Federasyonun birleşik devlet olduğuna vurgu yapan Hristofyas, “Bu; iki ayrı devlet anlamına gelmez” diyerek Türk resmi tezine ne kadar uzak olduğunu ortaya koydu
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, “federasyonun, birleşik devlet demek olduğunu” savundu.
“Kıbrıs örneğinde federasyonun; ana idarecileri toplumlardan her biri olacak olan iki bölgeden oluşacağını” söyleyen Hristofyas, “Ancak yineliyorum, bu; iki ayrı devlet anlamına gelmez” dedi.
ALİTHİA; Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın 20 Temmuz Pazar gecesi RİK’e verdiği mülakatta söylediklerini aktarmaya devam etti.
Gazeteye göre Hristofyas federasyonu şöyle anlattı:
“Federasyon birleşik devlet demektir, Kıbrıs örneğinde; ana idarecileri iki toplumdan her biri olacak olan iki bölgeden oluşacak. Ancak yineliyorum, bu; iki ayrı devlet anlamına gelmez. Günün sonunda – aynı temel hakları, sorumlulukları ve işleyişleri olacak, ancak hiçbir şekilde merkezi hükümetin ve merkezi anayasanın üzerinde olmayacak iki özerk varlıktır.
Anayasa – bu bölgelerin anayasaları da olacak- Cumhuriyet’in merkezi anayasasından kaynaklanacak. Bir devletin birleşik olabilmesi için egemenliği olması gerekir ve şimdi tek egemenlikten söz ediyoruz, tek vatandaşlığı olmalı –bütün Kıbrıs vatandaşları Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Federasyonu vatandaşı olacak- ve kesin şekilde tek uluslararası temsiliyete sahip olmalıdır. Dolayısıyla bu devlet -merkezi bölümünde de- Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerce müştereken yönetilecek.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık Konseyi olacak, bizim aklımızda; Bakanlar Kurulu olması da var, çünkü bizim önerimiz; Başkan, Başkan Yardımcısı, Bakanlar Kurulu’ndan oluşan ve bu başkan, başkan yardımcısı ve bakanlar kurulunun yetkilerinin belirleneceği Başkanlık sistemine yeniden dönmemiz veya Başkanlık sistemine devam etmemiz yönündedir.
Bizim taraf dönüşümlü başkanlığı hâlihazırda kabul etmiştir. Ancak başkanlığın ne kadar süre çoğunlukta yani Kıbrıs Rum toplumunda olacağı belirlenmelidir. Bizim bu yönde önerilerimiz vardır, Kıbrıslı Türklerin karşı önerilerini de dinleyeceğiz. Her halükârda başkanlık görevini Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklerden daha uzun süre yerine getirmesini kabul ettiler. Başkan, Kıbrıslı Rum olduğunda Başkan Yardımcısı Kıbrıslı Türk; Başkan Kıbrıslı Türk olduğunda da Başkan Yardımcısı Rum olacak.
GERÇEKLER HALKA SÖYLENMELİ
Bir toplumun kendi isteğini öteki topluma dayatmaması için emniyet sübapları da olacak, bunları müzakere edeceğiz. Bu, siyasi eşitlik dediğimiz şeyin bir bölümü, iki eyaletin aynı yetki ve sorumluluklarının olması da siyasi eşitliğin öteki bölümüdür. Siyasi eşitliğin diğer bir bölümü ise; karar alma yöntemi ve çıkmazların çözüm mekanizmaları olacak. Söylemem gerekir ki; ilgili çalışma grubunun çalışmalarında ilgili ilerleme ve görüş birliği mevcuttur.
Halka bütün gerçekler yavaş-yavaş söylenmelidir. Alışık olduğumuz gibi Rum başkanla, Bakanlar Kurulu’yla ve Kıbrıslı Rumların efendi olmasıyla yaşamayacağız. Ortaklık yapacağız veya Kıbrıslı Türklerle ortaklık dediğimiz şeyi yeni bir zemin üzerinde yenileyeceğiz. Kıbrıslı Türkler, devletin top yükün meselelerinin yönetimine ortak olacaklar. Zannederim bunu şimdi yerleştirir isek iyi gideceğiz, yerleştiremez isek sorunlarımız olacak.
PRATİKTE ZORLANACAĞIZ
Kıbrıs sorununda durumlar zorlaşıyor, çünkü -başka şeyler dışında- Türkiye ayrılıkçı ve yayılmacı politikası ile ‘KKTC’yi yaratmayı başardı. Yani; yasadışı olmasından, ayrılıkçı hareket olup olmamasından, taksimci hareket olup olmamasından bağımsız olarak devlet kurumlarını yaratmayı başardı. Kıbrıslı Türkler de, bu kurumların varlığına sürekli olarak şartlanıyorlar. Bundan dolayı iki devletten, iki egemenlikten, Talat’ın ihlal ettiği yeminden gittikçe daha çok söz ediliyor. Zaman geçtikçe; devletin tek olacağı, tek bir vatandaşlık, bir egemenlik ve bir uluslararası temsiliyet konusunda Talat’la varmış olduğumuz sonuçları pratiğe dökmemiz o kadar zorlaşacak.
VATANPERVERLİK SONUÇLA ÖLÇÜLÜR
Girnelilerin büyük ölçüde Girne’ye geri dönüş umutlarının ve beklentilerinin olmasını istiyorum. Bazıları dönmek istemeyecek, ancak dönmek isteyecek olanların geri dönüş hakları güvence altına alınsın. İki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesinde, o tarafta arı bir Kıbrıs Türk devleti olacağı şeklindeki söylemlerini kabul etmiyorum. Bu yanıltıcıdır. Vatanperver açıklamalar yapmayı ben de biliyorum. Zannederim vatanperverlik sözlerle değil, elde edilen sonuçlarla ölçülmelidir. Yarım yüzyıldır çok söz söylendi. Mesele, ne kazandığındır.
İki toplum lideri; tek bir egemenliği, bir vatandaşlığı, bir uluslararası temsiliyeti olan tek bir devlet olacağı sonucuna ilk kez vardılar. Sayın Talat’ın maruz kaldığı saldırılar tesadüf değildir.
TALAT DOĞRU ZEMİNİ BULDU
Kendisine sempatimi ifade etmek isterim ve gerçekten de bunu kastediyorum. Hem Türkiye’den hem de Kıbrıs Türk toplumundan şoven çevrelerinden gelen saldırılar aynıdır. Sayın Talat yılmadı. Her ikimizin de kazandığını zannediyorum. Çünkü; ülkeyi ve halkı birleştirecek doğru zemini – sonunda Kıbrıs sorununun çeşitli yönlerinde de bulmayı başarabilirsek- bulmayı başardık.
Sayın Talat’ın mutlu olduğunu zannetmiyorum çünkü günün sonunda; bir toplum ve bir sahte devlet lideri olarak işliyor. Partisinin de, kendisinin de yakınlaşma insanları, Kıbrıs sorununun çözülmesini isteyen insanlar olduğuna inandığım için; karşılaştığı zorluklara rağmen, toplum lideri olmak için kendi politikasındaki kendi olumsuz değişimine rağmen; günün sonunda ortak dil bulacağız.”
PARTİLERİ BİLGİLENDİRİYOR
FİLELEFTHEROS; “Geri Sayım – Çalışma Gruplarının Çalışmalarına İlişkin Raporlar Hazırlanıyor, Başkan Partileri Bilgilendiriyor” başlıklı manşet haberinde doğrudan müzakerelerin başlama tarihinin belirlenmesinden önceki son dönemeçte, Cuma günkü Talat-Hristofyas görüşmesi arifesinde perde gerisindeki çalışmaların “tavan yaptığını” bildirdi.
Çalışma grupları ve teknik komitelerde yapılan çalışmalara ilişkin raporun Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu tarafından Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’a verilmesinin beklendiğini belirten gazete, benzer bir raporun da Cumhurbaşkanı’nın BM ve AB’yle ilişkilerden sorumlu temsilcisi Özdil Nami tarafından Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a verileceğini yazdı.
Gazete, söz konusu raporlarda ortaya çıkan eğilimin; olumsuz noktalar gizlenmeden, olumlu noktalara işaret edilmesi şeklinde olduğunu ve sahnenin; doğrudan müzakerelerin Eylül ayında başlaması için kurulmakta olduğunu yazdı.
Gazeteye göre Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas, Cumhurbaşkanı Talat’la görüşmesi arifesinde Kıbrıs sorunundaki olguları anlatmak amacıyla Rum siyasi partileriyle ayrı-ayrı görüşmelerine başladı.
Hristofyas; dün AKEL, bugün DİKO, DİSİ; .Perşembe günü de EDEK’e bilgi verecek. Hristofyas bu görüşmelerle; içte mümkün olduğunca fazla görüş birliği sağlamayı hedefliyor.