Spiegel Dergisi Almanya'da neredeyse her politikacı ve yönetici tarafından okunduğuna göre bu dergiden verilen mesajın önemi de büyük. Aralarında Rum Kirli Propagandası'nın etkisi altında olan birçok politikacı belki de ilk defa KKTC Başbakanı'nın görüşlerini, hem güvendikleri bir dergide hem de Almanca okuma ve şimdiye kadar duymadıkları Kuzey Kıbrıs gerçeğini birinci ağızdan duyma şansına sahip oluyorlar bu hafta. Gördüğünüz gibi hükümetin açılım politikası her geçen gün daha fazla etkili olmakta. Hem hükümet tarafının, hem de muhalefet kesiminin Almanya başta olmak üzere AB ülkelerine yönelik olarak attıkları adımlar çok önemli. Önümüzdeki yıl Berlin'de, Göttingen'de ve başka Almanya kentlerinde Alman kamuoyu Kuzey Kıbrıslılardan gerçekleri dinleme olanağı bulacaklar. UBP Parti Kurultayı'nda şimdiye kadarki başkan Tahsin Ertuğuruloğlu'ndan görevi devralan Derviş Eroğlu'nun da başlatılan ilişkilerin devam edeceğini söylediğinde sevindim. Çünkü sadece hükümetin, CTP'nin değil, UBP'nin de geliştirmiş olduğu ilişkilerin devamı çok yararlı olacak. Bunun yanı sıra ÖRP'nin, DP'nin ve TDP'nin Almanya'daki potansiyel kardeş partileri ile bağlantılar kurdukları bir Almanya ve Kuzey Kıbrıs yılı olabilir 2009!
İşte size benden star KIBRIS okurlarına bir hediye olarak Spiegel Dergisi'nde Başbakan Soyer ile yapılan röportajın çevirisi:
- Spiegel: Oldukça kısa bir süre içinde bir kaç aydır Kuzey ve Güney Kıbrıs Devlet Başkanları on defa bir araya gelerek parçalanmış adanın geleceğini görüştüler. Hangi alanlarda ilerleme kaydettiler?
Soyer: Bizim hedefimiz 2009 yılının Haziran ayında Birleşik Kıbrıs'ta Avrupa Parlamentosu Seçimi'ni gerçekleştirmekti. Ancak her şey çok yavaş ilerlemekte. Korkarım bu amaca ulaşamayacağız. Son zamanlarda ilerleme değil zorluklar görmekteyiz.
Spiegel: En son geçen Çarşamba Günü gündeme gelen buluşmada yoğun bir tartışma yaşanmış.
Soyer: Kuzey’deki bizler iki eşit ülkeden (federal eyalet) oluşan bir devleti gerçekleştirmek istiyoruz. Amacımız federal bir model Almanya örneğinde olduğu gibi. Ancak Güney’deki Rumlar bizim eşit haklara sahip olmamızı kabul etmiyorlar.
Spiegel: Rum Tarafı Türk Ordusu'nun adayı terk etmekte geciktiğini ve hatta Kuzey’de her zaman duracak bir ordunun geriye kalacağını iddia ediyor (OC: Gazeteci soruyu bu şekilde formüle ediyor). Türkiye de bir garantör olarak etkisini sürdürmek istiyor.
Soyer: Bu bir Rum Propagandası. Türk Ordusu'nun tüm olanlardan sorumlu olduğu kesinlikle doğru değil. Biz Rumların tersine 2004 Nisan'ında o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Çözüm Planı'nı kabul ettik. Hala da arkasındayız.
Spiegel: Rumlara göre Annan Planı Türkiye'nin çıkarınaymış.
Soyer: Bu doğru değil. Halkımızın beşte birini oluşturan 55 bin Kıbrıslı Türkün yaşadıkları yerlerden göçünü kabul ettik. Eşit haklara kavuşmak için toprak vermeye hazırdık. Ancak karşı taraf da kurban vermeye hazır olmalı.
Spiegel: Bir anlaşama sizce ne zaman gerçekleşir?
Soyer: Hala gelecek yıl bir çözüm olmasını dilemekteyiz. Ancak Rumlar zaman kazanmaya oynuyorlar. Bu nedenle Kuzey Kıbrıslılar olarak tüm Avrupalıları bize uygulanan izolasyona son vermeye çağırıyoruz. Kıbrıs yarası artık iyileşmeli!'
Bu röportajda da açık bir şekilde ortaya çıktığı gibi tüm Alman kamuoyu da görmeli, çözüm isteyen taraf Kıbrıslı Türkler, adil bir çözümü istemeyenler de Güney’de!