İkinci Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’la, Kıbrıs konusunda gelinen aşamayı konuştuk bir grup gazeteciyle birlikte.
Talat’ın ofisinde gerçekleşen sohbete Hasan Hastürer, Cenk Mutluyakalı, Ali Baturay, Ali Fahrioğlu ve bendeniz katıldım.
Uzun zamandır suskundu Sayın Talat.
Ancak görüşmemizde, “Artık yavaş yavaş suskunluğunu bozacağı” sinyalini aldım.
Bunun içindir ki, “Sayın Cumhurbaşkanı’ndan artık tutanakları isteyeceğim” dedi.
Tutanaklar için de “Çelik bir kasa alacağım. Ancak tutanakları geri isterlerse geri de gönderebilirim” dedi.
Görüşmeler konusunda “endişeli” gördüm Talat’ı.
Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu’nun çözüm konusunda “isteksiz” olduğunu savunuyor.
“Ben çözümde istekliydim” diyerek, “farkımız bu” diyor.
Talat, Eroğlu’nun “isteksizliğinin, Rumlara da yansımasının olduğunu” öne sürüyor.
Diyor ki, “Bizim zamanımızda Rumları sürüklerdik ama şimdi bu ortadan kalktı…”
Sürüklemeyi de, “Ben Hristofyas’ın korkularını bilirdim. Mesela bölünmeden ödü kopardı. Onun için çözüm konusunda onu sürüklerdik” şeklinde açıklıyor.
Eroğlu’nun, Türkiye’nin çözümü zorlamasına rağmen, süreci “sabote edebileceğini” ileri sürüyor ve ekliyor, “Masada ruhen ve bedenen çözüme inanan yok.”
Cenevre Zirvesi’nde de “açılım” veya “süpriz” olarak değerlendirilen ‘toprak’ konusunun “yeni” olmadığını belirtiyor.
Talat şöyle konuşuyor, “Bu öneri bizim zamanımızda gündeme gelmişti, yani yeni bir şey değil. Ancak toprak demek haritadır. Burada prensipler önemli. Her iki tarafta da göç edeceklerin sayısı, ekonominin etkilenmesi gibi…”
Mülkiyet konusunda ise, konunun 1992’de Gali Fikirler dizisinden önce dönemin Genel Sekreteri tarafından Güvenlik Konseyi’ne sunulan raporda ele alındığını anlatan Talat, “Bu konu da yeni değil. Sadece Türk tarafının eşeği yeni bulmasıdır” diyor.
Ancak Cenevre Zirvesi’nde önemli adımların da atıldığını kaydetmeden geçmiyor Talat.
Bunları ikiye ayırıyor.
Birincisi “BM’nin süreci hızlandırma kararı…”
İkincisi ise, “BM’nin süreçte rolünü artırması…”
Talat, Hristofyas’la görüşmesinde bu iki konuda çok çaba harcadığını da anımsatıyor.
Kısacası Sayın Talat, “süreci” iyi takip ettiğini bizler aracılığıyla not etmiş oldu!
Medya dergisine eleştiri
Gazeteciler Birliği düzenli olarak çok güzel bir dergi hazırlıyor. İçeriği, yazıları muhteşem. Ancak dün bir gazeteci meslektaşım eleştirisini yazmamı istedi. Soruyor, “Dergide sürekli aynı isimleri görmezsek iyi olmaz mı? Sadece belli kişiler mi gazetecilik yapıyor bu ülkede?” Bizden iletmesi Sayın Başkan Cenk Mutluyakalı’ya.
Günün Sözü: Cahil kimselerin yanında kitap gibi sessiz ol (Mevlana)