Pazar Günü Hacı Bektaşi Veli Derneği’nin Genel Kurulu’na misafirdim. Türkiye’de ve dünyanın nice başka diyarında yaşamakta olan Aleviler sanırım Kıbrıslı Alevileri haklı olarak kıskanmaktadırlar. Çünkü dünyanın hiçbir köşesinde Aleviler bu kadar yürekten desteklenmemekteler.
Derneğin yıllık olağan kongresinde KKTC Meclisi’nde temsil edilen beş siyasi partinin katılmak için özen gösterdiği bir ortamda misafir olmak güzel bir duyguydu. Kongreye gelirken kapıda DP Başkanı Serdar Denktaş ile karşılaştım. Üzgündü. Yeni ameliyatlı haliyle üçüncü katta yapılan kongreye katılamadığından geri dönüyordu. Bence katılmış kadar oldu. Kongre Salonu’na girdiğimde protokolde KKTC Başbakanı ve CTP Başkanı Ferdi Sabit Soyer, UBP Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu ve TDP Başkanı Mehmet Çakıcı yerlerini almış tam bir Alman dakikliği ile geldikleri kongrenin başlamasını bekliyorlardı. Kongreye katılamayan KKTC Dış İşleri Bakanı ve ÖRP Başkanı ise bir çelenk göndermeyi ihmal etmemişti.
Kuzey Kıbrıs’ta yaşamakta olan Alevileri başarıyla temsil eden ve onların yaşadıkları toplumla kaynaşmasında önemli bir rol oynayan dernek başkanı Özdemir Gül bu eseri ile ne kadar gurur duysa yeridir. Daha önce de Cumhurbaşkanı’ndan tüm diğer kurumların müdürlerine kadar KKTC’nin tüm devlet kademelerinin ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla cem evi temeli atılırken aynı heyecanı duymuştum. Kuzey Kıbrıs Türk Toplumu’nun mozaiğinin önemli taşlarından birini oluşturan Alevilere böylesine sahip çıkılması ve destek verilmesi çok anlamlı.
Kuzey Kıbrıs Türk Toplumu’nun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan Aleviler ülkelerinin kaderinin belirlenmesinde üzerlerine düşen görevi yaparken ülkelerinin sorumluluk taşıyan bireyleri de onlara karşı sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirmekteler. Kongrede yapılan konuşmalarda da Başbakan ve muhalefet partilerinin başkanları Kıbrıslı Alevileri överlerken misafir olarak salonda bulunan ve Başkan Turgut Öker’in ricası üzerine onur üyesi olduğum Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nu temsil eden kişi olarak ben de çok gurur duydum. Ne mutlu Kıbrıslı Alevilere ki böylesine güzel bir ülke bulmuşlar!
Onlar da ülkeleri için ellerinden geleni yapmaktalar. Avrupa’daki güçlü Alevi örgütlenmesi ile olan iyi ilişkilerini KKTC’nin çıkarları için seferber etmekteler. Alevilik Felsefesi zaten kendi başına bir Barış Felsefesi olduğundan adada kalıcı bir barış ortamının gerçekleşmesini canı gönülden istemekle kalmıyorlar aynı zamanda tüm olanakları ile destekliyorlar. Aleviler bence Kuzey Kıbrıs için bir şans. Kuzey Kıbrıs Türk Toplumu içindeki yaşamları da Alevilerin sahip olduğu eşsiz bir zenginlik. Keşke dünyanın diğer köşelerindeki Aleviler de aynı huzur ve eşitlik ortamında böylesine modern ve çağdaş bir ülkede yaşayanlar gibi bir yaşam sürdürebilseler.
Avrupa’daki Aleviler KKTC’deki Alevileri ve onların içinde bulunduğu bu güzel ortamı hayranlıkla izlemekteler!