Dışişleri Bakanı Özdil Nami, ortak açıklamanın Kıbrıs sorunu müzakerelerinin devam etmesi açısından uygun zemini yarattığını ve iki liderin, ortak açıklamanın yarattığı bu dinamikten faydalanarak, önemli adımlar atması gerektiğini söyledi.Kathimerini gazetesine söyleşi veren Nami, Kıbrıs Türk tarafının bugün, Türkiye’nin de desteğiyle, çözüm için bir siyasi irade oluşturduğunu ve Rum tarafının, bu siyasi iradeye doğru şekilde yanıt vermesi halinde, Kıbrıs sorununun çözülebileceğini kaydetti.
Tek egemenlik ve tek vatandaşlık gibi önemli konularda, liderlerin içerikle ilgili hemfikir olduklarını kaydeden Nami, yine de prosedürün henüz başlangıcında bulunulduğunu söyledi.

Nami, müzakerelerle ilgili önyargılardan uzak kalınması gerektiğini, Rum tarafının Eroğlu’nun taksim politikası güttüğü ve adanın yeniden birleşmesini desteklemesinin mümkün olmayacağı iddiasına karşılık, Kıbrıs Türk tarafının Nikos Anastasiadis’in EOKA’nın devamı olan bir siyasi partinin lideri olduğu iddiasında bulunabileceğini kaydetti.

“YENİ BİR SAYFA AÇILDI”
Nami, Kıbrıs sorununda yeni bir sayfa açıldığını ve yeni, birleşik Kıbrıs’ın iki toplum arasındaki güvenle oluşturulacağını belirtti.Önemli konuların tartışılmasıyla alakalı uygun ortamın oluşturulmasının bugüne kadar başarılamadığını ifade eden Nami, bu konuların tartışılabilmesi için öncelikle güç paylaşımı ve federal sistemdeki yönetim konularında uzlaşı sağlanması gerektiğine işaret etti.

Tarafların, siyasi eşitlik, iki bölgelilik, tek egemenlik, tek vatandaşlık, kurucu devletlerin yetkilerinin federal devletin “kısmı yetkilerine” dayanması gibi noktalarda anlaştığını belirten Nami, bu modele göre federal devletin, kurucu devletlerin yetkilerine müdahale etme hakkı bulunmadığını belirtti.

Federal devlette iki kurucu devlet olacağından ve Kıbrıs Türk kurucu devletinin, Rum kurucu devlet ile eşit haklara sahip olacağından bahseden Nami, ortak açıklamanın bu gibi ciddi konularda uzlaşıya varılmasını sağladığını kaydetti.

“MARAŞ, TOPRAK BAŞLIĞI ALTINDA TARTIŞILMALI”
Maraş konusunun toprak başlığı altında tartışılması gerektiğini kaydeden Nami, 40 yıldır çözümün beklendiğini ve Maraş konusuna çözüm bulunması kapsamında, 6 başlık için müzakerelerin sonunun beklenmesi gerektiğini söyledi. 

“KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMEYECEKLERİNİ ANLAMALARI GEREK”
Garantiler konusuyla ilgili bir soru sorulması üzerineyse Nami, Rumların, Kıbrıslı Türklerin Türk garantilerinin olmadığı bir konjonktürde kendilerini güvende hissedemeyeceklerini anlaması gerektiğini; bu noktada da Annan Planı’nın garantileri yeni, federal gerçekliğe uyarlamasının hatırlatılması gerektiğini söyledi.

“DOĞALGAZIN TÜRKİYE ÜZERİNDEN TAŞINMASI EKONOMİKTİR”
Nami, doğalgaz ve petrolün müzakere sürecini etkileyeceğine inandığını, her iki toplumun da ekonomik krizden çıkış yolu aradığını ve doğalgazın da, bu krizin aşılmasını güvence altına alabileceğini söyledi. Kıbrıs doğalgazının batıya en ekonomik şekilde taşınmasının Türkiye üzerinden olacağına işaret eden Nami, her iki tarafın da bu faktörü göz önünde bulundurarak müzakerelere odaklanması gerektiğini belirtti.Nami, adanın doğal zenginliğinin her iki topluma ait olduğunu vurguladı. Federal devletin bu zenginliği hem Kıbrıs Türk hem de Rum kurucu devletle paylaşacağını belirten Nami, çözüm olana kadar doğalgazdan elde edilecek gelirin yalnızca Rum toplumuna ait olacağı görüşüne katılmadığını kaydetti.

“RUMLAR KENDİ BORCUNU ÖDEYECEK”
Nami, çözümün ekonomik boyutuyla ilgili olarak ise, Annan Planı’na atıfta bulunarak, Rumların Troyka’ya olan borcunu Rumların, Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye olan borcunu ise yine Kıbrıslı Türklerin ödeyeceğini ifade etti.