Solcuyum diyen herkesin tavır alması gerek

Yazımı yazmak için masaya oturduğumda saldırıdan haberim yoktu. Yazmaya başladığımda televizyonda hem Türk hem de Alman kanalları başladılar hain saldırının ilk görüntülerini vermeye.

 Yazımı yazmak için masaya oturduğumda saldırıdan haberim yoktu. Yazmaya başladığımda televizyonda hem Türk hem de Alman kanalları başladılar hain saldırının ilk görüntülerini vermeye. Aslında amacım hafta sonu Stuttgart'ta izlediğim 'Christopher Street Day' yürüyüşünü aktarmaktı sizlere. Lezbiyenlerin ve homoseksüellerin yolların kenarında onları izleyen binlerce insanın coşkulu katılımı ile hayata geçirdikleri eylem gününü anlatacaktım.

Kuzey Kıbrıs ve Türkiye'de maalesef hala 'tabu' olan ve aslında yaşamın gayet doğal bir parçası bu konuda bir 'Christopher Street Day' gününü yaşamak ilginçti. Gazetemizden Ayşemden Akın'ın nasıl bin bir güçlükle 'eşşinsel KKTC vatandaşlarına' ulaşıp röportaj yaptığına tanık olmuş ve bu durumun her zaman 'modern' olmakla övünen Kuzey Kıbrıs Toplumu adına üzücü olduğunu düşünmüştüm. Stuttgart'ta ellerinde 'tanrıya inanıyorum, benim kiminle ve nasıl yattığım kimseyi ilgilendirmez' diye yazılar taşıyan kilise temsilcileri, polis teşkilatındaki, itfaiyedeki ve daha nice kurumda çalışan eşcinseller yürüdüler. Yeşiller Partisi, Liberaller, Sol Parti ve SPD birer araç ile korteje katıldı. Kısacası öyle Türkiye'de ya da Kuzey Kıbrıs'ta birilerinin Stuttgart'ta yürüyenleri 'normal değil' ya da 'hasta' hatta 'ne ayıp' diye tanımlamasını 'normal değil' ve 'aslında bu tavır ayrımcı ve ayıp' diye tanımlamaktaydı sokaktaki Almanlar. Çünkü kimsenin diğerinin cinsel yaşamına karışma hakkı yok demokratik bir ortamda. Benim bir 'heteroseksüel' olmam beni bir 'lezbiyen' ya da 'homoseksüel'e' karşı ne daha 'üstün' ne de daha fazla ya da az 'normal' yapmakta. İşte bu konuyu işleyip belki bir çok kişiyi kızdıracaktım sanırım. AB yolunda Kuzey Kıbrıs ve Türkiye'nin 'insan hakları' söz konusu olduğunda bu konuda da ev ödevleri olduğunu hatırlatacaktım. Ancak o hain saldırı benim ayaklarımın tekrar yere basmasını sağladı. Aynı İsrail'de Telaviv'de çocuğuyla bir pizzacıda yemek yerken yitirdiğim dostumun ölüm haberi geldiğinde sarsıldığım gibi hissettim kendimi Güngören'deki yerlerde yatan insanları gördüğümde. Küçücük şirin mi şirin oğluyla yemek yiyen bir annenin ne günahı olabilir? Ama Hizbullah denilen 'katiller topluluğunun' insanlıktan nasibini almamış yaratıkları böyle düşünmedikleri için bir pizzacıda patlayan bomba bir çok başka masum insanla birlikte katletti benim de bir arkadaşımı ve oğlunu. Güngören'de patlayan bombaların aldığı canın sayısı ben bu yazıyı kaleme alırken 18 olmuştu. Korkarım bu sayı ağır yaralılar nedeniyle artacak. Soruyorum: 7,5 aylık hamile Filiz, 3 yaşındaki Aleyna, 5 yaşındaki Taha, 12 yaşındaki Şeyma, 13 yaşındaki Murat ya da 52 yaşındaki Macide Hanım'ı mı katlederek savunulmakta 'ezildiği iddia edilen bir halkın' hakları? Sokaktaki masum insanları 'solcu' olduklarını iddia eden birileri katletmekte ve acaba kendilerine 'solcuyum' diyenler hatta başkalarının yüzüne 'yalaka' diyemeyecek kadar korkak ama yazacak kadar sahte kahraman

'İş Bankası çıkmazında oturan solcu bozuntuları' acaba ne zaman bu vahşete karşı tavır alacaklar çok merak ediyorum. Bazı 'solcu geçinen' beyler ve hanımlar 'terörün sağı ve solu olmaz!' hele masum insanları katleden bir terör örgütü öyle romantik sol açıklamalarla 'görmezden gelinemez'. Bazılarının bir gazetedeki köşe yazılarında 'övdükleri' grupların 'nasıl Ergenekon Çetesi'nin taşeronluğunu yaptığının' tek tek ortaya çıktığı bir ortamda Güngören'deki hain saldırı karşısında en sert tavır 'solcuyum' diyenlerden gelmek zorunda. O katledilen çocuklar 'bizim çocuklarımız olabilirdi' ihtimalini kimse hafife almasın! Bombalar dün Güngören'de patladı ama yarın 'nerede patlayabilir?' sorusunun cevabını sadece ve sadece insanlıktan nasibini almamış' teröristler bilmekte. İşte bunun için tavır almak ve 'masum insanların kanıyla' bir başka haksızlığın ortadan kalkmayacağı gerçeğini tüm kafalara sokmak gerekiyor.

Bu haber 460 defa okunmuştur

:

:

:

: