Hakkâri’ nin Aktütün Karakoluna yapılan PKK baskını sonucu on beş Türk genci şehit düştü.

Türk Halkı, ellerinde kırmızı bayraklarla ve ağıtlarla” Siz kalbimizdesiniz, ölmediniz” diyerek Pazartesi ağırladı şehitlerini.

Şehitler Melek olup gökyüzüne yükseldi, geride bıraktıklarının yüreklerine kızgın bir kor düştü.

Kimisi kocası için, kimisi oğlu, kimisi kardeşi, kimisi dayısı için feryat etti, çığlıkları yüreğimizde titreşip, beynimize nakşoldu.

Nasıl olmasın ki?

Gencecik bedenler Terör denilen canavarın pençesine ruhlarını teslim ettiler.

Yirmi beş yıldır Kuzey Irak’ tan Türkiye’ yi tehdit eden PKK’ nın terör fırtınası bir türlü dinmedi…

Ben daha on yaşında bir çocukken Şırnak, Hakkâri vb hiç değişmeyen bölgelerde “ karakol basıldı” “jandarma basıldı” “evler basıldı, beşikte çocuklar katledildi “haberlerini öyle çok duymuş öyle çok izlemiştim ki, hiç birimizin belleğinden silinmeyen bu görüntüler bir an azaldı, bitti derken geçmişten bugüne hiçbir şeyin değişmediğini gösterdi; gözümüzü çıkarmak istercesine en zayıf, en neşeli bir bayram sabahının sonrasında.

Üstelik basılan karakola ilk baskın değildi bu. Yetkililer devreye girdi” imkânsızlıktan karakolu taşıyamadık işte” denildi.

İmkânsızlık mı? Nasıl bir vicdan, nasıl bir sistem? Bunu geride kalan gözü yaşlı aileler nasıl kabul edebilir?

Dolandırıcının, hırsızın cirit attığı, zamların arka arkaya patlatıldığı, her olur olmaza ödenek sağlandığı bir yerde nasıl imkânsızlıktan bahsedilip, bu kadar kritik bir bölgedeki karakol taşınmaz da gençler bile bile intihara gönderilir?

Son yıllarda Amerika ile istihbarat paylaşımı ile çalışan Türkiye Kuzey Irak’a art arda sınır ötesi operasyon yapmıyor muydu? Etrafta uçuşan, PKK kamplarını havadan bombalayan o uçakların görüntüleri sahte miydi? Bombalanan bu terör yanlısı canavarların yuvalarının yeri yanlış mı tespit edildi?

Amerika, Avrupa, BM olayı şiddetle kınıyor, tek bir canlı kırıntısı teslim etmem bu bölgeden diyen Talabani, Barzani üzüntülerini dile getirip, onlarda kınamalarını sunuyor.

Giden gidiyor; geriye ise olayın ciddiyetinin bilincinde vakur bir duruşla kınamalar, kalanların ağıtları, halkın hesap sorması karşısında yetkililerin yapılan hataların telafisinden bahsetmesi sosuyla tatlandırılmış yanlış hesap Bağdat’ tan döner manzarasını izlemek kalıyor.

Terör için zirve toplanıyor, kararlılık mesajı çıktı deniliyor. Bu kararlılık bu sefer de kararsızlığa dönüşürse bize daha nice Kırmızı Pazartesiler görünüyor…

Tüm şehitlerin yakınlarına başsağlığı dileklerimi sunarım.