Ankara karışık

Siz bu satırları okurken ben Pazartesi Günü öğleden sonradan itibaren Almanya’da koalisyon ortağı olarak iktidar partisi konumunda

 Siz bu satırları okurken ben Pazartesi Günü öğleden sonradan itibaren Almanya’da koalisyon ortağı olarak iktidar partisi konumunda olan SPD’nin Federal Meclis (Bundestag) Grubu adına Gerd Andres başkanlığındaki bir heyetle TBMM başta olmak üzere aralarında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve muhalefet partileri temsilcileri olmak üzere bir dizi muhatap ile görüşmelere katılıyor olacağım.

 

Oldukça önceden planlanan bu gezi tesadüfen Ankara’nın oldukça karışık olduğu bir döneme denk düştüğünden epey bilgilendirici olmaya aday. Alman milletvekilleri birinci elden sorunların içeriği hakkında aydınlatılma şansına sahip olurken kendileri de doğru zamanda SPD’nin bu gelişmelere yönelik bakışını tam olarak aktarma olanağı bulacaklar.

 

Ankara’daki kriz ortamı hem Türkiye hem de Kuzey Kıbrıs açısından oldukça şanssız bir zamana denk düştü. Fransa’nın AB Dönem Başkanlığı’nın beraberinde getirmesi beklenen sorunlar yetmiyormuş gibi şimdi Fransız ataklarına karşı sadece defansif değil aynı zamanda ofansif oynaması gereken Türkiye’nin şu anki konumu bol sayıda cezalı futbolcuya sahip ve antrenörün kalıp kalamayacağının belli olmadığı bir futbol takımından hiç farkı yok. Bırakın kadro kurmanın güçlüğünü sahaya hangi takımın çıkacağının bile şu anda kestirilemeyen bir süreçte zor maçlara çıkmak büyük şanssızlık!

 

Kıbrıs’ta da görüyoruz. Türkiye ile imzaladıkları anlaşmanın aynısını imzalayarak iki taraf arasındaki görüşmeler sürerken Rum Kesimi yanında destek sunarcasına tavır alan İngiltere haklı olarak KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat olmak üzere tüm Kuzey Kıbrıslıları kızdırdı.

 

Ankara’nın kendi sorunlarıyla boğuşuyor olması ve AKP’nin yasaklanma olasılığının her geçen gün daha fazla kesinleşeceği ihtimalinin ortaya çıkması, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın uzun sürecek bir aktif siyaset yasağı nedeniyle devre dışı bırakılacağı dedikoduları hem AB genelinde hem de Kıbrıs’taki Türkiye ve Kuzey Kıbrıs karşıtlarını cesaretlendirmekte. Hatta AKP Hükümeti’nin devre dışı kalmasının ardından sertleşmesi beklenen Türkiye’nin AB ve Kıbrıs Politikaları’nı tercih eden çözüm karşıtları neredeyse Ankara’daki krizin derinleşmesi için kiliselerde dua edecekler.

 

Milliyetçiliğin hiçbir soruna çözüm olmadığını en son Portekiz ve Türkiye arasındaki maçta da gördük. Fatih Terim vizyonu ile oluşturulan kadrolar Türkiye’ye sadece ve sadece yenilgi getirmekteler. Milliyetçi kafa yapısı ile okunmaya çalışılan maçlarda verilen taktikler tam bir fiyasko. Oysa takım süper. Oyuncular mükemmel. Ancak takımın başındaki kafa yapısı yanlış olunca bu iş olmuyor. Türkiye Fatih Terim ile bir hezimete doğru koşmakta.

 

Aynı durum Ankara için olmasın diye dua etmekten başka bir çare kalmadı artık galiba! Türkiye’nin Kemal Derviş’in öncülüğünde ekonomisine çeki düzen vermeye başladığı ve bu stratejinin bugüne kadar yararının görüldüğü ortada iken şu anda yaşanmakta olan kriz eğer gelişmeler korktuğumuz gibi olursa sadece siyasi değil ekonomik olarak da çok zarar vereceğe benziyor. Bilmekte yarar var!

Bu haber 472 defa okunmuştur

:

:

:

: