Sol cenahta, sular durulmuyor.
7 ay önce başlayan ve yeniden, TKP ‘nin doğmasını sağlayan, iç savaş. Öyle görülmektedir ki, tüm şiddeti ile devam etmektedir.
TKP’nin, kapatılmasından sonra kurulan TDP, tüm seçimlerde beklediği sonucu alamamış. Hep marjinal olarak, yoluna devam etmek İçin gayret göstermiştir.
Yıllarca, TDP’nin Genel Başkanlığını yapmış ve tüm yükleri sırtlamış olan Sn. Çakıcı’yı. Parti içerisinde etkisizleştirmek ve sonunda da aday yaptırmamak için, bir şekilde “ defterinin “ kapanması yollu hareketler uygulayarak. Sn. Emiroğullarını da partiden ihraç ederek. Parti içi muhalefeti yok edip, TDP’yi dikensiz gül bahçesine çeviren TDP’ li yöneticiler. Partiyi, karpuz gibi böleceklerinin hesabını ve kitabını, belli ki yapmamışlardır.
TKP, Adada, % 31 oyla, o dönemlerde KKTC ‘ de, tüm dengeleri alt üst etmiş bir parti idi.
Yanlış politikalar sonucu TKP kapatılmış, BDH kurularak seçimlere gidilmiş ve bir Milletvekili çıkararak tarihteki yerini almıştı.
BDH ismi de beğenilmemiş veya yetersiz bulunmuş, bu isim TDP’ ye çevrilmiş.
İsimler değiştirilmiş fakat oy oranları değişmemiş, marjinal durum devam etmiş.
Son olarak da 3 vekille, Mecliste temsil edilir hale getirilmiştir.
Parti içi hizipler sonucu yedi ay önce, itilip ve kakılanlar bir araya gelerek. Kapatılan TKP’yi yeniden hukuki olarak canlandırmak için, paçalar sıvandı ve TKP Yeni Güçler adında yeni bir parti, siyasi hayatımıza girdi.
TDP’den seçilip parlamentoya giren Sn. Çakıcı da, bu kervana katıldı ve TKP kanadı oluşmuş oldu.
TKP kanadı diyorum.
Çünkü yeni TKP ‘ de, iki kanat var!
Diğer kanat, yeni güçler.
Kimdir bu yeni güçler?
Bunlar da, CTP’den itilip kakılanlar.
Parti yetkili organlarından, tecrit edilenler.
Karar mekanizmalarında, etkisizleştirilenler.
İşte bu her iki kesim, bir araya gelerek SDP ‘ ye katılarak, TKP Yeni Güçler adı altında yeni bir siyasi partimiz siyaset hayatına atıldı.
Atılmasına atıldı da.
Bu atılma, TDP’yi hiç memnun etmedi.
Zaten, seçim barajını zor geçerek üç vekil çıkarmıştı.
Şimdi bu güç, ikiye bölünmüştür.
Bölünen güç, bu partilere, baraj atlatır mı?
CTP’ den ve SDP’ den gelenlerin gücü, buna yeter mi?
Buna yanıt vermek için, henüz çok erken.
Her iki partinin de, amblemi güvercin.
Biri daha zayıf, diğeri daha toplu.
TDP Genel Başkanı Sn. Özyiğit’in, Sn. Çakıcı’nın yeni TKP’ de başlattığı, siyasi hayatını sonlandırmak için, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde açtığı davaya bakılırsa. Bu dava ile güvercinlerin savaşı başlamış oldu.
Halbuki güvercinlerin savaşı, iktidara gelebilmek için seçim meydanlarında ve seçim sandıklarında pike yapmaları gerekirken. Ne yazık ki, aralarında savaşmaya başlamışlar.
Sn. Çakıcı için faraza, mahkeme kararı ile istenilenler sağlanırsa. Çakıcı’nın, aktif politika yapması engellenecek mi?
TKP ile olan ilişkisi, belki hukuken önlenebilir.
Fakat.
Fiilen, bunun önüne geçilebilir mi?
Bunun mümkün olması, beklenebilir mi?
Evren Dönemini, hatırlıyorum.
Rahmetli Ecevit, yasaklı.
Rahşan Hanım, DSP’yi kuruyor.
Genel Başkanı oluyordu.
Bu, olup biten zaman dilimi içerisinde, Rahmetli Ecevit yapılan kurultaylara, misafir olarak bile katılamazdı.
Bülent Ecevitsiz kurultaylarda, delege “Halkçı Ecevit. Karaoğlan “ kelimelerini haykırıyordu.
Yasaklarla sonuca ulaşmak, mümkün değil.
Öyle görülmektedir ki, Güvercinlerin savaşı kendi kendileri arasında geçecek.
Bu da, her iki partiye, yarar getirmeyecektir.
Bu durum, partilileri de tedirgin etmektedir.
Fakat.
Maalesef, karpuz tam ortadan bölünmüş vaziyette.
Tekrar birleştirmek şöyle dursun. Savaş için, düğmeye basılmıştır.
Yargıda olan, bir konu hakkında yorum yapmak istemem.
Gelişmeleri takip edip, karardan sonra yoruma sıra gelecektir.