Takımlar ikinci devre hazırlıklarını ülkede veya Türkiye’de sürdürüyorlar.
Spor konusu açıldığında ülkemiz eksikliklerini sürekli eleştiririz. Otellerin yanına çim saha yapılmamasını, Türkiye’den gelebilecek takımların çalışacak yer olmaması nedeniyle gelmediklerinden ve bu pazarı eksikliklerimizden dolayı Antalya’ya kaptırdığımızdan bahsederiz.

Antalya ile Kuzey Kıbrıs’ın havası aynı. Peki Antalya’da günde iki, hatta üç antrenman yapabiliyorsanız Kıbrıs’ta da yapabilirsiniz.

Tesis olarak belki eksiklikler var kabul, ancak ülkemiz takımları açısından bunun ayarlaması yapılarak enazından yurt dışına harcanan paralar ülkemiz turizm sektörüne akıtılabilir.
Tabi bu konuda turizmcilere de büyük sorumluluk ve özveriler düşüyor.
Kış döneminde kalkar tek kişiye yurt dışı turist fiyatı uygular yüksek fiyat isterseniz haliye yerli turist de dışarı gider.

Bu zincirleme bir mekanizma. Turizm sektörü önce cezp edecek, ki takımlar ülkede kalmayı tercih etsin. Çetinkaya kendi sponsoru olan Savoy otelde kampa girecek yarın. Haliyle para da vermeyecek. Çalışmalrını yine uygun Girne sahalarında yapacak. Parası da cebinde kalacak.
Bir kere Girne turizm kenti. Dolayısıyla kimse otellerin saha yapmasını beklemesin. Zaten buna devlet de izin vermez. Zira otelin yapılacağı alanı bile devlet veriyorsa ve turistik bölgede yer sıkıntısı varsa bu hayal olmaktan öteye gitmez. Girne’deki büyük otelleri şöyle bir gözden geçirelim hangisinin yanında o kadar büyük alan var ki saha yapılsın? Zaten yer olsa turizm için otel yapılır. Devler bu konuda özel bir bölge oluşturmalı ve nasıl ki yıldızları verirken kurallarına göre verilir, ve nasıl ki bir inşaat yapılırken sığınak harçı yatırılır, turistik tesis yapılırken de spor fonuna belli oranda katkı vererek merkezi yerlerde sahaların yapılmasına başlanabilir. Bu konuda bir plan ve politika hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalı. Turizm konusunda desteğe ihtiyaç duyan bir ülkeyiz. Turist sayısı beklenen düzeyde değil. Ancak turizm konusunda birçok konuyu göz ardı ederken sporu da göz ardı
etmemiz bizleri tesis açısından yeterli noktaya taşıyamadı.

Bazı konularda kararlılığımızı ortaya koymak durumundayız. Turizm sektörü gelişirken sporun altyapısına da bişeylerin kazandırılması şart. Zaten sporun alyapısına verilecek katkılar dönüp dolaşıp yine turizm sektörünün hizmetine birşekilde gelecek. Oteller yapılırken alınacak katkı paylarıyla tesisler yapılacak, tesisler çoğaldıkça Kuzey Kıbrıs cazip hale gelecek ve Türkiye’den ülkemize kamp yapmak için takımlar gelmeye başlayacak. Takımların gelmesi sadece otellere yaramayacak kuşkusuz. Buraya gelen takımlarla hazırlık maçı yapacak ülkemiz takımlarında oynayan futbolcular da en azından kendini sergileme fırsatı bulacak. Ve beklide gizli kalmış yetenekli futbolcularmız başka ülkelerde top oynama fırsatı bulacak. Az önce bahsettiğim gibi bu lokomotif bir sektör. Turizm spora, spor turizme, spor turizmi ise sporcumuza yeni kapılar açacak. Tek yapmamız gereken istekli, planlı ve kararlı olmak ve bu kararlılığımızı sonuna kadar sürdürmek.