Balataları, normal kullanım süresini dolduran, sürekli olarak fren ikaz lambası yanan bir otomobilin, günün birinde gidip bir duvara çarpması gayet doğaldır.

Ortaya çıkan kazayı ve kayıpları kader olarak nitelemek ise sorunu sürekli olarak görmezden gelen sürücünün mazeretidir.

Ülkede, son dönemlerde yaşanılanlar bu örnekle bire bir örtüşüyor.
Bugün Lefkoşa Türk Belediyesi ‘sözün bittiği’ yerdedir.
Konuyla ilgili kimse sorumluluk almak istemiyor. Aylardır ikaz işareti veren tehlike ‘Amiral Gemisi’nin karaya oturmasına neden oldu.
Hükümet, muhalefet ve sendika yaşanılanlarda sütten çıkmış ak kaşık gibi günün sonunda ‘İyi adam’ dedikleri Cemal Başkanı günah keçisi ilan etti.
Tüm sorumluluğu O’na yükledi. ‘Bizden buraya kadar, bundan sonrası senin savaşın’ dedi.
Cemal Bulutoğluları’nın, yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot misali mücadelesini uzaktan seyretmeyi tercih eden bazı UBP’lilerin, yaklaşan kurultayında hesabını yaparak, ‘bir aday eksildi’ yorumunu yaptıkları iddia ediliyor.
Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki gelişmeleri hafta içinde hep birlikte göreceğiz.
Star Kıbrıs’ın günlerdir, İskele Kalecik’e Bakanlar Kurulu kararıyla verilen alçı taşı ocağı izni konusundaki yayınlarına sessiz kalan yetkililerin durumu da bu vurdumduymazlığa, sorunu görmezden gelmeye örnek gösterilebilir.
Eski Tarım Bakanı Zorlu Töre, Bakanlığı döneminde 6 şirketin aynı yer için taş ocağı izni verilmesi yönünde talep olduğunu, fakat kendisinin çevre uzmanlarına da danışması sonucu bu izni vermediğini söylüyor.
Töre bununlada yetinmeyip hem hükümeti hem de kendini zan altında bırakmamak adına böyle bir karar verdiğini belirtiyor.
Peki şimdiki Bakan Ali Çetin Amcaoğlu ne yapıyor?
İskele Kalecik’teki alçı taşı ocağı için UBP’li olduğu ileri sürülen bir kişinin önerisini Bakanlar Kurulu’na götürerek onaylanmasını sağlıyor.
Konu hakkındaki sorulara da olasılıklar ve tahminler üzerinden cevap veriyor.
Yani bunun Türkçesi, Bakanlar Kurulu’na onaylanması için sunduğu önerinin ne yerinden, ne amacından ne de zararlarından haberi var.
Bu olay herhangi bir Avrupa ülkesinde olsa Hükümetin başındaki kişi bu bakanı anında görevden alır, ya da o bakan kendiliğinden istifa ederdi.
Star Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması, gelişmesi adına bu konudaki yayınlarında ısrarcı olmaya devam edecek. Israrcı olmamız, bölgedeki milyon dolarlık turistik tesislerin yanında aynı bölgede bulunan yaklaşık bin konutta yaşayan ve bunların çoğu yabancı olan sakinlerin seslerini duyurmak istememizdendir.
İskele Kalecik bölgesindeki alçı taşı ocağı konusundaki yanlıştan geri dönülmesi gerekiyor.
Hatadan geri dönmek de bir erdemdir.
Bu konuda başta Başbakan İrsen Küçük olmak üzere hükümetteki tüm sağduyulu bakanlara büyük görevler düşüyor.
Çünkü, ülke adına büyük yatırımların olduğu bir bölgede böylesi bir çevre felaketinin hayat bulmasına seyirci kalmak ileride doğacak sonuçlarına ortak olmak demektir.
Hele de ÇED raporu olmadan böylesi bir yatırıma izin vermek, bu sorunu sahiplenmek anlamına gelmektedir.
Onun için, Star Kıbrıs’ın bu konudaki yayınlarında ortaya çıkardığı gerçekler herkes tarafından tekrar tekrar okunmalı ve yol yakınken bu hatadan geri dönülmelidir.
Zira, yanan fren ikaz lambasını dikkate almamak, sürücüyü selamete götürmez.