Almanya ve KKTC arasındaki ilişki her geçen gün mükemmel bir şekilde gelişiyor. Almanya'da Kuzey Kıbrıs'a yönelik ilgi her geçen gün artıyor. Özelikle Türk kökenli Alman işadamları ve onlarla ilişkili Alman yatırımcılar kendilerine doğru bir şekilde aktarılan Kuzey Kıbrıs Pazarı'na ilgi duyuyorlar. Özellikle Alevi Cemaati içinde örgütlü kesimler Kuzey Kıbrıs ile ilgili kendi televizyonlarında gördükleri tanıtıcı programların da etkisiyle 'acaba Kuzey Kıbrıs'ta ne yapabiliriz?' sorusunu sık, sık sormaktalar. Bu çok güzel bir gelişme.
Bu açıdan bakıldığında gerek YAGA'nın gerekse aralarında üniversitelerin de olduğu diğer kurumların Almanya'daki yeni pazara ve yatırımcı gruplarına yönelik onlara doğru bir şekilde hitap edecek tanıtım malzemelerine ihtiyacı var. Çünkü Almanya'daki Türkiye kökenli Alman-Türkler, İngiltere'deki Kıbrıs kökenli İngiliz-Türkler'den çok farklı. Hatta belki de ekonomik olarak çok daha güçlü. Almanya'daki ilişkileri de Kuzey Kıbrıs Ekonomisi için çok yararlı olmaya aday.
Almanya'daki yatırımcı ve müşteri gruplarının bu nedenle tüm kafalarındaki sorulara cevap sunabilecek ve mümkünse hem Almanca hem de Türkçe olarak bilgilendirilmeleri çok iyi olacak. Bu açıdan Berlin'de kurulacak bir Kuzey Kıbrıs Ticaret ve Kültür Merkezi çok yararlı hizmet verebilir.
Son dönemlerde yaşadığım bazı tatsız gelişmeler önlem alınması gerektiğini gösteriyor. Her olumlu olayda olduğu gibi Almanya ve KKTC arasında gelişen bu güzel ilişkiyi de tek taraflı çıkarlar için istismar etmeye kalkanların sayısı artmaya başladı. Gerek Aleviler içinde Kuzey Kıbrıs'a olan sempatiden ve Avrupa Alevi Federasyonları Konfederasyonu gibi güçlü kuruluşların Kuzey Kıbrıs'a destek vermesi ve iyi ilişkiler içinde olması ve de gerekse Almanya'daki Türkiye kökenli politikacıların KKTC ile derin bağlar kurması bazı 'uyanıkları da' 'biz bu gelişmelerden nasıl karlı çıkarız' diye düşündürüyor oluyor olsa gerek. Kuzey Kıbrıslı bir milletvekilini tanıyıp da, onun gözünü boyamaya çalışarak bu ülkede örneğin enerji alanında 'köşeyi dönmeye' çalışanlar mı ararsınız, yoksa Almanya'da Aleviler arasında hem politik hem de ticari olarak kimsenin 'yüzlerine bakmadığı' bazı 'tanınmış' şahıslar mı ararsınız hepsi tek hedefe kilitlenmiş 'Kuzey Kıbrıs'ta köşeyi dönelim' diye kafa yormaktalar. Hatta bazıları Almanya'da 'KKTC'nin şu ya da bu yöneticisi bana/bize şu işi söz verdi' diye gezmekteler. Bir Alman Firması'nı 'tavlayıp' 'hadi bir ufak santral kuralım' diye yollara koyulanlar görüşme masasında 'güven vermeyen tipler' haline geldiklerinde bu iki tarafın dürüst iş adamlarına çok zarar verecek önyargılara neden oluyor.
Bu tatsız gelişmeye engel olmanın tek yolu bu ilişkileri ve yatırımcı trafiğini doğru koordine etmek.
Almanya ve KKTC arasındaki ticari ilişkilerde iki taraf için de 'win & win' olarak değerlendirilmeyen 'tek taraflı kazanmaya endeksli kafa yapılarına' şans vermemek gerekiyor. KKTC'ye kazandırmayan ve sadece burada kazanıp 'malı götürmek' niyetinde olanların Almanya ve Kuzey Kıbrıs arasındaki ticari ilişkiye zarardan başka vereceği bir şey olmayacaktır.