Nupelda KARABUĞDAY
Dinçyürek, Maliye Bakanı’nın ‘bütçemiz daralıyor’ açıklamasını eleştirdi
Koalisyon ortağı Demokrat Parti Ulusal Güçler’in (DP-UG) Milletvekili Hakan Dinçyürek, Maliye Bakanı’nın ‘bütçemiz daralıyor’ açıklamasını hatırlatarak, bunun bedelinin vatandaşa ödetildiğini savundu. Sosyal devlet olmanın gerekliliğinden uzaklaşıldığını söyleyen Dinçyürek, “Ülke olarak devletin sosyal devlet kavramına, eğitim, sağlık sistemine, engellisine, yaşlısına, çocuk sağlığına, korumaya muhtaç insanların devlet tarafından ne kadar sahiplenildiğine bakmak lazım” dedi. Ekonominin büyümesi için bazı yolların olduğunu aktaran Dinçyürek, yatırımcılar desteklenerek doğru projelerle piyasanın canlandırılabileceğini anlattı. ADA TV’de Mustafa Ertanın’ın konuğu olan milletvekili, ülke ekonomisinde gelinen durumu değerlendirdi.
‘MECLİSİN FONKSİYONLARI’
Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Milletvekili Hakan Dinçyürek programda şu ifadelere yer verdi: “Siyasete çok uzak biri değilim. Belki ilk dönem aday oldum ama uzun yıllardır siyasetin kenarındayım. Meclis’in fonksiyonları iç tüzük mevzuatlara alışmak için girdiğimiz günden beri büyük bir çalışma içerisindeyiz. Ama siyasetin meclisin alışmamamız gereken yanları olduğuna da inanıyorum. O yüzden bugüne kadar klasik alışılagelmiş davranış biçimlerini de öğrenmeye çalışmıyorum. Siyasette uzlaşı biçimi bizde az kullanılıyor. Siyasette birbirimizi suçlayarak bir yere varmayacağımız ortadadır. Bizim meclisimizin üslubu da bu şekildedir. Bizlere oy verip bizleri meclise gönderenler bu son tablodan memnun değillerdir. Bizlerin görevi meclise geldiğimiz zaman üslubu değiştirmektir. Toplum menfaatlerinin ön planda olması gerekir. Partinin yetkili organlarının görüşleri önemlidir. Toplum menfaatleri durumunda bir milletvekili kamu yararını gözetmelidir.
‘GERÇEK KAYITLI SİSTEME GEÇİŞ’
Meclisin ekonomi maliye plan ve bütçe komisyonlarında bulunuyorum. Ekonomide bakanlık olarak parti başkanım Serdar Denktaş var. Bir ülkede ekonominin dümenini tutan birkaç parametre vardır. Hükümetin genel politikaları hükümeti etkiliyor. Ekonomi bakanı ekonominin her şeyinden sorumlu değildir. Sanayi, turizm, üretim önemlidir ekonomide. Bankalar, finans sektörü, para birimi önemlidir. Dünyada kimse tek başına yaşamıyor dönen dişlerin bir parçasısınız. ABD Başkanı bile ekonomide tek başına değildir. Biz komitede birçok konuyu konuşuyoruz son zamanlarda özellikle, vergi, KDV beyanları, bilançoların düzeltilmesi bağlamında geriye dönük bazı düzeltme imkanları yaratıyoruz ve gerçek kayıtlı sisteme geçmeye çalışıyoruz. Devlete karşı görevini düzenli ödeyen kişilere az da olsa bonus tarzında imtiyaz sağlamakla teşvik amaçlı kayıtlı sisteme tamamen geçmeyi hedefleyen yasa tasarıları vardır. Af denilebilecek nitelikte bazı uygulamalar vardır.
‘BÜTÇE HARCAMALARI’
Vergi affı gibi tapu harcı konusunda yaratılanlar, seyrüseferi düşen araçlara getirilen uygulamalar toplumun ihtiyacı olan uygulamalardır. Bu yatırım başka aflar konusunda da beklenti getiriyor. Ödeyenlerin motivasyonunda da sıkıntı oluşturabilir. Maliye Bakanı bütçe açığı büyüyor dedi, bu göreceli bir kavram. Biz 2014 bütçesini yaparken tahmini gelirlerle oluşan bir bütçenin gelirler kalemi karşılığında harcamalar yapmıştık. Biz kendi özkaynaklarımızdan yapacağımız gelirlerle bütçe açığını kapatabiliyoruz. Bir ülke tahmin edin ki öngördüğü harcamalarının yüzde 60’ını karşılıyor. Yüzde 30’unu TC’nin KKTC’ye sağladığı yardım ve krediler. Açık büyüyor denilirken, yani biz yüzde 90’ını kendi kaynaklarımızdan ayarlayacağız. Yüzde 10 da büyüyor. Yüzde 40 öngörülürdü yıla başlarken. Büyümesini önlemenin yoluna bakarsak, bu konularda çok rahatsızım ve hassasım. Ortada bir bütçe vardır, gelirimiz az, giderimiz çok. Biz bu bütçeyi denkleştirmek için sürekli giderlerimizden kısıyoruz.Genelde uyguladığımız yöntem gideri kısarak bütçedeki açığın büyümesine engel olmaya çalışıyoruz. Krizden çıkmanın iki yolu vardır biri küçülerek, diğeri büyüyerek. Bizim pastayı büyütmemiz lazım. Hizmet sektörünü, turizmi, öğrenci adasıyız dedik onu geliştirmemiz lazım. Belki finans sektörü üzerinde büyük operasyonların yapılması lazım.
‘EKONOMİYİ BÜYÜTME YOLLARI’
Ekonominin büyümesi için, pastanın büyümesi gerekir. Üretimi artırmamız gerekir. Her anlamda pastayı büyütecek hamleler lazım. Bir şeyleri vereceksiniz ki alabilesiniz. Bir şeyleri verebilmek, bütçe açığı artıyor, parayı muslukları kısalım dedikçe açığımız daha da büyüyecek. Siz piyasada dolanan parayı kıstığınız zaman, kimse risk almıyor, kimse yaptığı işin karşılığını alamıyor. Birbirini tetikleyen piyasa hababam daralıyor. Ben doğru yatırımcıya, doğru projelere, fizibilitesi tamam, ister üretim olsun, ister hizmet sektörü olsun, doğru projelerin uzun vadeli düşük maliyetli, kredilerle bu piyasanın canlandırılması gerektiği düşüncesindeyim. 74 sonrasında TC hükümetlerinin KKTC’ye sağladığı kredilerin haddi hesabı yoktur. Biz artık cari açıkları kapatacağımız yere, doğru projeler seçilerek ekonomideki çarkları çevirecek projeleri yapmak yerine tersini yapıyoruz. Biz birbirimize güvenmek durumundayız. Toplumun çıkış yolunu bulması lazım. Şu anki ekonomi modeli ekonomiyi her geçen gün daraltıyorsa demek ki yanlış bir modeldir. Ben bunu mu savunayım? Alternatif de sunuyorum. Kim kullanacak bu parayı diye soruyorlar.
‘BURS KESİMİ ADİL MİDİR?’
Vermek istediğim mesaj, biz daralan bir ekonomiden ve bütçe açığının büyüdüğünden söz ediyoruz. Bunu da maliye bakanımız da kabul ediyor. Bunun bedelini biz, vatandaşa ödetiyoruz. Sosyal devlet olmanın gerekliliğinden uzaklaşarak ödetiyoruz. Bu teşhisi doğru koymak lazım. Meclis’te öğrenci burslarının kesilmesiyle ilgili tartışmalar oldu. Bunların perde gerisinde mali disiplin, sıkı para politikası ve bütçe açığını kapatma gerekçeleri vardı. Burs kesimi adil midir, hakkaniyet derecelerinde veriliyor mu, tartışılır. Bakan çıktı dedi ki ‘bize göre tespitler yanlıştır. Haketmesi gerekenler almıyor, almaması gerekenler de alabiliyor yönetmeliğe göre… Bunu düzelteceğiz’ dedi, ben bunu duymaktan mutluyum. Ama bu yapılırken burslar kesilmeli miydi bu ayrı bir tartışma konusu. Elma ile armut birbirine karışmaz. Ülke olarak devletin sosyal devlet kavramına, eğitim, sağlık sistemine, engellisine, yaşlısına, çocuk sağlığına, korumaya muhtaç insanların devlet tarafından ne kadar sahiplenildiğine bakmak lazım.”