Cumartesi günü sabahtan akşama kadar Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) projesi temel gazetecilik eğitim programı ve bölgesel ziyaret dolayısıyla Bursa’da idik.
ÖiB Marmara Bölge Komite Başkanı ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı’nın Cuma günü genel kurul toplantısı vardı.
Özgürlük, hele basın özgürlüğü önemli bir konu.
Genel Kurulda iki aday yarışacaktı. Önceden bizim aldığımız bilgi oydu. Olay grubundan bir aday ile Kalaylı başkanlık için yarışacaklardı. Aynı zamanda Gazeteciler Konfederasyonu başkanı olan Kolaylı’nın 300 civarında destekçisi olduğu, diğer adayın ise sadece Olay grubu taraflından desteklendiği ve 80 civarında oyu olduğu tahmin ediliyordu.
Nitekim, seçim sandıkları daha kurultay salonunda yerlerini almadan, yarışı kaybedeceğini anlayan Olay Grubu yarıştan çekildi. Buraya kadar normal, her yerde görülebilecek bir olay. Sonrası ise üzücü ve ibretlik.
Olay Grubu sevgili dostumuz, eski devlet bakanı Cavit Çağlar’a ait.
Çağlar bir dönem basından sorumlu bakan da olmuştu.
Hem medya sahibi hem de bir zamanlar da olsa basından sorumlu bakan olarak görev yapmış birisi olarak Çağlar’ın ve onun medya grubunun daha etik ilkelere, demokrasiye bağdaşır davranması beklenir değil mi?
Olmadı, sınıfta kaldı Çağlar dostumuz. Önce adayını geri çekti. Tüm çalışanlarına mesaj göndertip Bursa Gazeteciler Cemiyeti genel kurulunu boykot etmelerini emretti. Olmadı, genel kurul girişine kamera koyup katılanları fişlemeye çalıştı.
“Bu konuya siz niye taraf oluyorsunuz” diyebilirsiniz. Doğrudur, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin Özgürlük için Basın proje ekibinin Bursa’da yaşanan olaylara taraf olması elbette ki söz konusu olmamalı. Bursa Cemiyeti içerisindeki olaylar oradaki gazeteci dostlarımızı ilgilendirmeli. Ama kazın ayağı öyle değil. İnsan hakları, demokratik haklar hele de ifade ve basın özgürlüğü sınır tanımaz. Kimse “ben yaptım size ne” diyemez.
Boykot kararı almak, olabilir. Bir parti “ben seçime girmiyorum” diyebilir. Kendi bileceği iştir. Ama taraftarının iradesine ipotek koyamaz, bu hak ihlali olur. Bir işyeri bir gazeteciler cemiyetinin genel kurulunu boykot edemez, çünkü kendisi kurum olarak zaten oraya üye olamaz. Oraya sadece gazeteciler üye olur ve örgütlenme hakkı patronun, işverenin keyfine göre düzenlenmez. Bu birinci ihlal.
Bir işyeri sahibi bir gazeteciler cemiyeti genel kuruluna katılan gazeteciyi işten atmakla tehdit edemez, bu hak gaspı olur, iradeye ipotek anlamına gelir hem yasal olarak sıkıntılıdır hem de demokrasi ile bağdaşmayacak bir hareket olur. Bir eski milletvekiline, bakana yakışmayacak bir davranıştır. Bu da iki.
Genel kurul salonuna kamera koyup girenleri “cezalandırmak maksadıyla” fişlemek insan haklarına, ifade özgürlüğüne, tercih hakkına ve sair bilumum demokratik haklara aykırıdır. Bu da üç. Bu listeyi uzatabiliriz. Ancak en azından Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin savcılığa suç duyurusunda bulunup bu hadsizliği yargılattırmak görevi olmalıdır.
Nihayette beklenen oldu ve Kolaylı ve ekibi katılan 302 delegenin tümünün oyuyla yeniden seçildiler.
Seçimin gecesi ÖiB ekibi olarak Kolaylı ve bir grup gazeteciyle çalışma yemeğinde hem Bursa özel hem de ülkenin genel basın sorunlarını ele aldık. Nihayette Bursa neyse Türkiye de o, sorunların her yerde aynı olduğunu, temel meselenin ülkede hızla daralmakta olan özgürlük alanı olduğunu bir kez daha gördük.
Avrupa Birliği Türkiye delegasyonunun da Sivil Düşün programı çerçevesinde destek verdiği proje çerçevesinde yerel komitelerle ulusal komitenin işbirliğinde düzenlediği bu eğitim çalışmasında gazetecilik meslek etiği, basın meslek ilkeleri, medya özgürlüğü, sosyal medya ve zaman yönetimi gibi birçok ders uzmanlar tarafından genç gazetecilere ve gazeteci adaylarına anlatılıyor.
Bursa eğitimprogramdailk sunumuAnkara’dankatılanGaziÜniversitesieskiDekanıveÖiBUlusalKomiteBaşkanıProfessor Dr. Korkmaz basın etiğikonusundayaptı.İkincieğitmenyineAnkara’danGaziÜniversitesidoçentlerinden Dr. TuğbaAsrakHasdemiriseİfadeve Basın Özgürlüğükonusundakatılımcılarıbilgilendirdi.DahasonraBursa’lıkıdemligazeteciİhsanBölüktarafındanverilensosyalgüvenlikileilgilieğitimve El CesireTürkçalışanlarındangazeteciOkanYükseltarafındanverilen “SosyalMedya”dersleriiledevametti.AvukatTurgutÖzkantarafındanverilen “BasınınKarşılaştığıTehlikeler” vebenimverdiğim“ZamanYönetimi” dersiyle son buldu.
Bursa’daki eğitimde enteresan bir şekilde Azerbaycan’dan da dört konuğumuz vardı. Öğrenmek arzu edilince demek ki sınırlar, kilometreler pek de engel teşkil etmiyor. Nitekim soruları ve katkılarıyla Azerbaycan’dan gelen kardeşlerimiz takdirlerimizi topladı.