Ozanköy, Lapta, Almanlar ve Futbol

Futbol deyip de geçmemek gerek.

Futbol deyip de geçmemek gerek. Hiç unutmam Almanya'da Gerhard Schröder'in başbakan olduğu son dönemde kararlaştırılan erken seçim öncesi gündeme gelen uluslararası futbol şampiyonasında iktidarın en büyük umutlarından biri Alman Milli Takımı'nın şampiyon olmasıydı. Alman Milli Takımı'nın şampiyonluğunun coşkusu ile Eylül ayında yapılacak seçimden başarıyla çıkmak daha kolay olacaktı. Futbol ve politika sadece Almanya'da değil neredeyse dünyanın oldukça geniş bir kesiminde birbirleriyle çok iç içedirler. Almanya'da örneğin sosyal demokrasinin takımı Schalke 04'dir. İspanya'da aristokratların takımı Barcelona ve yeni zenginlerin takımı Real Madrid'in karşısında işçi sınıfının takımı Atletico Madrid'dir. İrlandalı'lar kendilerinden en fazla oyuncu oynatan Manchester United'i severler.

Ya da Türkiye ve Ermenistan, Türkiye ve Yunanistan ya da Sırbistan ve Bosna milli maçlarının sadece futbol olduğunu kim iddia edebilir?

Bu nedenle tüm ulusal meclislerin, hatta siyasi partilerin ve resmi kurumların da futbol karmaları vardır. Futbol politika için en önemli sempati sağlama olanaklarından biridir. Bir dönem Almanya'da Yeşiller Partisi'nin Federal Meclis Grubu futbol takımı çok namlıydı. Santrofor olarak Joschka Fischer oynadığından seyircisi bol maçlara çıkarlardı. O takımda top oynamış bir politikacı olarak oldukça neşeli anılarım olduğunu söyleyebilirim. SPD'nin de takıları ünlüdür. Örneğin bizim Gross Gerau İl Genel Meclisi Grubu'muzun takımını diğer meclis grupları hiç yenemezler kolay, kolay. Avrupa Parlamentosu Karması olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile yaptığımız maçı da unutamam. Faul yaparak düşürdüğüm oyuncunun Terörle Mücadele Dairesi Müdürü olduğunu öğrendiğimde 'yandık' diye şaka yapmadan edememiştim. Emniyet'in golcüsü Celalettin Cerrah ise çok şanslıydı. Çünkü Emniyet'ten kim topla buluşsa paslar hep müdür beye atılıyordu. Bir de takviyeleri vardı ki o bize fazlasıyla yetmişti: Şifo Mehmet! İkinci yarı bizim tarafa geçmiş olsa da ilk yarının hezimetini düzeltememiştik.

İşte futbol böyle en ilginç müsabakaların yaşandığı bir ortamdır. Kuzey Kıbrıs'ta Almanlar sayıca kalabalık olarak  Lapta ve Ozanköy'de yaşamaktalar. Lapta'yı bilemem. Ben Ozanköy'lüyüm. Çatalköy'de oturmama rağmen takımım Ozanköy. Lapta ve Ozanköy futbol takımları Kuzey Kıbrıslı Almanlar'ın ilgisini çektikleri oranda eminim Almanya ve Kuzey Kıbrıs ilişkilerinin de daha da gelişmesine katkı sunacaklardır. Tek başına politika yeterli değil. Spor bu konuda çok yararlı olabilir. Ozanköy'e Almanya'da bir kardeş takım bulmak olacak 2009'da ilk işim. Ozanköy gördüğüm kadarı ile gerçekten iyi bir futbol takımı. Başkanı ve antrenörü ve de kulübü canlı bir hale getiren bayan taraftarları gerçekten takım için büyük şans. Ozanköy iyi bir ekibin elinde. Son iki maçında kötü hakemlerin haksız kararları nedeniyle zorluk çekse de hep diplomatik ve centilmen kalarak aslında Alman Stilini gerçekleştirmekte. Gönyeli belki de kendi sahasında bir mağlubiyetten ucuz kurtuldu hakemin vermediği yüzde yüz penaltı sayesinde.

Almanya ve Kuzey Kıbrıs arasında gelişen ilişkide ben Ozanköy'e güveniyorum. İyi futbolu, oyuncu ve yönetici ekibiyle bu adada sadece futbolda değil çok daha başka alanlarda da adından bahsettirecek.

Bu haber 389 defa okunmuştur

:

:

:

: