. Ömer Tekkesini ziyaret etmeye devam ediyorum. Oraya gitmekteki amacım rahatlamak. Birkaç güzel söz söyleyip dilekte bulunup yaşam enerjimi tazelemekti.

 

Ancak artık çok sıkı kurallarla çalıştırılıyor. Yazda bile saat 16:00’da kapatılıyor. Eğer saat 15:30’da içerdeyseniz, oradan sorumlu bey Tekkeye girip camları kapatıyor, halıları falan çekiştiriyor. Bence bize şunu söylüyor; “çabuk olun bayanlar saat 16:00 oldu mu burası kapanır sizi bir dakika bile beklemem” Bu duyguyu hissederken nasıl rahatlanır bilemiyorum!

 

Artık Tekkede mum yakmak, yeşil örtü getirmek de yasaklanmış. Sorumlu bey “mum yakmak mı? “OLMAZ! O Hıristiyan işidir bizim dinimizde yoktur. OLMAZ”, dedi.  İçerde tütsü de yakamazsınız, yeşil örtü de getiremezsiniz.

 

Ben İslamiyet’in hoş görülü, anlayışlı, yaşayan bir inanış olduğunu düşünüyorum. Oysa şimdi karşıma sorunlu, pardon sorumlu beyin kendisinin bile nedenlerini tam olarak açıklayamadığı davranışları her kesin eksiksiz olarak aynen kopyalaması için garip bir caba harcadığını görüyorum. Bu karda şiddetli OLMAZLAR niye?

 

Peki eskiden oraya götürmüş olduğumuz o yeşil örtüler ve yaktığımız mumlar ne olacak? Yani onlar hep boşa mı gitti? Yoksa ben Hıristiyan mı oldum? Veya herhangi bir dine ait uygulama niye kötü olsun ki, İslamiyet zaten tüm dinleri tanıyan ve kucaklayan bir inanış bütünü değil midir?

 

“Vay Allahım vay!” dedirttiren bu son Hz. Ömer ziyaretimden sonra tüm bunları sineğe çekmiş gibiydim ki sadık okuyucularımdan bir bayan  bana bu konuyu hatırlattı. O da benzer tavırlarla karşılaşmış kendi din anlayışının orada küçümsendiğini hissetmiş. Onun bu sözleri ile ben de oradaki uygulamanın ne kadar baskıcı olduğunu tekrardan hatırladım.

 

İyi pazarlar…

Bu haber 86 defa okunmuştur

:

:

:

: