'Sen Padişah mısın?' diyene bak!

Bu satırlarımı kaleme alırken partisinin tüm seçim yenilgilerinin tek sorumlusu, Türkiye'de sosyal demokrasinin neredeyse dibe vurmasının baş mimarı, AK Parti'nin muhalefetsiz bir ortamda iktidar partisi olmasının ana nedeni ve Türkiye Sol'unun darmadağınık bir vaziyette olmasına neden olan adam, CHP Başkanı Deniz Baykal, CHP Kurultay'ında sadece kendisi tarafından anti-demokratik bir şekilde belirlenen delegeleri karşısına almış bana Kuzey Kore'nin ünlü bir liderini hatırlatan tarzda havalarla konuşmakta.

Bu satırlarımı kaleme alırken partisinin tüm seçim yenilgilerinin tek
sorumlusu, Türkiye'de sosyal demokrasinin neredeyse dibe vurmasının baş
mimarı, AK Parti'nin muhalefetsiz bir ortamda iktidar partisi olmasının ana
nedeni ve Türkiye Sol'unun darmadağınık bir vaziyette olmasına neden olan
adam, CHP Başkanı Deniz Baykal, CHP Kurultay'ında sadece kendisi tarafından
anti-demokratik bir şekilde belirlenen delegeleri karşısına almış bana Kuzey
Kore'nin ünlü bir liderini hatırlatan tarzda havalarla konuşmakta.

'Sen padişah mısın?' diye sormakta TC Başbakanı ve AK Parti Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan'a. Bu soru haklı bir soru olabilir ama kimin sorduğuna bağlı!
CHP içinde demokrasiyi tamamen ayaklar altına alan ve bir diktatör gibi
parti yönetimini elinde tutan bir parti padişahı soruyor bu soruyu. Herkesin
kendisine sorduğu soruyu sorduğunun farkında olmayacak kadar yaşlı olmadığı
inancındayım. Hatta hızını alamıyor ve 'Kimse beğenmediğine çek git diyemez'
diye devam ediyor CHP'den onlarca ünlü sosyal demokratı afaroz eden ve
binlerce partiliyi tek bir kararla partiden uzaklaştırtan ve de işine
gelmeyeni kurultay delegesi seçtirtmeyen zat! CHP'e her kendisini eleştirene
'çek git diyen' adamın başkalarına soracak hesabı olabilir mi?
İnandırıcılığını yitirmiş bir Deniz Baykal'ın sorduğu hesaptan ne umulur!

Aslında bugün Kahraman Maraş Katliamı'na ayırmak istemiştim köşemi. Ancak
Deniz Baykal'ı dinledikçe Kahraman Maraş!ları anmanın aynı zamanda Baykal
gibileri de teşhir etmek gerektirdiğini gördüm. Bugüne kadar lütfedip de
Sivas'ta onlarca insanın katline mezar olan Madımak Oteli'ne gitmemiş CHP
Başkanı yerel seçimler öncesi gene 'kendi söyleyip kendi kendini
alkışlamakta'. Hükümeti eleştirdiği alanlarda karnesi '0'! Bugüne kadar
Sivas'a uğramamış. Aleviler söz konusu olduğunda onların gerçek
temsilcilerini milletvekili adayı olarak seçilebilecek hiç bir sıraya
koydurtmamayı prensip edinmiş. Hrant Dink katledildiğinde tüm sosyal
demokratlar Şişli'de cenazedeyken o belli milliyetçi çevreler nedeniyle
cesaret edip cenazeye katılmamış. Kıbrıs'ta çözüm için canla, başla çalışan
CHP'ye kıyasla gerçekten sosyal demokrat olan CTP'nin Sosyalist
Enternasyonal'e üye olması sürecinde özellikle yardımcı olmamış (hoş belki
de iyi olmuş, çünkü Avrupalı sosyal demokratlar artık utandıkları milliyetçi
Baykal'ın desteklediği bir partiye destek vermekte zorlanabilirlerdi). Ama
şimdi kurultayda 'demokrasi havarisi'.

İşte Türkiye'nin acı kaderi!

1978 yılının Aralık ayında Kahraman Maraş'ta insanlar katledildiler. Yaşlı,
genç, çocuk, kadın hiç farketmedi. O dönemde 17 yaşındaydım. Ecevit,
Başbakandı. Katliam gecesi istanbul'da toplandık. Genç insanlardık. Hepimiz
bir okulu seçti. Ben lisem Behçet Kemal Cağlar'ın benim gibi bıyığı
terlememiş delikanlıları ve gözü pek kızları ile Galatasaray Lisesi
işgalindeydim. Maraş Katliamı canileri serbest gezerken bizler okullarda
kuşatma altındaydık. O tarihte Ecevit dönemimde bizim için Selimiye
Kışlası'nı açtılar. Koğuşları boşaltırlarken biz de bekledik. Bizim içim bir
onurdu Yılmaz Güney'in de yatmış olduğu koğuşlara girmek. Oysa 17sinde bizi
Selimiye'lik yapan katliam Türkiye'nin utançlarından biridir.

24 Aralık 1978 günü kara bir Çarşamba Günü'nin ardından katliama tepki veren
ben o gün arkadaşlarıma ufak bir çocukken bir Kanlı Pazar Günü hayatından
endişe ettiğimiz babamı evde nasıl beklediğimi anlatmıştım. Türkiye artık bu
acı günleri anarken geleceğe umutla bakabilmeli. Geçmişiyle hesaplaşarak
yarınını el birliğiyle kurabilmeli. Ama bu ancak anti-demokratik kafa
yapıları ile Türkiye'yi sürekli gerileten 'yaşlı' liderlerin meydanı
gençlere terk etmesi ile mümkün olacak. İşte CHP'de bu uğurda bir kurultay
daha kaybedildi!
Bu haber 432 defa okunmuştur

:

:

:

: