Bu durum tabii ki son derece tatsız ve can sıkıcı bir durum olmakla birlikte insanların ne kadar da dar görüşlü ve önyargılı olduklarını ortaya koyuyorlar. Sonuçta ailesinde herhangi bir engeli olmayan bir aile bu durumla nasıl baş edilebileceğini öğrenmek yerine etiketleme yapmayı, küçümsemeyi, “ah vah tüh” demeyi daha uygun görüyorlar. Halbuki böyle bir durumla karşı karşıya kalmış olsalar kazın ayağının öyle olmadığını görecekler. Ama bu durum bana şu atasözümüzü hatırlatıyor “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla”... Bu arada da son derece duyarlı olan vatandaşlarımız da var onları asla göz ardı edemeyiz.
Şimdi... Dünkü Hal-i Ruhiyat programımda çok özel iki konuğum vardı. Spastikleri Koruma Cemiyeti Başkanı Sevilay Özkaraşahin ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından açılan 18 Yaş üstü Engelli Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin sorumlusu Melek Alp. Konuklarımla gerçekleştirdiğimiz sohbette engelli çocuklarla yetişkinlerin yaşadıkları sorunlarla sıkıntıları dile getirdik. Aynı zamanda da ülkemizde tesis yetersizliklerinden de bahsettik. Hatta ve hatta Sevilay hanım’ın yakın gelecekte bir “yaşam köyü” kurmayı istediklerinden bahsetti. Bu “yaşam köyü” dediği olay da ebeveynler öldükten sonra, bakıma muhtaç olan engelli vatandaşların bir aile ortamında bakılabilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesidir. Sonuçta şu anda engellilerimizin bakımlarını üstlenen aile fertleridir ve aile fertleri bu dünyadan göçüp gittiklerinde bakıma muhtaç engelli vatandaşların bir şekilde bakılmaları gerekiyor.
Bu arada bu konu ile yakından ilgili olarak da kalifiye, yetişmiş ve tecrübeli personelin eksikliğinden de bahsettik. Bildiğimiz kadarıyla adamızda bulunan hiç bir üniversitede “Özel Eğitim” bölümleri yok. Her sene, özellikle üniversitelerde yeni bölümler açılır – çok ses getirecek olan bölümler bilhassa. Niçin ihtiyaç doğrultusunda akademik bölümler açılmıyor? Özel eğitim verebilecek nitelikli öğretim görevlileri niçin yetiştirilmiyor? Buradan YÖDAK ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına seslenmek istiyorum, programımda yaptığım gibi... Ülkemizdeki ihtiyaçları göz önünde bulundurmak ve bu ihtiyaçları giderebilmek için çalışmaların yapılması son derece şart ve önemli.
Umut ediyorum ki okullarımızda kaynaştırma eğitimleri çok daha yaygınlaşır. Yayında Sevilay hanımın da dediği gibi herkesin birbirinden öğrenecekleri çok şey var. Özellikle ailelerin. Ailelerin özellikle önyargılarını yıkmaları gerekiyor. Bu çocuklar uzaydan gelmedi. Bu çocukların hepimiz gibi ihtiyaçları var. Tamam... Gelişim dönemlerinde “x” sebepten dolayı bir olumsuzluk olmuş ve farklı bir gelişim devresi yaşayabilirler AMA bu çocukları dışlamak için yada etiketlemek için yeterli bir sebep değildir. Asla unutmayın ki bugün çocuğunuz sağlıklı olabilir ama beklenmedik bir kaza sonucunda da hayatı değişerek engelli olabilir. O zaman ne yapacaksınız? Tabiî ki çocuğunuzu kapıya koyacak haliniz yok aksine daha fazla sevgiyle kucaklayacaksınız. Önyargılarınızdan kurtulun...!