Desem inanmazsınız, değil mi?
Ancak neredeyse bunu da bekleyenler var KKTC'de!
Baksanıza 'KKTC işçi sınıfı' temsilcilerinden biri demeci patlatmış:
'Türkiye'nin Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın
ziyareti, 'Türkiye'yi özne kabul eden TC-KKTC Ekonomik İşbirliği
Protokolünün uygulanmasını istemek ve destekçi aramaya' yönelik imiş'.
Günaydın!
Desem inanmazsınız, değil mi?
Ancak neredeyse bunu da bekleyenler var KKTC'de!
Baksanıza 'KKTC işçi sınıfı' temsilcilerinden biri demeci patlatmış:
'Türkiye'nin Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın
ziyareti, 'Türkiye'yi özne kabul eden TC-KKTC Ekonomik İşbirliği
Protokolünün uygulanmasını istemek ve destekçi aramaya' yönelik imiş'.
Günaydın!
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Kıbrıs'tan sorumlu bakanının 'Kulübe'
isimli dernek ile birlikte malüm pankartları taşıyarak 'Ayşe artık evine
dön!' diye bağırmasını da bekleyenler varmış demekki de haberimiz yokmuş.
KKTC'nin 'işçi sınıfını temsil ettiklerini iddia eden' çevreleri bir harika!
Hiç unutmuyorum bir tanesi Lefkoşa Gloria Jeans'te 'tüm kesintilerden sonra
ayda elimde kalan 5.000 TL' ile geçinemiyorum diye yakınıyordu. Bir 'işçi
sınıfı teşkilatı' başkanı! İşçi sınıfının haklarını savunanlar her halukarda
kendi konumları konusunda çok başarılılar diyebiliriz. Gördüğüm ve bildiğim
kadarıyla neredeyse 'kiracı' olarak oturan bir 'manga komutanı' yok galiba.
Eğer benim bilmediğim varsa o 'istisna' olmalı. KKTC'li 'işçi sınıfı'
profesyonelleri kusuruma bakmasınlar ama AB ülkelerinde benim tanıdığım çoğu
'işçi sınıfı temsilcisi' 'kiracıdır'. Kullanılan otomobil ya da lüks jipler
konusunu hiç açmıyorum, çünkü hemen birileri bozuluyor nedense.
Yanlış anlaşılmasın kimsenin malında gözüm yok. Sadece 'işçi sınıfı adına
konuşanlar' söz konusu olduğunda AB ülkelerinde hangi koşullarda
yaşadıklarını, evlerini ve mütevazi ufacık sıradan ve de ucuz araçlarını göz
önünde tuttuğumda KKTC'de durumun 'oldukça iyi' olduğunu tespit etme hakkım
olsa gerek.
Gördüğüm kadarıyla 'işçi sınıfı için çırpınanlar' devlet dışında özel
sektörde çalışanlar konusunda da pek aktif değiller. Özel sektörde
çalışanlar KKTC'de en 'sahipsiz' olanlar. Bir otel müdürü ayda 1300 TL
verdiği elemanından ayda haksız yere 300 TL kestiğinde KKTC'nin
'teşkilatlarına' başvurup yardım alma şansı yok özel sektör 'ezilenlerinin'.
Sanırım onlar KKTC'de 'işçi sınıfından' sayılmıyorlar.
'Beşir Atalay'a baksanıza 'adamızın seçkin işçi hakları savunucularıyla'
beraber Türkiye'ye karşı miting organize edeceğine, Türkiye'yi
savunuyormuş!' Olacak şey değil, değil mi?
Hatta başka günahları da varmış. Valla ben KKTC'li 'malum çevrelerin'
yalancısıyım: 'Birleşmiş Milletler gözetiminde yürütülen görüşmelerde
'egemenlik' vurgusu yapılırken, Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye tarafından yürütülen
politika 'Kıbrıslı Türklere karşı hakaret' imiş!' Sağımda solumda 'Rum
'meslektaşları' bile Türkiye'ye bu kadar yüklenmiyorlar !' diyenler olduğunu
duyuyorum. Ben demiyorum.
Dahası var: ''Kıbrıs'ta S 300 füze krizi bizi savaşın eşiğine getirmişti.
Şimdi de Akdeniz'de yapılan doğal gaz ve petrol aramalarına karşı Türkiye
yetkililerinin açıklamaları aynı doğrultudaymış'.
Beşir Bey duydunuz mu?
Rumlar ve İsrailliler Akdeniz'de 'haksız hukuksuz' dilediklerini
yapabilirler ama Türkiye buna karşı sesini çıkaramaz!
Oysa verilen örnek oldukça ilginç ve öğretici! S 300 füzeleri Türkiye
yetkililerinin açıklamaları sayesinde adaya gelemediler!
Ayrıca ilgimi çektiği için sormak istiyorum: Siz hiç malüm çevrelerden
'Türkiye'den gelecek suyu istemiyoruz!' diye bir basın bildirisi okudunuz
mu?
Ben okumadım.
'Beşir Bey suyu yollayın ama siz Ankara'da kalın ve susun' dersem sanırım
ben 'malum çevrelerin jargonuna göre' konuşmuş olacağım!
Beşir Bey ne diyeyim, 'Allah size sabır versin!'