EDEK Onursal Başkanı Vasos Lissaridis Rum Bakanlar Kurulu’nun, EOKA tarafından infaz edilen komünistlere itibarlarını iade kararını eleştirerek, EOKA’nın Rumları komünist oldukları için infaz etmediğini, yanlış istihbaratla sağcı da solcu da öldürdüklerini açıkladı. Politis’e mülakat veren Lissaridis 1963-1974 döneminde silahlı Rum grupların (EOKAcılar) Kıbrıslı Türklere yönelik aşırılıklarında kendisinin bir sorumluluğu bulunmadığını, kendisine bağlı silahlı grupların asla aşırılıkta bulunmadığını iddia etti, o dönemle ilgili özetle şunları söyledi:

“BİZ MAKARİOS’UN HAREKETİYDİK”

“O dönemin sorumluluğunu değil gururunu taşıyorum. Biz Cumhurbaşkanı Makarios’un hareketiydik. Anayasal düzeni ve yasal hükümeti savunmanın direniş değil şiddet addedildiği tek ülkeydik. Devleti ve Makarios’u devirmeye çalışan, askere ve polise güvenmediği için meşruiyeti savunacak kişiler arayan bir EOKA-B vardı. Silahlı terör gruplarına direnebilmek için ödeneksiz yedek polisler pratiğini uyguladı. EOKA’dan sonra, hayatımın en gurur verici dönemi budur (EOKA-B).

“BEN OLSAM TÜRK ASKERİNİ İADE ETMEZDİM”

Kıbrıslı Türklere karşı aşırı hareketleri bulunan gruplar var mıydı; ben ancak kendi gruplarımız açısından cevap verebilirim. (aramızda) öyle şeyler olmaması bir yana, bir keresinde bir eve girdiğimizde orada Türk Alayı’ndan bir subay tutukladık ve derhal teslim ettik. Biz devletin meşru kuvvetleriydik. Beşparmaklarda 8 esir tutuklayıp (alıp) devlete teslim etmiştik. Hükümet de onları geri gönderdi. Ben olsam onları iade etmek yerine tutardım. Gruplar içerisinde her görüş ve ideolojiden kişi vardı. Makarios Beşparmaklardaki çarpışmaların tarihi değiştirdiğini söyledi. ‘Haravgi’yi alıp o zamanlar neler yazmış bakın. Daha sonra bazıları bunları güya aşırılıklar olarak niteledi.”