DOĞRU EĞİTİMLE SORUNLAR AŞILIR

Cumhuriyet Meclis’i eski başkanı CTP milletvekili Fatma Ekenoğlu, çocukların okulda iyi gözlenmesi gerektiğini söyledi. Psikolojik danışman ve rehberlerin çocuklarla yakından ilgilenmesiyle çocuk tacizlerinin ortaya çıkarılabileceğine işaret eden Ekenoğlu, “Bu danışmanlar bir yandan çocuklara yardımcı olurken, bir yandan da şüpheli durumdan devleti haberdar etmeli” dedi.

Yurdagül BEYOĞLU

Cumhuriyet Meclis’i eski başkanı CTP milletvekili Fatma Ekenoğlu, çocukların okulda iyi gözlenmesi gerektiğini söyledi. Psikolojik danışman ve rehberlerin çocuklarla yakından ilgilenmesiyle çocuk tacizlerinin ortaya çıkarılabileceğine işaret eden Ekenoğlu, “Bu danışmanlar bir yandan çocuklara yardımcı olurken, bir yandan da şüpheli durumdan devleti haberdar etmeli” dedi.
“Nitekim olayın farklı ayakları var. ‘Düştüm’ der, ‘kocam dövdü, babam yaptı’ demez. O yüzden sağlık personeli de, polis te eğitilmeli” şeklinde konuşan Ekenoğlu, bu tip olaylara nasıl yaklaşılacağı, nasıl tutanak tutulacağı, nasıl destek verileceği noktasında bir bütün olarak hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

CTP milletvekili Fatma Ekenoğlu, cinsiyet ayrımcılığından, çocuk tacizlerine, sağlık sistemindeki aksaklıklardan, tarım sektörüne kadar birçok konuyu Star Kıbrıs’a değerlendirdi.

Soru: Sizin birçok komitede yer aldığınızı biliyoruz. Hangi komiteler bunlar?

Araştırma komitelerinden sel komitesindeyim. Bundan üç yıl kadar önce yaşanan sel olayında hastanede olan ölüm olaylarını araştırıyoruz. Hastanede ölümler olmuştu ve o ölümlerin nedeni sele bağlıydı. Bunun yanında selin zararları tazmin edildi mi onları araştırıyoruz. Mimar mühendisler odasının verdiği bir rapor var. Çarpık yapılanmanın sonucunda dere yataklarının önünün kapatılmasının getirdiği acı sonuçlar. Dere yataklarına yapılan devlet kurumları dahi var. Örneğin Güzelyurt Belediyesi’nin arkasındaki havuz. Bostancı’da yaptırılan köprü. Daha üstte eskiden yapılan köprü. Güzelyurt’un içine girdiğinizde Güzelyurt Belediyesi’nin dere yatağını kapattığını görürsünüz. Tüm derenin suyu bir metrelik künklerle taşınmaya çalışıldı, tabi taştı. Dere yatakları temiz değildi. Mimar ve Mühendisler Odası’nın şehir planları hazırlama noktasında önerileri var ama henüz raporu tamamlayamadık. Ayrıca cinsiyet ayrımcılığı komitesinde de yer alıyorum. Poliste işkenceyi araştırdık. Tek sonuçlanan komite o oldu. Poliste işkence olduğu tespit edildi. Bunun yanında içinde olduğum bir başka komitede Dilekçe Komitesi’dir. Sonuçlandırdığımız komiteler var ama bir yaptırım elde edemedik. 1998-2003 yılları arasında yasal boşluk vardı ve yasa önerileri getirerek insanların mağduriyetini kaldırmıştık. O noktada şimdi vatandaşlar çözüm bulamadığı sorunları, olayları Meclis’e şikayet olarak bildirebiliyor. Şayet bunlar mahkemede ise komitede görüşülmüyor. Mahkeme bitmişse görüşüyoruz.

Soru: Cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması ile ilgili komitede hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

Cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması ile ilgili Meclis Komitesinde biz iki yasa önerisi hazırladık. Meclis bileşimine gitti bu öneriler. İvedilik alındı ama görüşülmedi. Bunlar çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet noktasındaydı. 2010 yılının sonunda kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı yönünde onay yasasını oybirliğiyle geçirdik. Buna yönelik yasalar yapılıp, uygulamaya konması gerekiyor. Şimdi bunların komiteye girmesi lazım. İvediliği aldık ama meclis bileşiminde henüz görüşülmedi.

“ÖLDÜRÜLEN KADIN VE ÇOCUK ÜZERİNE ONAY YASALARI GETİRDİK”
Bir kadın ve bir çocuğun öldürülmesi üzerine onay yasaları getirildi. Burada önemli olan hem yasaları hazırlamak, hem ceza-i müeyyideleri uygulamak, hem de bireyleri eğitmek. Tüm bu yaptırımların yanında eğitim şart. Şiddetin zararlarını öğretmek gerekiyor. Örneğin baba eşini döver, kadın çocuğunu döver, çocukta okulda arkadaşını döver. Dolayısıyla bu tip olayların eğitim sistemi içinde de gözlemlenmesi ve şiddet eylemi gösteren ailelere psikolojik destek verilmesi gerekir. Devlet program yapmalı, yazılı görsel medya bu yolda kullanılmalı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kadın birimi var. Bu birimin bu çalışmaları yapması gerekiyor. İstismara uğrayan çocuklar iyi bir gözlem yapılırsa tespit edilebilir.

Soru: Babası tarafından tecavüze uğradıktan sonra öldürülen Küçük Mustafa olayında verilen şahadetlerde “yürümekte zorlanıyordu” gibi ifadeler kullandı kimileri. Böyle durumlar ya da sorunlar hemen devlete bildirilmeli mi?

Aynen öyle. “Yürüyemiyordu” dediler. Demek ki birilerinin dikkatini çekmiş. Bu gibi durumlar haber verilmeli. Nitekim olayın farklı ayakları var. “Düştüm” der, “kocam dövdü, babam yaptı” demez. O yüzden sağlık personeli de, polis te eğitilmeli. Bu tip olaylara nasıl yaklaşılacağı, nasıl tutanak tutulacağı, nasıl destek verileceği noktasında bir bütün olarak hareket edilmeli.

Soru: Bir hekim olarak size göre sağlıktaki en önemli sorunlar neler?

Sağlık sisteminde tam bir sistemsizlik ve başıbozukluk var. Ekonomik sıkıntılar arttıkça hastanenin yükü de artmaktadır. Ve sağlık sistemi zincirindeki herhangi bir pürüz sistemin tamamen aksamasına neden olur. Son süreçte hastanelerde tadilat var. Bir yanda hasta muayene olurken diğer yandan toz toprak içinde kalıyor. Bu sağlık koşullarına uymuyor. Bu gibi tadilatlar hastanın en az olduğu dönemlere denk getirilmeli, bölüm bölüm kapatılarak bu işler yapılmalıdır.

“ASGARİ ÜCRET AYNI, KATKI PAYI ALINIYOR”
Bunun yanında Sosyal Sigortalardan hastanede yapılacak her işlem için katkı payı alınmakta. Düşünün asgari ücret kaç yıldır aynı ama ödemeler çoğalıyor. Hastalar bu yükün altındadır. Bunun yanında sağlıkta yapılması gereken bir başka şeyde sağlık sigortasının bir an önce hayata geçirilmesidir. Genel Sağlık Sigortası herkesin bir şemsiye altına girmesini getirir. Özel sektörde çalışanlarda primlerini ödeyip bu şemsiyenin altına girecektir. Toplanan primlerde sağlık için harcanacaktır.

“GIDA YASASI GEÇİRİLMELİ”
Ülkemizde kanser vakaları ve kalp hastalıkları her geçen gün artıyor. Bunların tedavisi büyük ekonomik külfet getiriyor. Hem bireylere, hem devlete. Bunun için bir an önce gıda yasası geçirilmeli ve yediğimiz gıdalar kontrol altına alınmalı. Gıdalarda kimyasal kalıntıların olmaması gerekiyor. Gıda yasasının geçirilmesiyle denetimsiz kontrolsüz hiçbir gıda satılamayacak, tükettiğimiz besinlerden emin olacağız.

“ÜRÜNLERDE İLAÇ KALINTISI OLMAMALI”
Sağlıksız gıda, hem kal damar hastalıklarına, hem de kanser hastalıklarına sebep olur. Ürettiğimiz sebzelerde dışardan gelen tarım ürünlerinde kalıntı olup olmadığına bakılması gerekir. Bende bu bütçe görüşmeleri döneminde hal ve gıda yasası üzerinde çok durdum. Hâl Yasasına göre ürünler bir yerde toplanacak ve denetlenmesi kolay olacak. Hem üretici birkaç toptancı elinden kurtulacak, hem de ürünlerin tetkiki daha kolay yapılacak.

Soru: Kanser hastalıkları hızla artıyor dedik. Bunun sebebi araştırılıyor mu?

Egzoz gazları, elektrik santrallerinin filtre takmaması, haşerelerden korumak için yapılan kimyasal ilaç uygulamaları kanser sebepleri arasındadır. Ayrıca tarımsal ilaçlarının kontrolsüz kullanımı da kansere davetiye çıkarır. Bu kimyasal tarım ilaçları hem üründe kalıntı bırakır, hem de nefes aldığımız havayı kirletir. Dolayısıyla sadece yasa yapmak yetmez. Hem tarımda hemde diğer sektörlerde gerekli denetimi yapmak, ilgili sektörleri ve vatandaşı bilinçlendirmek ve cezai müeyyideler uygulamak çok önemlidir. Bizim hükümetimiz kendisi yasalara uymuyor. Bireylerin yasalara uymasını nasıl sağlayacak? Balık baştan kokar.

“EGZOZ EMİSYON TESTİNİ GALERİLER YAPARSA…”
Araba emisyon testi var. Bu çok önemli. Trafikte duman çıkaran eski araçlar görüyoruz. Çoğunlukla toplu taşımacılık yapanların kullandığı araçlar bunlar. Bu emisyon testini aracı satan galeriler yaparsa olacağı budur. Egzoz dumanlarının kanser yapıcı etkilerinden söz ediyoruz ancak bunlara engel olamıyoruz.

“TÜP BEBEK KONUSUNDA EKSİKLİK VAR”
Onun yanı sıra tüp bebek konusunda, organ nakli konusunda bir sürü eksiklikler var. Özellikle tüp bebekte yasal boşluklar vardır. Hem yasadaki boşluklar tamamlanmalı, hem de cezai yaptırımlar uygulanmalı. Organ nakli konusunda da yasal boşluklar bir an evvel doldurulmalı.

“AİLE ORGANLARI BAĞIŞLADI ALAMIYORUZ”
Bir aile beyin ölümü gerçekleşen çocuğun organlarını bağışladı ama alıp saklama yönünde teçhizatımız olmadığı için bir şey yapamadık. Bunun gibi çok olay oluyor. Beyin ölümü gerçekleşen hastalar var. Saklama koşulları oluşturulursa bizde organ nakli yapabiliriz.

Soru: Sizler hekim olarak sağlık sektörünün sıkıntılarını en fazla bilen kişilersiniz. Doktor hekimler olarak “et elinizde, bıçak elinizde” diyebiliriz. Niçin bu sorunlar çözülemiyor?

Bazı şeylerin yapılabilmesi için siyasi irade gerekli. Bu Meclis’ten Kamu Sağlık Çalışanları yasası geçirdik, Anayasadan sadece çift iş taslağı geldi. Biz saat 15.30’a kadar dursunlar, 15.30’dan sonra özel kliniklerinde çalışsınlar dedik. Anayasa Mahkemesi reddetti. Oysa 15.30’a kadar çalışacaklardı diğer kamu çalışanları gibi. Şimdi ne oldu, 12.00’ye kadar çalışıyorlar. Bu yasada hastane kurulları ve yerinden yönetim de mevcut. Başhekime ve hastane kurullarına büyük yetkiler veriyor çünkü olayı en yakın gören ve çözüm yolu bulan mercidir başhekim ve hastane yönetimi. Ona da uyulmadı. Tarım ve Sağlık bütçesinde tüm bu sorunları ortaya koydum.

“DDT DÜNYADA VE BİZDE YASAK AMA…”
DDT bizde 1988 yılında yasaklandı. Dünyada bizden daha önce yasaklandı ancak Devlet Laboratuvarında yaptığımız analizde patateste DDT çıktı. Yine Nisan ayında Tarım Bakanlığı İlaç Denetleme Kurulu’nun açıklamasına rağmen hala reçetesiz tarım ilacı satılıyor. Hesapta yasaklandı, raflardaki satılıyor.

Soru: Güney’den de tarım ilacı geldiği söyleniyor…

Orası AB ülkesi, orada da yasak ama onlar bizden biz onlardan alıyoruz. İnsan hayatını tehdit eden unsurlar yasaklanmalı, satan ve kullanan kişilere cezai müeyyideler olmalı. Gıda yasasında üreticinin etiketi olmalı. Hangi üreticinin ürünü kötüyse deşifre edilmeli. Kanser Hastaları Derneğinden işittim. Tarımsal ürünler ilaç kullanımından 10 gün- iki hafta sonra hasat edilmeliymiş. Oysa börülceyi ilaçlamış, iki gün sonra fiyatlar yüksek diye hasat etmiş. 10 gün beklerse fiyatın düşeceğini düşünüyor. Bu kadar hırs olmamalı. Burada devlet babalığını göstermek, hem insanının korumak, hem de suçluyu cezalandırmak durumundadır.

Bu haber 208 defa okunmuştur
  • fark ince  NY - 20.12.2012 Bugun bir arkadasimin cocugu icin okuldaki bir toplantiya davet edildim, bu toplantida ozel egitim ogretmenleri, sinif ogretmeni, sosyal hizmetler gorevlisi, psikolog ve maetematik ogretmeni ve bolum ogretmeni 6 kisi resmi ve iki kisi biz toplam 8 kisi tam bir saat 8 yasindaki dunyalar tatlisi bir kizin gelecegini tartistik ve neler yapilmasi gerektigi uzerine karar almaya calistik. Aslinda tum sorun yabanci olmak, sistemi bilmemek, ailenin gerkli ilgiyi cocuguna gosterememesi, siniflarin kalabalikligi ve ogrencinin motivasyon eksikligi, cocuklarin ailelerini kullanmasi olarak karsiiza cikti yalniz arkadasimin kizi mi bu durumda olan hayir ama sistem ve yasadigimiz dunya maalesef bu.

:

:

:

:

DİĞER HABERLER