KKTC'de Nisan 2009 Seçimleri ve KKTC halkına dönük vecibeler-1

KKTC Halkı, kendi geleceğine ilişkin net mesajlar ve uluslararası taahhütler ışığında 24 Nisan 2004 referandumunda ortaya koyduğu irade ile derin bir hayal kırıklığına uğratılmıştır.

KKTC Halkı, kendi geleceğine ilişkin net mesajlar ve uluslararası taahhütler ışığında 24 Nisan 2004 referandumunda ortaya koyduğu irade ile derin bir hayal kırıklığına uğratılmıştır. AB, dünya ve tarih önünde, Kıbrıs Türk Halkına verdiği söz ve taahhütleri yerine getirmemiştir, bu itibarla 2009 seçim sürecindeki Halkımızın iradesini yeniden etkilemeye yönelik vaatler, eylem ve davranışlardan özenle kaçınmalıdır. Ambargo ve izolasyonların kaldırılmasında birinci derece sorumluluğu olan BM Güvenlik Konseyi, kendi Genel Sekreterinin tavsiye raporunu hasıraltı etmeyi yeğlemiş ve 45 yıl devam etmekte olan bu uluslar arası hukuk ve insanlık ayıbına son verme yönünde karar almaktan imtina etmiştir. Bu nedenle temel meselelerin hiç birinde uzlaşmaya yanaşmayan Rum-Yunan kanadını barışçı ve uzlaşmaya niyetli gibi takdim etme oyunlarına alet olmamalarını BM’den de beklemek hakkımızdır.
Rum-Yunan kanadı, TC-KKTC açısından, Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümün temel taşlarını şiddetle reddetmeye devam etmektedir:
1. Siyasal açıdan eşit iki egemen devletin kurucu ortaklığına dayalı bir çözüm reddedilmektedir.
2. Siyasal açıdan iki eşit devlet, iki eşit halk ve iki eşit demokrasi temeli reddedilmektedir.
3. KKTC’de ulusal varlığımızın, demografik ve ekonomik güvenliğimizin temel taşı olan iki kesimli bir Kıbrıs, “serbest dolaşım”, “serbest yerleşim” ve “ serbest mülkiyet” ilkeleri ile fiilen ortadan kalkmakta on binlerce vatandaşımız yeniden göçe zorlanmaktadır.
4. Varlığımızı borçlu olduğumuz 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmaları ile 1974’le tesis edilen Türk ordusunun fiili güvencelerinin kayıtsız şartsız devamına Rum-Yunan kanadı şiddetle itiraz etmektedir.
5. Mülkiyet ve güvenlik konularının barışçı ve hakça çözümüne temel teşkil eden toplu takas ve toplu tazminat ilkesi reddedilmekte, bireyin mülküne geri dönme hakkı birincil hukuk sayılarak, mülkiyet hakkı, KKTC vatandaşlarının can güvenliği ve yaşam hakkına karşı öncelik kazanmaktadır.
Bu koşullar altında KKTC Halkına “çözüm kapının eşiğindedir” şeklinde yanıltıcı vaatlerle görüşme masasında zaman kaybettirmeye kimsenin hakkı yoktur. 1975’den beri Denktaş-Klerides, Denktaş-Makarios, Denktaş –Kyprianou, Denktaş-Vassiliou, Denktaş –Papadopoulos, olmak üzere BM çerçevesinde yürütülen bunca görüşme turu ve sağlanan geçici mutabakatlar, en sonunda Kıbrıs’ta Türk ve Rum Halklarının referandumuna sunulmak üzere Annan Planı’nı ortaya koymuştur. İngiltere Başbakanı Blair, “TC-AB süreci olmamış olsa Türk kanadının Annan Planı’nı kabul etmesini hayal bile edemezdik” diyerek, kırmızı çizgilerimizden ilk kez büyük ödünler verdiğimizi İngiliz Parlamentosu huzurunda teslim etmiştir. AB’nin tam onay ve desteğini sağlamış olan Annan Planı elbette Rum-Yunan kanadının kırmızı çizgilerini fazlası ile tatmin etmekteydi. Buna rağmen, AB genişlemeden sorumlu üyesi Gunter ver Hougen’in ifadesiyle, “GKRY Lideri Tasos Papatopoulos AB’ni de açıkça kandırarak”, Planı % 70 bir çoğunlukla referandumda Rum halkına reddettirmiştir.
44 yıl devam etmekte olan bu senaryolar ve oyunlar karşısında ve ambargoların kalkması yönünde AB’ce verilen vaatler yerine gelmeden Rumlarla yeniden masaya oturmak tarihi boyutlarda büyük ve stratejik bir hata olmuştur. Bu hatanın bedeli kabul edilemez boyutlara varmadan ve Christofyas ile onun bağlı bulunduğu Rum Ulusal Konseyin gerek 1960 anlaşmalarının temel ilkeleri, gerekse temel Türk pozisyonu ve BM kriterleri ile alay eden uzlaşmaz çizgisi ışığında görüşmelerden çekilme zamanı gelmiştir. KKTC’yi yönetenler Kıbrıs Türk halkının geleceği ile 45 yıldan beri pervasızca alay eden Rum liderliğine karşı son sözü söylemeli ve KKTC için, Rumlar dışında bir yol haritasını halkımızın önüne seçimlerden önce koymalıdır.


Margaret Thatcher, Muhafazakar Parti’nin ünlü Carlton Külübü’nde KKTC Temsilcisi
Tansel Fikri ve eşi ile Kıbrıs konusunda görüş teati ederken.
Bu haber 420 defa okunmuştur

:

:

:

: