Her aileye en az 3 çocuk

Son günlerin popüler sözlerinden birisi şüphesiz nüfus artışı hakkında başbakan ve devlet büyüklerinin söylediği sözlerdir.

Son günlerin popüler sözlerinden birisi şüphesiz nüfus artışı hakkında başbakan ve devlet büyüklerinin söylediği sözlerdir. Bir yandan her katıldığı miting ve önemli toplantılarda T.C Başbakanının 3 çocuk istemesi ve dünya liderlerinin de aynı paralelde söylemleri önemli bir konunun ciddiyetine işarette bulunmaktadır.

Nüfus artışı gerçekten ülkelerin kalkınmasında önemli bir yere sahip midir?

Bu gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Gelişmekte olan ülkelerin en başta ihtiyaç duyduğu nokta da budur. İşgücü potansiyelini oluşturmaktır. Böylelikle nüfus faktörünün gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasında ki yeri yadsınamaz derece önem teşkil edecektir. Yüksek sayıda çalışan nüfusun oluşmasını sağlayarak, ülke endüstrisinde ve kalkınma gerekecek noktalarda iş potansiyelinin doldurulması konusunda ilerleme sağlanması söz konusu olacaktır. Ayrıca kalkınmayı sağlayacak diğer bir noktada genç nüfus ve ucuz işci gücüde böylelikle sağlanmış olacaktır. Anlattığımız konu üzerinden gidersek kafamızda ‘’Çin’’ örneğini düşünürsek, konuyu kavramamızı sağlayacaktır(nüfusun çok olması, ucuz işçi gücünün oluşmasına etkisi vardır). Fakat unutmamamız gereken madalyonun diğer yüzüdür. Çünkü fazlaca nüfus demek Çin örneğinde olduğu gibi kaynakların tüketimde, devletin hizmet götürmesinde ve buna benzer yüzlerce sorunu doğurması söz konusu olabilir. Ayrıca nüfusun sadece fazla olması da yetmiyor bunun da yanında tüketen ve üretici nüfus arasında ki fark uçurumlar kadar olmamalıdır.

Avrupa da azalan doğum oranlarına bakarsak; Avrupa’nın önde gelen lokomotif ülkeleri Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya gibi ülkelerde genç nüfusa oranla yaşlı nüfusun daha da artması kısacası doğurganlık oranının azalması, Avrupalıları endişe içine sevk etmiştir. İşçi gücünü dışardan göç alarak devam ettirmeye çalışan Avrupalı ülkeler, Doğurganlık oranının artması için devlet politikalarında önemli değişikliklere gitmiştir. Fakat bu değişiklikler yeterli değildir. İngiliz Guardian gazetesine göre; Gelecek 25 yılda 'Rakiplerinin ABD'ye karşı büyük riskler alacağını' yazan Guardian, Doğu'nun yükselişinin artarak devam edeceğini belirtmiş ve Dünyanın 2030 yılıyla birlikte mevcut durumundan daha karmaşık hale geleceğini kaydeden gazete, Polonya, Türkiye ve Brezilya'nın artan nüfuslarıyla güçlü olacaklarını’’ bildirerek nüfusun önemine işarette bulunmuştur. Şu günlerde facebook’ta gezen ‘’The Future’’ adında hazırlanan belgeselde ülkelerin doğurganlık oranlarını ve ülkelerin gelecekleri hakkında bazı iddialarda bulunmaktadır. Avrupa nüfusu tehdit altında kalacağından ve 25 yıl içerisinde kültürlerinin tamamen ortadan kalkmasından bahsetmektedir. Aslında ortaya konulan bu belgesel yeni bir soruna ışık tutmuyor. Aslında var olan sorunun ne boyutlara geldiğinden bahsediyor. Yapılan bazı araştırmalara göre, bir kültürün 25 yıldan uzun bir süre devamlılığını sağlayabilmesi için, Aile başına düşen doğurganlık oranının, 2.11 olması gerekmektedir. Bu sayının altına düştüğünde kültür yok olacaktır. Tarihsel olarak, 1,9’un altına düşen hiçbir kültür, kendini yenileyememiştir. Bu sayı 1.3 olduğunda ise, değişim imkansızdır. Çünkü böyle olduğunda kültürün kendini düzeltmesi 80 ile 100 yıl gibi süre alır. Bu kadar süre bir kültürü ayakta tutacak hiçbir ekonomik model de yoktur. Aslında tüm bu araştırmalar bugün ki devlet büyüklerinin ne kadar haklı olduklarını da ispatlar niteliktedir. Avrupa’yı da bu kadar endişelendiren noktada Avrupa ülkelerinin tamamında doğurganlık oranının yalnızca 1.38 olmasıdır.

Türkiye ve KKTC’de doğurganlık oranının 2.00’nin altına düşmemesi için hükümetlerin alt yapısı sağlam olan çeşitli girişimleri başlatmalarında fayda vardır. Ülke nüfuslarında genç nüfusun önemini tekrardan kavramakta yarar vardır. Anavatan ve yavru vatanda genç nüfusun yeterince çok olmaması ülke geleceği için önemli bir tehdit oluşturacağı araştırmalarla da kanıtlanmıştır. Tüketici toplum olmaktan çok, üreten bir toplum olma yolunda önemli bir nüans olan genç nüfus için teşvikler gerekmektedir. Bu noktada gerekli idari makamların çeşitli girişimleri başlattığını biliyoruz. Fakat bugün için yeterli değildir. Toplumda nüfusun önemini anlatacak yayınlar, broşürlerin dağıtımı ve konunun kavranılması için ailelere bilgi desteğinin verilmesi gerekmektedir.
Bu haber 963 defa okunmuştur

:

:

:

: