Doğru zamanda gerekli ziyaret: dost ve düşman anlasın!

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'yi hem de '20 Temmuz' nedeniyle ziyareti son haftalarda Kıbrıs konusu söz konusu olduğunda gündeme gelen spekülasyonlara da en net cevap oluyor.

 Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'yi hem de '20

Temmuz' nedeniyle ziyareti son haftalarda Kıbrıs konusu söz konusu olduğunda

gündeme gelen spekülasyonlara da en net cevap oluyor. Türkiye zor bir

dönemden geçmekte. Geçmişe yönelik darbe planlarının ortaya çıkması ve daha

önce adı 'Susurluk Soruşturması'na' karışmış şahısların savcılık

açıklamasına göre yaptıkları iddia edilen eylemler haklı olarak kamuoyunu

'neler oluyor?' şeklinde kaygılandırmakta. Bülent Ecevit'in Başbakanlığı ya

da Kıbrıs'ta Annan Planı ile ilgili referandum döneminde birilerinin aslen

belki de her devlet için çok hassas misyonu olan 'derin devleti' kendi

kişisel çıkarları için istismar etmeleri 'devletine inanan ve güvenen'

vatandaşların tepkisini çekmekte. Evlatlarını vatanlarına şehit veren anne

ve babalar ya da görevini yaparken kalleşçe bir saldırıya uğrayarak

katledilen polislerin eşleri ve çocukları ve daha nice vergisini ödeyen ve

'vatana hizmet dendiğinde' iki eli kanda da olsa 'hazırım' diyen vatandaşlar

kızgın. Yakın tarihin gizli kalmış olayları ortaya çıktıkça tüm kamuoyu

'Ergenekon Davası' ile daha fazla ilgilenir oldu. Bu konuda adalete de

önemli bir görev düşmekte. Özellikle suçluların yanında suçsuzların da

yanmaması için. Maalesef 'Ergenekon Davası'nda' bu kaygı da var.

 

Öte yandan iktidar partisine yönelik 'kapatma davası da' Türkiye'nin

özellikle karşıtları tarafından dikkatle izlenen duruşunun 'zayıfladığı'

endişelerine yol açmakta. Tam böyle bir zamanda Ağrı Dağı'nda üç Alman

kaçırıldı. İstinye'de 'ABD Konsolosluğu'na saldırı' adı altında polisler

katledildi. Tüm bunlar olurken de Kıbrıs Sorunu'na yönelik olarak belki de

çok hayati bir sürece girilmekte.

 

Kuzey Kıbrıs'ta iyi istihbarat kaynaklarına sahip olduklarına inanan

kesimler 'Kıbrıs Sorunu'nun 2009 yılının ilkbaharında çözüleceğinin' artık

kesinleştiğini iddia etmekteler. Onların iddiasına göre ABD, AB ve diğer

dünyada bu alanda önemli rol oynayan 'süper güçler' Kıbrıs Cumhuriyeti'nin

tüm adayı kapsayan bir federasyon olarak var olmasını kararlaştırmışlar.

Müzakerelerin gidişatı da bunun kanıtıymış. Bu tezi savunanlara karşı da

bazı çevreler 'Alarm! Kıbrıs'tan Türkiye çıkarılmak isteniyor. Uyanık

olmalıyız.' diyorlar.

 

Ancak ister Brüksel'de olsun, ister Lefkoşa'da isterse de Ankara'da geniş

bir kesimin ortak kaygısı ise 'Ankara'da hükümetin kendi derdine düştüğü ve

Kıbrıs Sorunu'nun en azından şu anda Türkiye'yi ilgilendirmediği'. 'Kapatma'

ya da 'Ergenekon' gibi konulara kilitlenmiş iktidar ve muhalafetin ABD ve

AB'nin baskısı altında güya KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın verdiği

ödünleri fark etmediği anlatılmakta.

 

İşte böyle kritik bir dönemde TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaya

gelmesi hem de adanın bir Rum Faşist Cunta Girişimi'nden TSK tarafından

kurtarılmasının yıldönümünde adada olması sanırım yukarıda sözünü ettiğim

iddia ve kaygılara en güzel cevap!

 

'Cuntacılardan' hesap sormaya başlayan ülkenin Başbakanı Recep Tayyip

Erdoğan'ın adanın 'EOKA Cuntacı'larından kurtulduğu' günün yıl dönümünde

Kıbrıs'ta olması çok anlamlı.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adadan tüm dünyaya 'Ankara'daki muğlak gibi

gözüken durum kimseyi ne sevindirsin ne de kaygılandırsın. Türkiye, Kıbrıs

Sorunu söz konusu olduğunda sorumluluklarının bilincindedir. Adada adil bir

çözümden yanadır ve adada yaşamakta olan Türkler'in çıkarları Türkiye için

hayati bir konudur.' mesajını veriyor.

 

Bu ziyaret şu ana kadar müzakerelerde başarlı bir duruşu olan Cumhurbaşkanı

Mehmet Ali Talat'ı, Dış Politika'da Kuzey Kıbrıs'ı başarıyla temsil eden

hükümeti ve geleceğinin belki de 'son kez' tartışma konusu olduğu bir

ortamda KKTC Halkı'nı güçlendirecektir. Lefkoşa, Ankara'nın tam desteğine

sahip bir şekilde müzakerelere devam edecek.

Bu haber 457 defa okunmuştur

:

:

:

: