Değerli okurlarım hepinize yürekten iyi bayramlar dilerim.
Yaşlanmakta olduğumdan olsa gerek ben de artık 'nerede o eski bayramlar'
diyen gruba dahil oldum galiba. Gerçekten çocukluğumun o sade ama güzel
bayramlarını özlemekteyim. Bebek'te dedemin evinde şimdi olduğu gibi Kasım
ayında bir bayram söz konusu olduğunda evin sobasının üstünde kestane kebab
yapmanın keyfini ne oğullarım ne de inşallah gelecekte sevmek için hasretle
beklediğim torunlarım yaşama şansına sahipler. Hele sobada ızgara balığın
tadını ancak tadan bilir.
Gene de dilerim bu Kurban Bayramı bir nebze olsun hepimizi yaşamakta
olduğumuz bol stresli yaşamdan kısa bir süre için bile olsa koparır ve bir
an bile olsa yaşamın aile bireyleri ile olan bu kısmının aslında ne derece
değerli olduğunun bir kez daha farkına varırız.
Bayrama rağmen elbette yaşam devam ediyor.
TC AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın işi gerçekten zor.
Brüksel'den abhaber tarafından bildirildiğine göre Yunus Emre Kültür
Merkezinde düzenlenen AK Parti Pendik İlçe Danışma Meclisi toplantısında
konuşan Bağış, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Güney Kıbrıs Rum
Yönetimini ziyaretine değinerek, ''Türkiye'nin hamleleri karsısında apar
topar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni ziyaret edenlerin peşini gerçekler
bırakmayacaktır. Uluslararası hukuk kelimesi onların ağzına yakışmıyor.
Hangi hakla uluslararası hukuk kavramını ağızlarına alabiliyorlar. Orada
şov yapıp aklınca 'hodri meydan' diyenler, 'one minute'ün yaşattığı gaz
sancısını içlerinden atamıyorlar. Çözümsüzlükten beslenenlerin sofrasında
artık hazır yemek kalmamıştır. Rumlar ve AB için çözümden başka bir seçenek
yoktur'' demiş.
Sadece Rumlar ve İsrail konu değil elbette. Yunanistan ve AB'ye yönelik
olarak sonuna kadar katılmakta sakınca görmediğimiz sözlerini de bu bayram
da sizlerle paylaşmak isterim: ''Avrupa Birliği derin bir oh çekti. Ama
böyle giderse oh çekecek nefesi kalmayacak. Avrupalıların 'şimdi keşke
Yunanistan yerine Türkiye üye olsaydı' serzenişlerini duyar gibi oluyoruz.
Avronun geleceği de AB'nin geleceği de Türkiye'nin üyeliğinde. AB için açık
adres Uzakdoğu değil, yakın doğudur. Ellerine dürbün alıp uzaklarda çare
arayacaklarına, hemen yanı başlarındaki Türkiye'ye baksınlar.''
Kimbilir belki Kurban Bayramı gibi kutsal günler hem 'inşallah' diyerek bu
tarz dilekleri dile getirmek için en doğru zamandır. Dileriz AB
ülkelerindeki katolik ve protestanlar ve de Yunanistan ile Rum Kesimi'ndeki
ortodokslar da yakında kutlayacakları noeli aynı şekilde değerlendirirler.
Çünkü şaka değil. Yunanlıların bu içinde bulundukları 'ekonomik
bataklıktan' çıkmaları neredeyse imkansız ve işleri 'Allaha kaldı' tarzı
halk dilinin en pratik sözüyle açıklanabilir.
Bol, bol 'tanrım bizi bu durumdan kurtar' diye dua ederken sanırım 'onları
bu hale sokan sahtekar politikacı ve ayakları yere basmayıp talepleri ile
ülkeyi batıran sendikacılara da bol, bol beddua edeceklerdir.
Rumlar için de eğer akıllarını başlarına toplamazlarsa sonunda tek çare
'dua etmek' olacağa benziyor. Ortodokslar kurtuluşlarının sinagoglarda
olmadığını fark ettiklerinde bakalım 'nelerini' kaptırmış olacaklar.
Onların da 'Allah yardımcısı olsun' demekten başka bir şey gelmiyor bu
bayram günü elimden!