Hiç askerlik yapmamış bir baskan

Dünya değişiyor. Bundan yirmi yıl belki de on yıl önce ABD'nin başkanı hem siyah hem de hiç askerlik yapmamış biri olacak deseydim herkes gülerdi.

Dünya değişiyor. Bundan yirmi yıl belki de on yıl önce ABD'nin başkanı hem siyah hem de hiç askerlik yapmamış biri olacak deseydim herkes gülerdi. Bugün ise bırakın siyah ve dünyanın süper gücü bir ülkenin hiç askerlik yapmamış bir komutanı olmasını üstelik Kenyalı bir babanın oğlu ve müslüman bir dedenin torunu aynı zamanda belki de ABD'nin yeni başkanı! Annesi Amerikalı olan Barack Hussein Obama ilkokula da Endonezya'da başlamış ilk Afrika kökenli 'başkan' olmaya doğru koşuyor. Obama bu kimliği ile sadece ABD'deki siyahların, melezlerin ve göçmen çocuklarının değil artık göç olgusu tarafından kaderi belirlenen tüm dünyadaki siyahların, melezlerin, göçmenlerin de umudu. Obama ile yeni bir dönem başlayacak. Bundan elli yıl önce ABD'nin bazı eyaletlerinde sadece tenlerinin rengi nedeniyle dışlanan insanlar ve belki de daha düne kadar muhtarlık seçiminde bile sadece siyahların yaşadığı mahallelerde seçilebilenler arasından çıkan biri ABD'nin en güçlü vatandaşı olacak.

Eğer ABD vatandaşı olsaydım, sadece bu nedenle bile Obama'yı seçerdim yarın! Herkes görmeli artık 'hiç bir şey böyle gelmiş böyle gitmez'. Obama sadece ve sadece yaşam öyküsü ile 'değişim' anlamına gelmekte. Tüm dünyanın gözü üstünde olan 47 yaşındaki Obama yarın seçimi kazanırsa politik olarak da çok şey değişecek.

Her konuda 'çamura batmış ve artık çıkarılması güç hale gelen' 'Bush ABD'si', Obama seçildiği takdirde 'başka bir ABD' olacak. Elbette Irak'taki askerlerini geri çekmeyecek. Afganistan'da 'Taliban ve El-Kaida' terör örgütlerine karşı savaşı sürdürecek. Somali açıklarında ABD savaş gemileri korsanları kovalamaya devam edecekler. 'Süper güç' başkanı kim olursa olsun, ister '47 yaşında bir siyah', isterse 'oldukça yaşlı bir beyaz' dünyanın en güçlü ülkesi olarak rolünü oynamaya devam edecek. Hiç askerlik yapmamış ya da Vietnam kahramanı bir komutan sonuçta belki de verilmesi gereken aynı kararları verecekler. Ancak bu kararlar Bush tarafından değil de Obama tarafından verildiğinde dünya kamuoyunun gözündeki yerleri başka olacak. Bush tarafından imaj kaybına uğratılan ABD, Obama'yı seçerek tüm dünyayı olumlu şaşırtırken süper güç olarak daha avantajlı bir konumda olacak. Örneğin Somalili teröristler Bush'a karşı başarıyla yürüttükleri propaganda savaşını Afrika kökenli Obama karşısında yürütemeyecekler. Yeni başkan belki militarist olmayacak ama dünya genelinde büyük bir sorun olan terörizme karşı savaşta kararlı olacak.

Öte yandan eminimki Afrika kökenli bir başkan dünyanın 'açlık', 'ökolojik yok olma' ve benzeri sorunlarına karşı çok daha duyarlı olacak. Aynı şekilde ABD kendi iç işleyişi açısından demokrat bir başkanın politikası sayesinde daha sosyalleşecek. ABD'de hep dışlanmaya alışmış ve belki de bu nedenle umutsuz olanlar da motive olacaklar. ABD'nin varoşlarında çocuklar için 'okuyup adam olmanın' boş laf olmadığı artık bir gerçek olacak.

5 Kasım 2008 günü bir İlerleme Raporu'nun daha tansiyonu yükselteceği 'AB ve Türkiye ilişkisi' açısından Obama, Clinton döneminden iyi bildiğimiz destek baskılarını arttırırsa şaşırmayalım. Her geçen gün daha fazla  bulunduğu coğrafyada büyük bir güç olan Türkiye'ye ve Türkiye'nin çevresindeki topraklarda Türkiye'siz barış ve istikrarın olmayacağını bilen ABD, AB üyeliği için daha aktif bir politika sunacak. Kafkaslarda, Ortadoğu'da ve Doğu Akdeniz'de ABD artık dünyanın jandarmalığını belki de bu konuda en çok güvendiği (İsrail'in yanı sıra) Türkiye'ye devretmeye yönelecek. Ancak bu nedenle de Türkiye'yi AB üyeliği ile politik olarak güçlendirmenin gerektiğinin bilincinde.

Türkiye kökenli bir Almanya vatandaşı olarak eğer bir oyum olsaydı, AB, Almanya, Türkiye ve KKTC için Obama'yı seçerdim.

Bu haber 437 defa okunmuştur

:

:

:

: