Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanlar artık hergün sabah haberleri dinlerken, ‘Acaba bugün kim greve gitmiş’ diye merak ediyor...
Çünkü ülkede hemen hemen hergün eylem veya grev kararı aldığını açıklayan birileri oluyor...
Başkent Lefkoşa’yı, ‘pisliğin’ içine gömen grev hala devam ediyor.
Vatandaş, evlerinin önünde biriken çöplere ve çevre kirliliğine hergeçen gün alışıyor...
Belediyedeki grev karşısında ‘Acz’ içinde kalan yetkililerden ve hak aramayı siyasi kavgaya dönüştüren sendikadan umudunu kesen halk, ülkede yaşanılanları pencerelerini açmadan evlerindeki televizyondan izliyor...
Cumhuriyet Meclisi’nin dünkü oturumu ülkede yaşanan kara mizaha en güzel örnektir...
Muhalefet partilerine mensup milletvekilleri, ülkenin içine düştüğü durumu anlatmak için kürsüye çıktığında, eleştirilerini ve çözüm önerilerini seslendirdiğinde salonda hükümeti temsilen sadece bir tane ‘nöbetçi’ Bakan vardı.
O da muhalefetin eleştirilerini hiç tepki vermeden oturduğu yerden dinledi, dinledi, dinledi sonra sıkıldı dışarıya çıktı...
İnanmayan dünkü Meclis oturumunun görüntülerini yayınlayan devlet televizyonundan bu kayıtları alabilir, hatta bir kopyasınıda ileride ‘torunlarına’ izletmek için saklayabilir....
Lefkoşa’da artık ok yaydan çıkmıştır...
İçine düşülen durum, hak aramadan öte, siyasi kavgaya dönüşmüştür...
Bunu en yetkili ağızlar seslendirmeye başladı...
Sendika yetkilileriyle geçtiğimiz hafta sonu Başbakan İrsen Küçük’ün kapalı kapılar ardından bir görüşme gerçekleştirdiği ve maaşların Çarşamba günü, yani yarın ödeneceği sözünü verdiği açıklandı...
Belediye çalışanlarının içine düştüğü durum istisnasız herkesi üzmektedir...
Hükümet, sendika ve belediye başkanı arasında geçen siyasi kavgada olan çalışanlara olmaktadır...
Gün, işi yokuşa sürerek Lefkoşa’daki içinden çıkılmaz durumu tamamen kördüğüme çevirme günü değildir...
Gün, insanlara hastanede ‘Tifo’ teşhisi konduğu iddialarının ayyuka çıktığı bir ortamda sağduyulu davranıp, Lefkoşa Belediyesi’ndeki bu ‘amacından’ çıkan sözde grevi sona erdirme günüdür...
Çok uzaklara değil bundan 2 yıl öncesine gidin ve eski KTHY çalışanlarının verdiği mücadeleyi hatırlayın...
‘Direne direne kazanacağız’ diyerek yüzlerce çalışanı peşine takan sendikayı ve onun yetkililerini hatırlayın...
Milli havayolunun batış sürecinde kendilerine toz kondurmayan, kurtuluşu için sunulan her öneriyi ellerinin tersiyle geri çeviren aynı sendika yöneticilerine tarih, aylarca karşı duruş sergiledikleri siyasi otoriteyle birlikte, herşeylerini kaybettirdikten sonra ‘dilene dilene’ Direniş Çadırı’nı söktürmeyi nasip etmiştir...
Bu kavgada yenilen ne KTHY’i batıran yöneticiler ne de siyasi irade olmuştur...
Kaybeden ve perişan olan çalışanlar olmuştur...
En büyük mağduriyeti onlar yaşamıştır...
Emek ve ekmek kavgası kutsaldır...
Bu uğurda verilen mücadele bir sendikanın en büyük görevlerinden birisi olmalıdır...
Bu savaşın bayrak taşıyıcılığı da elbetteki sendika yöneticisinin omuzlarındadır..
Fakat, hak ararken işin dozunu kaçırıp, emekçilerin geleceğini karartacak, aileleri parçalayacak, geri dönüşü olmayacak kararlar konusundaki ince çizgi çok iyi belirlenmelidir...
Bu konudaki sorumluluk, sağdan soldan gelen yönlendirmelerle kısır bir siyasi çekişmeye kurban edilmemelidir...
İşte Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki grev böyle bir noktaya gitmektedir...
Sendika Başkanı, Belediye Başkanı’nın istifasını duymadan grevi bitirmeyeceklerini artık kapalı kapılar arkasında değil alenen seslendiriyor...
Bu noktada herkes sağduyulu olmalıdır...
Eğer, Belediye Başkanı istifa ettiğinde sihirli bir el gelip ‘Başkentteki enkazı’ temizleyecekse sendika bunu da açıklamalıdır...
Başbakan İrsen Küçük yine bir son dakika süprizi yapmazsa, belediye çalışanlarının maaşlarının bugün veya yarın ödeneceği konusunda söz vermiştir...
Artık taraflar bugünden itibaren, aralarındaki husumeti bir tarafa bırakarak Lefkoşa Belediyesi’nde bundan sonra atılacak adımlar konusunda uzlaşmalı ve yoluna devam etmelidir...
Vatandaşta, çektiği sıkıntı, uğradığı mağduriyetin hesabını mutlaka önüne sandık konduğunda soracaktır...
Eğer bu yaşadıklarını o güne kadar unutmazsa...