Nasrettin Hoca’ya sormuşlar.
“Hoca, iliminle irfanınla öğünürsün. Anlat bize sen ne büyük keşiflerde, icatlarda bulundun. Senin de icadın vardır elbet…”
Hoca düşünmüş taşınmış, “Var tabii ki” demiş. “Kar helvasını ben keşfettim.”
“O ne ola ki?” demiş halk.
“Kış gelip kar yağınca az kar kürüyüp bir tasa koyun, üzerine şeker, şurup, pekmez dökün afiyetle yiyin. İşte onu ben buldum” demiş.
Hocanın dediğini yapan ahali, durumdan hiç de memnun kalmaz Hoca’ya şikayete gider.
“Yahu Hoca” demiş ahali, “bu nasıl icattır? Pekmezimiz de boşa gitti, beğenmedik icadını!”
Ahalinin şikâyetine hak veren Hoca “Yaptım ama ben de beğenmedim” demiş yüzünü buruşturarak…
Bizim Hasan Sertoğlu da oldu size modern Nasrettin Hoca… Yapmış ama beğenmemiş.
Mecbur muydun kardeşim. Silah tehdidiyle mi imzaladın o anlaşmayı?
Bak, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bile ne diyor? “Kendilerini iki konuda uyardım. Atacağınız her adımda Cumhurbaşkanı ile istişare içinde olun ve KOP’a üye olmayın dedim. Cumhurbaşkanı ile ne düzeyde istişare ettiklerini bilmiyorum ama KOP’a üye oldular.”
Daha ne desin. Uyarmış sizi, demiş ne halt yerseniz yiyin ama sakın ola Kıbrıs Futbol Federasyonu, yani KOP, çatısı altına girmeyin…
Siz ne yaptınız? Gidip KOP’un iştiraki oldunuz. Sonra? Eeh görüşecekmişsiniz, düzeltme talep edecekmişsiniz falan da filan.
Canım kardeşim yarım hamile olmaz. Hamile kalmışsınız, imzayı atmışsınız, doğum da gerçekleşmiş, nur topu gibi iştiraki olmuşsunuz KOP’un.
Şimdi derdiniz ne? Niye bu kadar oryantal gibi raks ediyorsunuz? Niye kıvırtıyorsunuz? Deyin açık açık ne istediğinizi? Fark ettiniz değil mi milletin yediğiniz haltı yutmadığını? Gördünüz değil ne ne Çetinkaya’nın ne Yenicami’nin, Gönyeli’nin ne de irili ufaklı diğer kulüplerin bu teslimiyete olur demeyeceklerini, reddedeceklerini?
Sahi bu işte ne hesaplar döndü? Ne “Falyalı” pazarlıklar yapıldı sigara kaçakçısıyla?
“Ben yaptım ama beğenmedim” diyorsun… İyi de pekmez heba oldu be kardeşim! Bu saatte mi söylenir bu? Niye yaptın?
Ama sende de kabahat yok. Diplomasinin ciddi bir iş olduğunu öğrenmemek bir eksiklik ama yine de sende kabahat yok. Resmi işi temas ve diplomasi olanların bile gizli işler çevirdiği bir ortamda önüne gelenin “iki günde Kıbrıs sorununu çözerim” dediği bir toplumda, üstelik Rumun isteklerine evet diyerek, aferin alarak, sırtı sıvazlanarak bir halt yediğini sananların ödüllendirildiği bir ortamda normal herhalde fuhuşun faziletle karıştırılması.
Manşet atıyor gazeteci. Sorguluyor bu Zurih teslim anlaşması falan değil, Kuzeydeki statükoculara ve Güneydeki şovenistlere rağmen kazanılan bir zafer iddiasını? Bu anlaşma KOP ile değil de Türkiye Futbol Federasyonu ile yapılsa ne derdiniz? Diye sorguluyor, vuruyor şamarı en alasından “KKTC’yi Türkiye’ye yama yapıyorlar derdik” diyebileceklerin suratına…
Doğrudur. Kıbrıs Türk halkı dünyadan her alanda kopmuş olmaktan bunalmıştır. Bir şekilde dünya vatandaşı olmak, dünya ile temasa geçebilmek istemektedir. Peki bunun yolu teslimiyetten mi geçmektedir? Öyle mi olmalıdır? KKTC halkı Rum ile Anavatan arasında tercihe mi zorlanmalıdır? Bu mudur yani çıkar yol?
Hadi canım sen de! Azıcık akıl izan!
Gidip Rum'a yama olmayı kabul edip, KOP’un iştiraki olmayı hazmedip ondan sonra “bunu bende beğenmedim” demek ne anlama geliyor?