Basın özgürlüğü istismarı ve medya gücünün kötüye kullanılmasından bir örnek.

Globalleşme süreci içinde internet ve dijital teknoloji devriminin insanlığa sunduğu imkanlarla bilgi

 Globalleşme süreci içinde internet ve dijital teknoloji devriminin insanlığa sunduğu imkanlarla bilgi ve enformasyon , demokratik ülkelerde,  basın ve medyanın gücünü yasama, yürütme ve yargı kadar önemli ve etkili kılmıştır. Siyaset ve kamu hayatında şeffaflaşma ve hesap verme teknoloji ve iletişim devriminden sonra pek çok demokratik ülkede iktidar olabilmenin  veya iktidarda kalabilmenin ön şartı olmuştur. Bu önemli aşama, dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte yürütülmesi halinde, ülkemiz için saygın ve hesap veren erdemli siyaset dönemi, kaçınılmaz olacaktır.

 

Hesap veren, saygın ve dürüst bir kamu yönetimi anlayışını 1975-1990 yıllarını kapsayan bakanlık / milletvekilliği ve büyükelçilik görev yıllarımda ve o günün,  teknolojik imkanlarında, etkin denetim mekanizmalarının bir ölçüde eksikliğine rağmen  kendime rehber edinmeye büyük özen gösterdim. 1990 yılında KKTC Londra Temsilcisi olarak kamu hayatımı noktalarken, KKTC Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri Bakanlığına, şahsım ve aile bireylerim açısından ayrıntılı bir mal beyanında bulunmayı kendime görev bildim. Bu davranışın, özellikle üst düzey kamu görevlileri açısından, pek çok Batı ülkesinde yasal bir zorunluluk olduğunun bilinci içinde, bu sorumluluk örneğini reklam aracı olarak kullanmamaya özen gösterdim. Ne yazık ki yıllar sonra, 15 Haziran 1997 tarihli Sabah  ve Cumhuriyet gazetelerinde kişilik haklarıma fevkalade  haksız ve “çamur at izi kalır” anlayışı ile yapılan ağır bir saldırı karşısında bu isnatların sahibi Sefa Taşkın’a karşı şeref ve haysiyet davası açmak mecburiyetinde kaldım. Sefa Taşkının şahsımı hedef alan beyanatına karşı yapmış olduğum açıklamaya yer vermeyen Sabah ve Cumhuriyet gazeteleri  dava sürecini takip edip, İzmir Mahkemelerince beni aklayan ve Sefa Taşkını, şahsıma tazminat ödemeye mahkum eden kararını yayınlama ihtiyacını duymamış olması, basın ahlak ve sorumluluğu açısından  düşündürücüdür. Bu önemli yayın organlarının  bireye hiçbir savunma hakkı tanımadan 15 /06/1997 tarihinde işledikleri şeref ve haysiyet katliamının acısını, polemiği sürdürmemek adına yıllarca yüreğimde taşımayı tercih ettim. Ne var ki artık internet çağındayız ve  internet’de şahsımla ilgili bilgiler arasında Sabah ve Cumhuriyet Gazetesinin 15 Haziran 1997 tarihli yazıları maalesef iktibas edilmiştir. Bu bilgi ışığında Google  Yetkililerine aşağıdaki açıklamayı göndermiş bulunuyorum.

 

 

“ Google’ın Türkiye ve  Uluslararası Yetkili Makamlarına

 

Google arama motoru kanalı ile internet sayfalarında, şahsım ( Tansel Fikri ) hakkında ihtiva olunan bilgiler arasında, 15 Haziran 1997 tarihli Sabah gazetesinin 11inci  sayfası ile ayni tarihli Cumhuriyet gazetesinin 18inci sayfasında  yayınlanan ve Sefa Taşkın tarafından  kişilik haklarıma ve şeref ve haysiyetime yönelik ağır saldırılar yer almaktadır.  Bu son derece çirkin, asılsız ve  insafsız isnatlara karşı, İzmir 10.Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğum manevi tazminat davası 11.08.1997 tarihinde işleme konulmuş ( Esas No : 1997/ 583 ) ve  06.05.1999 tarihli,  1999 / 421 sayılı kararla,  davalı Sefa Taşkın mahkum edilmiş ve bu karar çerçevesinde Tansel Fikri’ye tazminat ödemekle yükümlü kılınmıştır. İzmir Mahkemesinin takdir ettiği tazminat  29 Mayıs 2002’de fiilen Tansel Fikri’ye ödenmiştir.

 

Mahkeme Dosyasında davacı Tansel Fikri  1974 Kıbrıs Türk Barış Harekatından sonra kurulan ilk Kıbrıs Türk Federe Devleti Hükümetinde görev üstlenen Maliye Bakanı olarak tanıtılmış ve kariyeri aşağıdaki şekilde özetlenmiştir :

 

Tansel Fikri ikinci,  K.T.F.D. Hükümetinde, Sanayi ve İşletmeler Bakanı olarak görev yapmıştır.

Tansel Fikri, 1985-1990 yılları arasında KKTC’nin Londra Büyükelçisi olarak görev ifa etmiştir.

Tansel Fikri, 1990 yılında KKTC Devlet Görevinden emekliye ayrılmıştır. 1990-2000 yıllarında, çok uluslu madencilik şirketi  Normandy Mining Şirketler Gurubunun Türkiye’deki  kuruluşu Eurogold’un YK Üyesi ve strateji danışmanı olarak görev yapmıştır

Davacı Tansel Fikri : İngiltere’nin Sheffield Üniversitesi Ekonomi ve İşletme Bölümü mezunudur. Birmingham Üniversitesinden Master of  Commerce ( Yüksek Lisans) ünvanına sahiptir. ABD’nin Harvard Üniversitesi Sevk ve İdare Bölümünde Doktora üstü bir programı başarı ile tamamlamıştır. İngiltere’de 1970 yılında yayınlanan  “ Mergers and Takeovers” Kitabının yazarlar kadrosundadır. 1969-70 yıllarında Birmingham Üniversitesinde,  Ekonomi ve İşletme Öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.  Evli ve üç çocuk babasıdır.

 

Tansel Fikri’nin savunma avukatı,  Mahkemedeki savunmasını şöyle tamamlamıştır

 

“ Davacının yaşadığı zaman dilimi içinde çalışarak, uğraşarak, alın teri dökerek aile çevresinde ve uluslar arası düzeyde elde ettiği haklı gurur, kariyer ve onur davalının iz’an tanımaz sözleri ile yok edilemez, karalanamaz, bu şöhrete, ufacık bir leke dahi sürülemez, buna Yüksek Mahkemeniz müsaade edemez”.

 

Şahsım ( Tansel Fikri) hakkında Google kanalı ile internet’e yansıyan  15 Haziran 1997 tarihli Sabah ve Cumhuriyet gazete haberlerinin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında düzeltilmesini  resmen talep eder

Saygılar sunarım.”

son söz

Doğruluk ve dürüstlük tüm dinlerin insanlığa öğütlediği temel ve ortak bir ögedir. Sağlam temellere oturmuş demokratik Hukuk Devletinde bireylerin doğruluk, dürüstlük ve yüksek fazilet anlayışı, Devletin ulusal ve uluslararası  saygınlığını, ağırlığını ve güvenilirliğini tayin eden başlıca faktördür.

Devleti kemiren yolsuzluklar, usulsüzlükler er geç o Devletin maddi ve manevi iflasını da beraberinde getirir. Bu tür Devletlerin zaman içinde yabancı ülkelerin egemenliğine girmesi  ise kaçınılmazdır.

Bu haber 608 defa okunmuştur

:

:

:

: