Uyan ey Kıbrıs Türkü !

Son 50 yılı aşkın mağduriyetinin, uluslararası alanda Devletsiz ve himayesizliğinin bedelini, insanlık ayıbı haksız ve hukuksuz ambargo ve izolasyonların bedelini, üç nesil insanımızın kuşatma altında ziyan olmuş hayatlarının, kaybolan yıllarının, yitirilen bireysel ve kollektif refah ve mutluluğunun bedelini ve faturasını gündeme getirme zamanıdır !

Son 50 yılı aşkın mağduriyetinin, uluslararası alanda Devletsiz ve himayesizliğinin bedelini, insanlık ayıbı haksız ve hukuksuz ambargo ve izolasyonların bedelini, üç nesil insanımızın kuşatma altında ziyan olmuş hayatlarının, kaybolan yıllarının, yitirilen bireysel ve kollektif refah ve mutluluğunun bedelini ve faturasını gündeme getirme zamanıdır !
Rumlarla hesaplaşma, helalleşme ve el sıkışma ancak hakça temellerde kalıcı olur.!
Rumların neden olduğu savaş yıllarının ve savaş sonrası koşulların bedelini ödeme Rum ve Yunan hükümetlerine düşmektedir. Elbette tüm bu haksızlıklara göz yuman ve taraf olan, ülkeler Rum ve Yunan Hükümetlerine bu konuda destek olmalı ve Çözüm Süreci Global Tazminat Fonu bu temellerde oluşturulmalıdır.
Müşterek Kıbrıs Merkez Bankasının 1962 yılı altın ve döviz reserveleri bu günkü fiyatlarda 2.4 milyar sterlin tutarındadır ve buna ilişkin pay hakkımız söz konusudur.
1963’den bu yana uluslararası kuruluşlardan tüm Kıbrıs adına alınan ayni ve nakdi yardımlar ile IMF, Dünya Bankası ve AB den alınan kalkınma fonlarındaki pay haklarımız, mali ve teknik yardımlar ile tüm altyapı yatırımlarındaki AB katkıları da, eşit pay haklarımız gündeme gelmelidir.
İngiliz üslerinden kaynaklanan kira gelirleri ve Rumların açıklamadığı ancak tüm Kıbrıs adına alınan tüm kalemlerdeki pay haklarımızı bu günkü fiyatlarda faizleri ile birlikte talep edilmelidir.
Rum Yönetimi’nin, 1963 yılından bu yana Kıbrıs Türk Halkına verdiği elektrik enerjisi için, aradan bunca yıl sonra ve birleşik faiz faturalama yöntemi ve birikmiş faiz cezaları ile birlikte 2 milyar avro tutarında bir 'borç tahsilat' talebini 2015 yılında KKTC makamlarının önüne resmen koyması Kıbrıs Türkü aşağıdaki hususları gündeme getirmiştir :
Her şeyden önce, 1960 da tesis edilen iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji, haberleşme, Merkez Bankası, rafineri, hava alanı gibi temel altyapı tesisleri ve bunlara ait hizmetler her iki toplumun ortak malıdır ve Kıbrıs Türk halkı, bu gibi tesislerin eşit ve ortak sahibidir.
1963-74 yılları, Rum- Yunan kanadının Enosis’i gerçekleştirmek üzere Kıbrıs Türk Halkı üzerine yönelttiği top yekün bir askeri, siyasi ve ekonomik saldırı ve savaş yıllardır. Bu savaş yılları süresince, Kıbrıs Türk Halkı başta insani kayıpları olmak üzere ekonomik, siyasal ve toplumsal açıdan büyük kayıplar vermiştir.
Adada Rum-Yunan egemenliğini amaçlayan bu saldırılara karşı teslimiyet yerine direnişi seçen Halkımızın maruz kaldığı mağduriyetin boyutları Aşağıdaki başlıklarda özetlenebilir.
1.Kıbrıs Türk Halkı 1963 yılında, asli sahibi ve eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoru ile kovulmuş ve bu güne dek, uluslararası alanda Devletsiz ve himayesiz kalmıştır.
2. Devlet Organlarında çalışan, on binlerce Kıbrıslı Türk bir anda işsiz ve maaşsız kalmış, temel devlet altyapı hizmetlerinden yoksun bırakılmıştır.
3.103 köyümüz ve pek çok yerleşim merkezimiz yakılmış yıkılmış, canlarını kurtarmak için halkımız, Adanın yüzde üçüne sıkıştırılmış güvenli Türk bölgelerine ve yerleşim merkezlerine göç etmek mecburiyetinde kalmıştır.
4.Kıbrıs Türk Halkı dar güvenli bölgelerde her türlü askeri, ekonomik, siyasi ve insani abluka altında 11 yıl amansız bir yaşam mücadelesine mahkum edilmiştir .
5. Bu zulüm karşısında on binlerce vatandaşımız mallarını yok pahasına satarak yurt dışına göç Etmek mecburiyetinde kalmıştır. Kıbrıs Türk ekonomisi felce uğratılmış, halkımız Anavatan Türkiye'den gelen ayni ve mali yardımlara dayalı bir var olma yaşam çizgisine itilmiştir.
6.Son ancak en önemli tazminat talebi, toplu mezarlarda katledilmen yüzlerce masum insanımız ve söndürülen binlerce aile ocağımızın günahsız insanlardır. Bu dönem içinde çok sayıda şehitler verilmiş, nerede ise Kıbrıs Türk Halkı içinde kayıp vermeyen, mağdur olmayan tek bir aile kalmamıştır.
1963-74 savaş yıllarında, Kıbrıs Türk Halkına dönük temel ve insanca yaşamın en vazgeçilmezi olan elektrik enerji arzının parasal karşılığı, Rum Yönetimi’nin bütçesine giren ve bunca yıl hala daha Kıbrıs Türk Kanadı pay hakkı verilmeyen, BM ve uluslararası mali yardımları ile fazlasıyla karşılanmasına rağmen Rum Yönetiminin, aradan 44 yıl sonra, gecikme faizleri ile birlikte faturalama işlemi, ciddi bir insan hakları ihlalidir ve söz konusu talep yasal dayanaktan tamamen yoksundur.
KKTC cumhurbaşkanı ve görüşmeci heyetinin temel görevi, Rum kanadının yarattığı ve neden olduğu bir savaş ve mağduriyet bilançosunda, Rumlar açısından haksız ve hukuksuz bedel taleplerini kabul etmek değil, Şehitlerimizin ve insani kayıplarımızın tazminatını taleb etmektir; Üç nesil insanımızın kaybolan hayatlarının, kaybolan kariyerlerinin ve geleceklerinin, ziyan olan refah ve mutluluklarının tazminatını taleb etmektir.
Gerek AB ülkeleri gerekse ABD de, haksız bir yargı mahkumiyeti veya haksız bir devlet muamelesinden, mağdur edilen vatandaşlarına milyonlarca dolar tazminat ödenmektedir. Kıbrıs Türk Halkının yukarıda özetlenen mağduriyeti de bireysel ve kollektif düzeyde ve son 50 yıla dayalı olarak Tarihi bir Tazminat Talebine dönüşmelidir. Görüşmeci Heyeti Teknik Kadrolarının, Üniversitelerimizin de katkısı ile uluslararası hukukta geçerli olacak resmi bir Tazminat Talebini Görüşme masasına gecikmeden taşıma yönüne gitmelidir.
