Beyin özürlünün din anlayışı...

“İlahiyat koleji, sendikalar, UBP’ye Başkan derken” başlıklı son yazıma gerek telefoniyen, gerekse bir şekilde “gizlenerek” aklınca yazılı yorum yapan herkese açık cevabımdır.

“İlahiyat koleji, sendikalar, UBP’ye Başkan derken” başlıklı son yazıma gerek telefoniyen, gerekse bir şekilde “gizlenerek” aklınca yazılı yorum yapan herkese açık cevabımdır.
Aklı başında “insanlarım” bugün yazacaklarımı üzerlerine almasınlar...
Yazılanların ve söylenenlerin bazıları kudurukluğun, edepsizliğin da ötesine geçti, sözlü olanlar hakettiği cevabı aldı.
Şimdi sıra sanal dünyanın arkasına sığınıp da ahkâm keseyim derken ciddi ciddi beyin özürlü olduğunu ispatlama gafletine düşenlerde, 21. yüzyılın bilgi çağı olduğunu unutup da hayal dünyasında gezmeyi marifet bilenlerde...
Önce okumayı öğreneceksiniz, sonra okuduğunuzu anlamayı öğreneceksiniz, sonra kendi anadilinizde “adam gibi” yazmayı öğreneceksiniz ki bu toplum, insanlığın geneli ve kılıktan kılığa soktuğunuz “din olgusu” sizin gibi karacahillerin elinden ve lanetinden kurtulsun...
Son yazıdığım yazı kör gözüne parmağım misali birilerinin zaten kör olan gözüne girmiş, bu sefer de girmemesi için gözlüklerini takıp bir daha okusunlar, ama bu sefer bir zahmet kelime kelime, nato kafa nato mermer kafalarla değil, beyinlerine girsin diye sindire sindire, insancasına okusunlar.
Son yazımda İslamiyet’e dair yazılmış bir tek kelime, bir tek eleştiri yok.
Yazıdaki eleştiri tarihleri boyunca her fırsatta hem kardeşlerini, hem de dindaşlarını kıtır kıtır doğrayan, doğramadan önce ve doğradıktan sonra da Fatiha okuyan Arapların ve KKTC’de kurulacak İlahiyat Koleji’nde Türk çocuklarına Arapça öğretilmesi üzerine...
Muhterem algılama özürlü vatandaşlarım:
Araplar ve Arapça “İslam Dini” demek değildir, bilmem terbiyesizlik etmeden anlayabiliyor musunuz???
İslam Dini bir vesileyle Arabistan’da doğmuş olabilir, ama Arapların babalarının tapulu malı değildir, bilmem terbiyesizlik etmeden ve dedelerinizi kıtır kıtır doğrayan Arapları korumaya çalışmadan anlayabiliyor musunuz???
Arapça da öyle sizin özdeşleştirdiğiniz gibi, İslam Dini demek değildir.
Araplar da, hani şu sizin diliniz olan Türkçe’yi kendi çocuklarına öğretmeyi tarih boyunca hiç akıllarından geçirmemiş olan, Yemen’de, Ortadoğu çöllerinde İngilizlerle, Fransızlarla bir olup da dedelerinizi dilim dilim doğramış olan, hala bugün olmuş PKK’ya açık ve saçık destek veren Araplar, sizin hiç mi hiç sevdalınız da değildir, bilmem terbiyesizlik etmeden bunu da anlayabiliyor musunuz?
Arapların Türklere karşı tarihte yaptığı ve halen yapmakta olduğu en büyük katliamlara gelince...
Envai tür ahlaksızlığın fırıl fırıl yapıldığı Türk icadı pembe dizileri ağzınız bir karış açık izlemeyi, her türlü magandalığın sergilendiği futbol maçlarında bir takım kazandı diye yollarda ter ter tepinmeyi, kimin eli kimin cebinde, kimin gözü kiminle oynaşta konusundan başka bir hava kesmekten öteye gidemeyen kahvehane lakırdılarını kenara bırakıp da:
Milattan sonra 670 ve 740 arasındaki Türk-Arap ilişkilerini inceleyecek kadar yüreği ve kafası çalışanlar, özellikle de Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi dağarcığı en zengin İslamiyet tarihçisi yazarların yaptıkları engin araştırmalara bakma zahmetinde bulunanlar, Arapların Türklere karşı Seyhun-Ceyhun nehirleri arasındaki bölgede, Semerkant’da, Buhara’da, Horasan’da, Talkan’da, Curcan’da, Taberistan’da ve daha birçok yerde İslamiyet’i yayacak diye ganimet peşinde koşan Arap çapulcularının onbinlerce Türkü nasıl katlettiğini öğrenebilirler...
Hem de Türk Ulusu’nun köküne kibrit suyu dökecek şekilde nasıl katledildiğini, kesilen binlerce Türk’ün kellesinden nasıl dağlar yaratıldığını, an be an öğrenebilirler...
Bilim ve gerçek, beyin özürlülerin yaşadıkları algılama kayıplarının boyutlarına göre şekillenmez...
Bilim ve gerçek, beyin özürlülerin keyfine göre de şekillenmez...
Din, inanç ve vicdan da varlıkları tarihin ve insanlığın yüz karası olan beyin özürlülerin keyfine göre şekillenmez...
Ancak ve ancak, ne acıdır ki, tarih “benim mezhebim seninkinden daha esaslı Müslüman’dır/Hıristiyan’dır, o yüzden güç bende olmalıdır” diyen, ancak esas amaçları gücü elinde bulundurarak avantasını götürmeyi hedefleyenlerin yaptıkları katliamlarla, insanlığa verdikleri acılarla doludur ve bu durum günümüzde halen devam etmektedir...
Hayal dünyasında yaşayarak istediğinizi düşleyebilirsiniz, ancak “gerçek olan gerçektir” ve öyle de kalacaktır.
Ne güneşi balçıkla sıvayabilirsiniz, ne de tarihi ve günümüz gerçeklerini keyfinizin istediği gibi yok edebilir veya yok sayabilirsiniz...
Gerçek gerçektir...
Ve en gerçek olanı da şudur:
Öyle beş vakit namaz kılarak, oruç tutarak, nasılsa gavurun malıdır deyip de ganimeti helal sayarak, bir taraftan komşusu için fenalık düşünerek, çevresini kirleterek, saygı nedir bilmeden yaşayarak, diğer taraftan ruhunu ve vicdanını rahatlatmak için namaz kılarak, dua okuyarak, sadece kendi keyfine göre saygı bekleyerek, kendi yarattığınız gariban dünyacığın derinliklerinde saklamak için büyük gayret sarfettiğiniz aşağılık kompleksinin başkalarında da aynen olduğunu sanarak iyi bir “dindar” olamazsınız...
Allah’ın adaleti ve insanoğlundan beklediği inanç değeri, öyle namazdan, niyazdan geçmez, önce insanın vicdanından, ruhundan, erdemlerinden geçer...
Ruhunuz temiz olacak, yaşam felsefeniz temiz olacak, vicdanınız temiz olacak, insana ve çevreye saygınız “temiz” olacak, işte o zaman namazsız niyazsız Allah’ın sevgili kulu olursunuz...
Yoksa öyle “ben dindarım, beş vakit namaz kılarım, oruç tutarım...” demekle olmuyor bu işler...
Hele hele, okuduğunu anlamayıp da beyin özürlü olduğunu ispatlamak için kırk takla atmakla hiç mi hiç olmuyor!!!
Dinime söven bari Müslüman olsa dedirtirsiniz adama...
Ve son bir hatırlatma...
Temizlik imandan gelirmiş!!!
Eğer öyleyse, İslamiyet’in en imansızları, en ahlaksızları, en yüzkaraları da bu ülkede yaşıyor, memleketi bir uçtan öteki uca pislik götürüyor...
Yol kenarları, dağlar, taşlar, deniz envai türden milyonlarca, hatta milyarlarca pislikle dolu, bu ülkeyi kirletenler, yakıp kavuranlar da bu ülkenin insanları, yani siz!!!
Yarası olan gocunsun, ben kendimi bu kategoriye koymuyorum.
İtirazı olan var mı???
Bu haber 292 defa okunmuştur
  • Eline saglık be gardaş. Gökhan kırdag  Lefkoşa - 27.07.2012 Ediz bey,başlık biraz abiyane oldu özür dilerim,ama bu coçkumdan dolayı.Din konusuna bende degindim bir yorumumda,hemen akıl saglıgımın bozuk oldugundan her kimse doktor diye bir aymaz,ruh saglıgımdan girdi,kendini deli doktoru ilan ederek bitirdi.Ona anlatamadım yerimin darlıgından.Daha evvelki yazınızı okudum,yorumlarıda okudum.Yazınızın konusu hakkında birikimi olmıyan,hayatı boyunca üç,beş kitap okumuş(!)ların abuk,sabuk,en azından şu siteye saygıdan uzaktı:Muhakkak ki güldünüz geçtiniz.Hep söylerim ya muhammet isveçte dogsaydı,tabi gülersiniz,hayda ozaman isveççe ögreten kuran kursları açılacaktı.Her halde çok basitçe olan bu yorumlamayı anlamışsınızdır.Zannederlerki,kuran arapça oldugu için evrenseldir,çünkü peygamberin ana dili, ki arapça .Ne acıdır ki kuran kursuna giden bir çocuga sordum,dinimi ögreniyorum dedi.Ama okudugu arapçaydı. Yakındır akıl saglıgınızın bozuk oldugunu,sapık bir doktor tecciller.Yılmayın ELİNİZE SAGLIK.

:

:

:

: