28 Ocak’ta on binlerin katılımıyla gerçekleşen ’Toplumsal Varoluş Mitingi’nde, Türkiye’ye karşı açılan pankartlar on binlere mal edilince, sırtından bıçaklandığını düşünen Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın yorumu sert oldu.
28 Ocak’ta on binlerin katılımıyla gerçekleşen ’Toplumsal Varoluş Mitingi’nde, Türkiye’ye karşı açılan pankartlar on binlere mal edilince, sırtından bıçaklandığını düşünen Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın yorumu sert oldu.
Kırgızistan'da birtakım temaslarda bulunan Başbakan Erdoğan, KKTC'de yaşanan protestolarla ilgili çok sert açıklamalar yaptı. Eylemleri 'provokatif' olarak nitelendiren Erdoğan, 'Bize defol diyorlar. Türkiye'ye karşı böyle bir eyleme hakları yok' tepkisini gösterdi. KKTC yönetimine de yüklenen Başbakan Erdoğan şunları söyledi: 'Kuzey Kıbrıs'ta son günlerde provokatif eylemler var. Güney'le beraber yapıyorlar. Sonuncusu 28 Ocak'ta yapıldı. Bize defol diyorlar. Yönetimin duyarsızlığı var. Cumhurbaşkanından Başbakana kadar yönetimin tavrını açık ve net koyması lazım. Türkiye'ye karsı böyle bir eyleme hakları yok. En düşük memurları 10 bin liraya yakın para alıyor. Benim Başbakanlık müsteşarımın aldığı 5 milyar küsur. Beyefendi, 10 bin lira alıyor bir de bu eylemi yapıyor utanmadan.Üstelik yılda 13 maaş alıyorlar. 'Türkiye buradan çek git' diyor. Sen kimsin be adam. Şehidim var gazim var, stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın ne işi varsa Türkiye'nin Kıbrıs'ta stratejik olarak o işi var. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Biz destekliyoruz. Bunun bir karşılığının olması gerekmiyor mu?' Türkiye aleyhindeki eylemlere zemin hazırlanmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Erdoğan, 'Şimdi bakıyorum, benden randevu istiyor, çağırıp kendisiyle konuşacağım, soracağız' dedi.
İşte o ağır hakaretler
İşçi örgütlerinin Türkiye'ye yönelik aleyhte propagandasında AB yolunda KKTC'nin önündeki en büyük engelin Türkiye olduğu iddia ediliyor. Hükümetin hazırladığı ekonomik paketten Türkiye'yi sorumlu tutan protestocular, Türkiye'nin ada üzerindeki hâkimiyet çabalarını 'siyasi gasp' olarak nitelendiriyor. Eylemlerde kullanılan pankartlarda ise Kıbrıs Barış Harekatı'na gönderme yapılarak, Türkiye'den tatil için adaya gelen Türkiye vatandaşlarına 'hırsız' suçlamasında bulunuluyor, işte hakarfet dolu o pankartlardan bazıları: 'Göç yasasını getireni de, geçireni de götüreceğiz. Kurtarıldık mı HAS...TİR. Çi-çekçiğim şimdi kime benzerik. Ankara ne paranı, ne paketini, ne de memurunu istiyoruz. Ayşe'nin parası bitti, tatilde hırsız oldu. Herkesin malına kondu, tatil bitti. Ayşe evine dön, bilet bizden.'