1962-63 yılında Kıbrıs Merkez Bankası altın rezervleri, Merkez bankası Raporlarına göre 120 milyon sterlin değerindeydi. Bu değer, bu günkü fiyatlarda 2.4 milyar sterlin tutarındadır ve bu değerin, eşit ve asli sahibi Kıbrıs Rum Halkı yanında ve Kıbrıs Türk Halkıdır.' Cumhuriyetin 'bu altın rezervindeki pay hakkını faizleri ile birlikte, halkımız adına Rum Yönetimi’nden resmen talep etmek boynumuzun borcu olmalıdır.1963- 2015 yılları arasında, 'Kıbrıs Hükümetine' verilen milyarlarca dolar, uluslararası ayni ve nakdi dış yardımlarda, AB yardım ve kalkınma fonlarında eşit hak sahibi olmamıza rağmen bu haklarımızın verilmemesini de, bugünkü fiyatlarda, faizleri ile birlikte ısrarla masaya getirmemiz gerekiyor.
İngiltere, egemen üslerinin kullanımı için 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ne, süreli olarak her yıl 30 milyon sterlin kira ödemekteydi. 1963 yılından bu yana ödenen kira bedelleri bu günkü fiyatlarda, yılda ortalama 600 milyon sterlin civarındadır. Başta Devlet organlarımız ve üniversitelerimiz, Kıbrıs Türk Halkını 50 yıllık mağduriyet ve kayıplar bilançosunu, görüşme masasına ve Uluslararası gündeme getirmek üzere ciddi ve ivedi bir çalışma içine girmelidir. Bu konuda saldırgan ve savaş suçlusu Rum kanadının yaratmış olduğu savaş sonrası koşulların bedelini Türk Kanadına ihale etme gibi tarihi garabete meydan vermemeliyiz!
Görüşmelerde hak ve tazminat talep etmeyi esas gündeme getirmesi gereken KKTC’dir.
Görüşmeci Heyetimizden bu konuyu bütün ciddiyeti ile, gecikmeden görüşme masasına taşımalıdır.
Bu haber 913 defa okunmuştur
  • LONDRALI  UK - 13.10.2015 IS YAPMADAN MESAILERDE CABADAN GARANTI AYLIK MAASLAR ! HER GUN HER HAFTA MANGAL YEME ICMELER ! EN SON MODEL GASADAN CIKMA KIBRISLILAR SIFIR DER !! ARABALAR EVIN ONUNDE !! KIBRISTA BIR YAZLIK BIR KISLIK EV !! KIBRIS YETERLI DEGIL ! DEGISIK MEMLEKETLERE TATILLER !! OHH GUZZZUMMM OH EKMEK ELDEN SU SA GELDI ARTIK !! KIM ISDER YAHU UYANSIN !!!
  • bafidi   - 13.10.2015 madem globaldan behsediyon kesin senda güzel mamma yedin.
  •    - 13.10.2015 Ah canan ah nelere kadirsin sen. Uzerinden yuz yillarda gecse de bitmek tukenmek bilmez bir askdir canan aski. Simidi baliga mi gidiyoruz nigdeye mi?
  •    - 12.10.2015 Ben sunu bir turlu anlayamadim ki! En okumus akademisyenlerimiz de dahil devletin en ust makamlarinda gorev alanlar. tum milletvekilleri ve Bakanlar sundan habersizdir: `` Kibris``ta bir cozumu ISRAIL ne zaman arzu ederse o zaman getirecektir!`` Israil ismini buyuk harfle yazdim ki gozunuzden kacmasin!Hicbiriniz de zahmet edip ISRAIL``in Kibris``ta ne yapmak istedigini arastirmiyor.Ya da bu yorumcu niye israrla Kibris meselesinde ISRAIL``i isaret ediyor demiyor ki.
  •    - 12.10.2015 Baliga mi gidiyoruz yoksa Nigde ye mi?
  • yorum aytekin erin  istanbul - 12.10.2015 Bugünkü Hükümetimiz Sayın Cumhurbaşkanımız ve görüşmeciler Sayın eski maliye Bakanımız T FİKRİNİN ve diger eski maliye bakanlarımız bu görüsleri dinlemeli ve ARTIK muhatablarına anlatmalı ve talebkar olmalıdır kıbrıs türkü bunları istiyor ve bekliyor

:

:

:

: