Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, New York’a bağlı Long Island’da yapılacak olan üçlü görüşmeye ilişkin olarak, Kıbrıs Türk tarafının durumu nedeniyle büyük beklentilere sahip olmadığını söylemiş.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, New York’a bağlı Long Island’da yapılacak olan üçlü görüşmeye ilişkin olarak, Kıbrıs Türk tarafının durumu nedeniyle büyük beklentilere sahip olmadığını söylemiş.
Merak ediyorum kimin beklentisi var diye?
Bu Pazar Günü'nü en azından 'Çözüm mözüm' diye sizleri meşgul etmek yerine sizlerin görüşlerinize yer vermek için değerlendirmekten yanayım.
Genelde yazılarıma hiç bir zaman ismini yazma cesaretine sahip olamayan ve 'belden aşağı' sataşıp sanırım 'kendi kendini tatmin' edenler dışında da iyi niyetle okur mektupları iletenler var.
Bir politikacı olarak her zaman herkes tarafından ulaşılır olmaya değer veren biri olarak gazetedeki bu köşemde de yazılarıma yönelik olarak görüş bildiren iyi niyetli okurlarımın yazdıklarını sizlerle paylaşmak arzusunda olduğumdan Pazar Günleri mümkün olduğunca sizin yazdıklarınıza yer vereceğim.
Bu Pazar ilk olarak 'malüm' okur mektuplarına yönelik olarak bence de haklı eleştiriler dile getiren bir mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum: 'Sn. Ceyhun fırsat buldukca yazılarınızı takip ediyorum. ancak uzun bir süreden bu yana tüm gazetelerin yorum bölümlerinde , Türkiye ve Türkiyelilere karşı aşağılayıcı saldırılar ve yazılar var.
Sizin yazılarınıza ve size'de Türkiyeli olmanızdan kaynaklanan özel saldırılar var. Bunları sürekli okuyoruz. Özellikle kendisine 'londralı kıbrıslı' bozuk takma ismiyle ve başka takma isimlerle aşağılayıcı ve provakatif yorumlar var.
Belki sizler gazeteci olarak aldırmıyor olabilirsiniz veya gazetecilik etiği olarak muhatap almayabilirsiniz ama, bu saldırılar bizleride rahatsız etmektedir.
Bu saldırıları 'fikrini söylüyor' diye'de geçiştiremeyiz. Bir kişiye dahi yapılan hakaretler suç sayılırken , bir topluma millete yapılan hakaretler suç olmuyor mu? Eskiden bu tip düşünceler fazla dillendirilmiyordu ama, Annan Planı'ndan sonra tüm medya organlarında açık açık konuşulmaya başlandı. 'Londralı kıbrıslı' rumuzu ile yorum yapan 'bu tip örümcek kafalı' kişilerde bu durumdan cesaret alarak, bu tip yorumlar yapmaktadır.
Bizler 36 sene önce gelen insanlar bile hala aynı ayrıma ve aşağılanmaya tabi tutuluyoruz. Bende hakaret yapayım diyorum bazen ama o kadar sevdiğim kıbrısın eski yerlisi arkadaşım dostum varki, ağzımı açamıyorum, utanıyorum.
Bu olayları gündeme almanızı ve bu akıl ile bir yere varamıyacağımzı artık herkesin bilmesi gerektiğini dillendirmenizi rica ediyorum. Dünyada ve coğrafyamızda o kadar önemli olaylar olurken, o kadar çıkar çatışmaları oluken, bizimkiler ne ile uğraşıyorlar, hayret!!!
İyi çalışmalar dilerim.
Bir okur.'
Okurum açık adını yazmış. Ben kim olduğunu biliyorum. Kendisine teşekkür ederim.
Çünkü yazdığı konuya neden olan tarzda interneti istismar ederek açık isim yazmadan 'kendince herkese küfretme' hakkına sahip olduğunu sananlar farkında olmadan geniş yığınların nefretini kazanmaktalar.
Kendileri bilir.
Ancak doğru diyalog ve tartışma 'dobra, dobra' isim saklanmadan ve hakaret edilmeden çok daha medenice yapılabilinir.
İnşallah onlar da öğrenecekler!