Dün, Lefkoşada yine eylem vardı... Hem de Lefkoşa trafiğini, yaşamı allem gallem eden kocaman bir eylem.
Ardı arkası kesilmeyen bu eylemleri, protestoları, gösterileri bütün halk ve medya görüyor da , her nedense, yöneticiler, hükümet edenler görmüyor. Veya görmemezlikten geliyor.
Verdikleri hiçbir sözü yerine getirmemekle ün salan hükümet yetkililerini, hayvan besleyiciler, üreticiler, çiftciler bir kez daha uyarıyorlar. “SOS veriyoruz, sonumuz geliyor, lütfen hükümet ve TC yardımcı olsun. Hayvan üreticileri batıyor.. yem fiyatları, borçlar, faizler, bir yanda bazı ithalatcılar canımıza okuyor. Hakkımızı alıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” diyen hayvancılar, çiftciler, süt paralarını alamayanlar haksızlar mı?
Haklı olmalıdırlar ki, gelmiş geçmiş tarım bakanlığı yapmış bazı politikacı kişiler bile çıkıp kendi partilerini ve hükümetlerini eleştiriyorlar. “UBP nin ve hükümetin hiçbir zaman tarım politikası olmamıştır” iddiasında bulunabiliyor.
Olumlu bir adım atmaya kalkışan eski Tarım Bakanı Zorlu Törenin görevden alınmasına işaret eden üreticiler yalan mı söylüyor?
Hükümetin ilgilileri , defatle, üreticilerle görüşüyor, sözler veriyor, sözlerini yerine getirmiyor.
Bu kaçıncı kezdir bu eylemlere tanık oluyoruz.
Tarımı, üretimi de mi yok etmek isteyenler var?
Diyelim ki, zor koşullara tarım üreticileri de daha fazla dayanamayıp pes ettiler...
Etimizin, hayvanımızın, buğdayımızın, arpamızın, narenciyemizin, patatesimizin, ekmeğimizin vs Türkiyeden ithal edilmesini mi bekleyeceğiz...?
Ey ülkeyi yönetenler, yönettiğini zannedenler!!
Artık koltuk ve çıkar kavgasını bir yana bırakıp halkınızın, üreticinizin, çiftcinizin, turizimcinin, yerli üreticilerin, sanayicilerin desteklenmesine , yaşamlarını sürdürmelerini yardımcı olunuz.
Bolluğa, ganimet ve yağma alemine alıştırdığınız halkın ve üreticinin bir gün gelip de başınıza bela olacağını hiç düşünmeden golifa gibi dağıttınız. “Bizden olanlara” yıllarca kuraklık ve bilmem ne fonundan hesapsız yardımlar yaptınız...
Eken de ekmeyen de, “bizim adamlar” az mı paracıklar götürdü!!
Buyurunuz şimdi,
Sıkıntılarla karşılaşan, bolluğun sona ermesiyle yaşamlarını sürdüremeyen sektörlere sahip çıkınız.
Kısacası halkınıza sahip çıkınız da sizleri görelim.
Bırakınız artık, “ben yaparım, her yaptığım doğrudur ve geçerlidir” saplantılarını.
Halka, çalışana, üretene ve medyaya kulak veriniz.
İkide birde insanları, kendi polisleri ile karşı karşıya getirmeyiniz..
Beklenmedik olaylar yaşanabilir.
Ağızlı yüzlü bir tarım politikası ve programı yaratınız.
Bazı eylemcilerin dediği gibi “kafanızı ve politikanızı değiştiriniz”.