Mısır’da Mübarek yönetimi çekiliyor mu?

Mısır, Tunus, Lübnan üçgeni ateş çemberine dönmüş durumda. Tunus’ta kendini ateşe veren bir üniversiteli orta doğu da el

Mısır, Tunus, Lübnan üçgeni ateş çemberine dönmüş durumda. Tunus’ta
kendini ateşe veren bir üniversiteli orta doğu da el bombasının pimini
çekti. Tunus’ta hükümet düştü. Ateşlenen fitille aynı olaylar bugün
Mısırda yaşanıyor…

Mısırın başkenti Kahire ve önemli vilayetlerinden Süveyş ve
İskenderiye’de gösteriler artarak devam etmektedir. Özellikle saydığımız
3 vilayette hükümet karşıtı gösteriler aldı başını gidiyor. Tunus’tan
ziyade Mısır’ın bu coğrafyada önemi daha da fazladır. İsrail’i tanıyan
ilk Müslüman devleti ve 80 milyonluk nüfusu ile bu coğrafyada Arapların
önde gelen ülkesi durumdadır. Olayların bu derece büyümesi batı
dünyasını ürkütmüş durumda. Buna ek olarak Arap dünyası da aynı
endişeleri taşımaktadır.

Mısır’da yaşanan olayları analiz etmekte fayda vardır. 30 yıllık bir
süredir iktidara gelenler dikta rejimlerini halka dayatmış
durumdaydılar. Mısırda yaşanan olaylar sadece bugün ilk kez yaşanmış
değil. 1990’da 3 gün boyunca halk sokağa dökülmüş ve askerin müdahale
etmesi sonucu olaylar büyümeden sona erdirilmiştir. Bugün Mısır’da
yaşananlar Hüsnü Mübarek yönetimine son verme amacı taşımaktadır. Batı
dünyasının istediği reformları bugüne kadar gerçekleştirmeyen Mübarek
yönetimine karşı halkın ayaklanması anormal bir durum değildir. Geç
kalınmış bir durumdur. Dikta rejimi ve anti demokratik rejimin hüküm
sürdüğü Mısır’da halk demokrasiyi arzu etmektedir.

Siyasi ve Ekonomik noktalarda sıkıntılar içinde bulunan Mısır’da bu
büyüklükte olaylar sadece tek bir grubun desteği ile sürmemektedir.
Müslüman kardeşlerin başı çektiği ayaklanmalarda Cuma namazından sonra
ayaklanmalar daha da arttırılmıştır. Endişe içinde bulunan Mübarek ve
kardeşi Cumali ayaklanma sırasında ortada görünmemektedir. Cuma günü
açıklama yapacağı beklenen Mübarek , halkın daha da şiddeti arttıracağı
endişesinden açıklama bile yapmaya cesaret edememiş. Askeri generalleri
toplayarak halkı yatıştırmak için başbakan ataması, halkı
yatıştırmamıştır.

Mısır’da ki ayaklanmaların sonucunda askeri darbenin olacağını savunan
kesimler vardır. Unutmamamız gereken şudur ki; Şu anki durum içinde
Mısır’da her hangi bir darbe girişimi halkı daha da ateşleyecektir.
Ayrıca halk hükümete karşı askeri kendi tarafına çekmek istemektedirler.
Halk demokratik rejime susamış durumdadır. Hüsnü Mübarek yönetimi sona
ermeden de halkın ayaklanmayı sona erdireceği şuan için söz konusu
değildir. Mısır’da yönetim boşluğu bir an evvel sona erdirilmesi
gerekmektedir. İktidar Partisinin binasının yakılması halkın mübarek
yönetimine karşı öfkesinin büyüklüğünü göstermektedir. Mübarek batı’da
ittifakta bulunduğu ülkelerden destek alabilirse şu an ki durumdan bir
ihtimal kurtulabilir. Muhalefet Mübarek yönetimini devirmeyi
amaçlamaktadır. Obama müttefik liderini(Mübarek’i) yalnız bırakmamak
için gerekli girişimleri başlatmış durumdadır. Mübarek’in eski gücüne
tekrardan kavuşma ihtimali düşüktür.

Batı’nın Mısır’da tedirgin olduğu ikinci konu ise; Hristiyan tebaya
karşı Müslümanların yapacağı girişimlerdir. Şuan için ayaklanmada önde
olan gruplardan Müslüman kardeşler sloganlarda dinsel yönde naralar
atmamaya önem göstermekte ve sadece hükümeti hedef alan saldırılar
gerçekleştirmektedirler. Batı’nın tedirgin olduğu konunun söz konusu
olacağını varsayarsak, Orta Doğu’da durum daha da vahim noktalara
gidebilir. Bölge coğrafyasında bu denli büyük olayların yaşanması Ürdün
ve Suudi hükümetlerini de tedirgin etmesi normal durumdur. Fakat önemli
olan bir hususa değinirsek, Suudi halkı ve Mısır halkının anlayış ve
yaşayış tarzları farklı olduğundan bu denli ayaklanmalar kısa dönem
içinde Suudi Krallığına karşı çıkmaması muhtemel öngörüdür. Fakat domino
etkisinin olduğu bu coğrafyada, Ürdün’de benzeri olayların yaşanmaması
için herhangi bir sebep yoktur. Gelecek günlerde Ürdün’de benzeri
olayların yaşanması söz konusu olabilir.

Bu haber 1010 defa okunmuştur

:

:

:

: