Kıbrıs Temsilciler Meçlisi dün toplanacaktı. Toplanamadı. Niye? Yeni başkan Nikos Anastasiades bir gün süre istedi; Temsilciler Meçlisi Pazartesi toplanacak.
Cumartesi günü, Pazar günü Rumlar bankalara hücum ettiler. Ağır kuşatma altında kalmalarına rağmen (!) bankalar “hafta sonu tatilindeyiz, kapıları açamayız” dediler, geçit vermediler.

Halkın umudu Pazartesinde ama Pazartesi de dini tatil, bankalar yine kapalı. Büyük olasılıkla halk bankalara hücum edecek ama sonuç alamayacak. Mevduat sahipleri birikimlerini bir tür “Deli Dumrul vergisine” benzeyen bu düzenlemeden kurtaramayacak.

Avrupa Birliği ile bir önceki Cumhurbaşkanı Demetris Hristofyas dönemine görüşülen ancak başkanlığa gelmesinden sonra Anastasiades tarafından nihayetlendirilen “Kurtarma Planı” Temsilciler Meçlisi’nde görüşülüp yasalaşması ardından Rum kesiminde Türk siyasi tarihinde bir utanç anıtı olarak hala daha hatırlanan “Varlık Vergisi” benzeri bir uygulamaya gidilecek.
Evet, yanlış duymadınız. Bu günde 1940’ların ucube uygulamasına eşdeğer bir uygulamayı düşünüyor Rum kesimi içine düştüğü ekonomik-finansal krizden kurtulma çabalarından birisi olarak. Az uz da değil vergi olarak kesilecek toplam miktar; KKTC bütçesinin dört katından fazla…
Ne imiş? 100 bin Euro’nun altındaki mevduatlardan yüzde 6.75 ve 100 bin Euro’nun üzerindekilerden ise yüzde 9.9 oranında bir defaya mahsus kesinti yapılacakmış. Hadi adına “Varlık Vergisi” demeyelim, düpedüz “zenginlik vergisi” bu. Doğal olarak da Rumlar ayakta. Şimdiden niye Anastasiades’i seçtik diye dövünmeler başladı bile.
Dostum Ersin Tatar durumu “Rum ekonomisi çökmüş durumda” diye tanımlamakta. Gerçekten de Tatar’ın da dediği gibi zamanında alınması gereken önlemleri popülist değerlendirmeler ile öteleyen, tüm uyarı ve önerilere kulaklarını tıkayıp sendikaların güdümünde hareket eden Hristofyas’ın faturasını şimdi Anastasiades ödemeye çalışıyor.
Adamın derdi büyük. Ekonomi gemisini yüzer durumda tutabilmek için 7-8 milyar euroya, düzlüğe çıkabilmek için 10-12 milyar euroya ihtiyaç var. Daha da kötüsü tek krizde olan ülke Kıbrıs Cumhuriyeti değil. Avrupa Birliği açısından batakta olan daha önemli ülkeler var ve fonların, mali desteğin amaca yönelik kullanımı artık şart oldu. O eski çamlar artık bardak oldu…

Esasında bu AB baskısıyla uygulamaya sokulmak istenen “zenginlik vergisi” de kurtarmayacak Rum kesimini. Gerçi önemli bir miktar toplanacak ve üstelik vergi olduğundan dolayı dış borç gibi geri ödeme sıkıntısı da yok ama nihayette taşıma su ve yapısal bozukluk devam ettiği sürece sorun da devam edecek.
Uzun zamandır, neredeyse kimsenin söz söyleyememesine rağmen gazete yönetiminin hoşgörüsüyle de Ankara’daki mevcut siyasi erkin KKTC’ye yönelik müstemleke siyaseti gütmesini eleştirmekteyim bu sütunda. Maalesef bu durum Kıbrıs Türkü için giderek bir varoluş meselesi haline gelmeye başladı.

Ancak, bu eleştirilerimin yanı sıra bilhassa son yıllarda kendi kendine yeten KKTC oluşturulması amacıyla yürütülmekte olan ekonomik yapılandırma programlarını da hararetle desteklemekteyim. Tenakus mu var? Hayır, tam aksine. Çözüm olacaksa da olmayacaksa da kendi kendine yeten kuzey Kıbrıs adadaki Kıbrıs Türk varlığının devamının ön şartıdır. Kendi kendimize yeterli olamaz isek eninde sonunda ya Rumun ya da Türkiye’nin ekonomik-finansal köleleri olacağız. Siyasi anlaşma varmış, çözüm olmuşmuş hepsi hikaye. Ha silahla ha parayla teslim alınmış Kıbrıs Türkü? Uyanalım ve Rum tarafında bugün yaşananları da dikkate alarak son dört yılda gerçekleşen ilerlemenin fevkine varalım.
Yoksa, adamlar nasıl kurtuluruz diye uğraşırlarken Kıbrıs Türkünün meselesi o zavallı bakanımızın çaresizlik içerisinde yaptığı gibi g.tümüzü kurtarmak için kerhaneleri savunur durumda kalırız.

Yok o söylememiş, başkasından aktarmış… Hadi canım sende!
Kıbrıs’ı kerhane ve kumarhane merkezine dönüştürdünüz şimdi kendi namusunuzdan şüphe ediyorsunuz.

Seyredip ses çıkarmamak suça iştirak anlamına gelir, hatırlatırım.
Rumların derdine bak, bizim uğraştığımız meselelere bak…
Alem insanlar olduk vesselam.