Yakın Doğu Üniversitesi ile Bağcılar Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği Osmanlı Döneminde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu’nun 2'inci gününde oturumların ardından sonuç bildirgesi okundu.
YDÜ Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, vatan şairi olarak da anılan Namık Kemal’in bir çok eserini Kıbrıs’ta sürgün yaşamı sırasında kaleme aldığını belirterek, “Osmanlı her tebaadan insanı Kıbrıs’a sürgüne gönderdi.” diye konuştu.
Osmanlı Devleti’nin suça karışan her tebaadan insanı Kıbrıs’a sürgüne gönderdiğini ifade eden Prof. Özkul, yaşam şartlarının Lefkoşa ile Tuzla’dan daha zor olması sebebiyle Osmanlının sürgün yeri olarak Mağusa’yı belirlediğini ifade etti.
“OSMANLI KIBRIS’TA CAMİ ,ÇEŞME, SU DEĞİRMENİ, HAN, HAMAM VE MEDRESE İNŞA ETTİ”
Ankara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Abdüllatif Armağan da sunumunda 1571 yılında fethedilen Kıbrıs’ta Osmanlı Devleti tarafından Vakıf Teşkilatı’nın kurulduğunu anlattı.
Kıbrıs Beylerbeyiliğinin kurulmasıyla birlikte Anadolu’ndan adaya göç yaşandığını belirten Armağan, “Baf Sancakbeyi Mehmet Bey Ayasofya Camii yaptırdı. İnşaa ettirdiği vakıf medreselerinde yetim çocukların bakımını üstlendi ve onları eğitti. Elde ettiği paralarla mektebi muallim okulu, su değirmenleri, su kemerleri, çeşmeler, han ve hamamlar yaptırdı.” diye konuştu.
“ZİMMİLER MAHKEMEYE GÜVENİYORDU”
Yrd. Doç. Ümit Güler de Kıbrıs’ta Müslümanlarla gayrimüslimlerin arasındaki ilişkinin iktisada dayandığını savundu. Güler, “Kıbrıs’ta entegrasyon vardı. En geniş saha alım satımdı. Tamamı gayrimenkule dayanıyordu. Taraflarda mahkemeye taşınan sorunların yüzde 81’i ticariydi. Günlük bir sorundu. Her iki taraf ta mağduriyet yaşamadı.” diye konuştu.
“SEMPOZYUM YERİNE KONGRE HEDEFLENİYOR”
Sempozyum da çıkan sonuçlar ışığında tebliğler ve yapılan konuşmalar kitaplaştırılacak. Yayınlanacak olan kitap İngilizceye de tercüme edilecek. Özellikle KKTC’de bulunan üniversitelerin ilgili fakültelerinde Osmanlı Dönemi başta olmak üzere Kıbrıs konusunda akademik çalışmaların yapılması teşvik edilecek.
Son olarak da Osmanlı Dönemi Kıbrıs konusu üzerinde daha detaylı bir şekilde çalışılması için, sempozyum yerine kongre şeklinde bir faaliyet hedeflenecek ve bu kongre en az iki yılda bir yapılacak.