Kıbrıs Sorunu ile ilgili olarak 'bir çeşit son'a' doğru yaklaşılmakta.
Aynı televizyonlarda çok izlenen dizi filmlerde olduğu gibi 'son'un nasıl bir son?' olduğu sorusunun cevabını herkes merak etmekte.
'Mutlu son' mümkün mü?
Ya da 'mutlu son' dediğimizde kim ne anlıyor?
Nereden baktığımıza ve hangi yaklaşımda olduğumuza da bağlı bir 'sonu' 'mutlu son' diye açıklamamız.
Kıbrıs Sorunu'nun 'sonunun' 'mutlu son'lu' senaryosu birbirinden çok farklı alternatiflere sahip.
'Kötü ya da acıklı bir son' mümkün mü?
Bu sorunun cevabı da 'elastiki' bir cevap olabilir. Ne beklendiğine bağlı olarak bir kesim için 'kötü' olan diğer kesim için 'iyi' olabilir.
Senaryoyu yazanlar usta bir şekilde 'son' konusunda 'sır' vermemekteler.
Bu da herkesin bol, bol spekülasyon yapmasına fırsat vermekte.
Artık 'dizinin' finalinin yaklaştığı ve 'finalde dünya kamuoyu nezdinde' 'kötü adam' ortaya çıkacağı için şimdi lobi faaliyetlerinin tam zamanı.
'İyi biziz' demek yetmiyor. Bunu inandırcı bir şekilde anlatmak şart.
'Olası bir kötü sonun sorumlusu Rumlar' olduğunu şimdiden dünya kamuoyunun yeterince duymasında yarar var.
Aslında güzel bir yurtdışı gezisi ile ilgili olarak haftaya Pazartesi Günü yazmayı düşünüyordum ancak bazı 'dedikodu köşelerinde' yazıldığını görünce fikrimi değiştirdim.
UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Dr. Faiz Sucuoğlu'nun aktif desteği ile UBP Lefkoşa Kadın Kolları Başkanı Süreyya Gürses beraberinde Nafia Canan Uzumcuoglu , Tanju Sonuç , Hatice Muazzez Altuğ'dan oluşan bir heyetle Viyana'daki başarılı politikacımız Şirvan Ekici'nin konuğu olarak Avusturya'nın başkentine gidiyor.
Gelecek hafta başı gerçekleşecek bu gezinin en güzel yanı şu anda adını yazmayacağım çok üst düzey bir şahsiyetin de heyete başkanlık edecek olması.
Avusturya Halk Partisi (ÖVP) tarafından ağarlanacak olan UBP Heyeti'nin sadece kadınlardan oluşması çok anlamlı. Kuzey Kıbrıslı kadın politikacılar Avusturyalı kadın politikacılar ile gerçekleştirecekleri temaslarında 'Kıbrıs Gerçeği'ni ve Kıbrıs Türkü'nün Haklı Mücadelesini' anlatma şansına sahip olacaklar.
Daha önce Dış İşleri Bakanımız Hüseyin Özgürgün'ü konuğu olarak adamıza gelen ve Halkın Adalet Konseyi'nin (HAK) bir toplantısında konuşma yapan Şirvan Ekici, Gülin Küçük tarafından onuruna verilen bir yemekte bu daveti önermişti. Şimdi de konuşulanların 'lafta kalmadığını' görmek sevindirici.
Bu güzel gelişmeye katkısı olan herkese teşekkürler.
Gelecek hafta aslında Kıbrıslı Türk politikacıların oldukça yoğun bir şekilde temaslarda olacağı bir hafta olacak.
Alman Sosyaldemokrat Partisi (partim) SPD 3 ve 6 Aralık tarihleri arasında Olağan Genel Kurulu'nu yapacak.
Bu Genel Kurula CTP'yi temsilen Özdil Nami ve Ünal Fındık katılıyorlar. SPD Genel Kurullarına katılımda en kıdemli olan Ünal Fındık dostum sanırım. Bu Genel Kurul'da bir ilki de gerçekleştireceğiz. KKTC'nin ikinci sosyaldemokrat partisi TDP'de bizzat Başkanı Mehmet Çakıcı ve Sami Dayıoğlu ile tarihinde ilk defa Sosyalist Enternasyonal üyesi bir partinin hem de oldukça namlı bir parti lan SPD'nin resmi konuğu durumunda.
Elbette CTP ve TDP'liler yalnız değiller. SPD Genel Kurulu'nda CHP'yi Adana milletvekili ve başkan yardımcısı Faruk Loloğlu'nun baskanlığında temsil eden bir heyet ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile de görüşme olanağı bulacaklar. Mustafa Sarıgül çok kalabalık bir heyet ile kurultayda olacak.
Eski CHP milletvekilleri Onur Kumbaracıbaşı ve Sefa Sirmen'in yanı sıra gazeteciler Yalçın Doğan ve Mahmut Övür'de Sarıgül ile kurultaya gidiyorlar.
UBP'nin Viyana Çıkarması ve CTP ile TDP'nin Berlin Seferleri bence doğru zamanda gündeme gelmekteler.
Önümüzdeki dönemde bu temasların sayısını arttırmakta yarar var. Hem hristiyandemokratlarla hem de sosyaldemokratlarla yakın ilişkiler çok değerli!
