Ünlü düşünür Konfüçyüs 'En zor şey, karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi yoksa.' diye tarihe bu sözü ile not düşmüştür... Tabi tarihin kıymetini bilenlere, unutmayanlara ... Anlam ifade eden sözlere anlayışımız büyüktür ve esasında makam sahibi olanların dışında ,ailede yaşça büyüklerin tecrübelerini atfen kendilerine anlatılanlar konusunda anlatana sunduğu bir nasihat içerisindeki öneriler de önemlidir... Bu önerinin dikkate alınıp alınmaması ise kişinin kendi tasarufudur. Bazı durumlarda hangi derler ya perşembenin geleceği çarşambadan bellidir. Belkide işin özeti bu sözün ta kendisidir. Seçimin rakamsal verileri açıklanmıştır noktasına virgülüne kadar yazmaya gerek yoktur. %65 sandığa gidip görevini yapmıştır. Görev olmadığını düşünenler de oy verme hakkını kullanmıştır... Hep yazdık istikrar için tek başına iktidar şart dedik , olmadı... Olmamasına sebep seçim sisteminde karma oy hakkı var oluşu asla değildir... Karma oy istisnai bir durum olup belirli seçmenlere ,tarafsız olanlara bir kolaylık unsurudur... Ancak görüldüğü üzere ve karma oyda sadece liderleri değerlendirdiğimizde önceliği alıp başa oturan isimler ne yazık ki parti mühürlerinden ziyade hem tercih hem karma ile liderliklerini sözde baki kılmak istemişlerdir... Girin rakamlara, bakın isimlere,milletvekili gerekse liderler olarak karma oyları inceleyin kimin ne olduğunu göreceksiniz... Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Özgürgün en son sıralarda karma oy alandır... Bir üstü bir altındaki karma oy alanlar da bellidir... Şimdi aday adaylarını seçip 50 milletvekilini seçime koyacaksın sonra lider olarak bana karma diyececeksin veya dedirteceksin bu olmaz. olmamalıydı oldu... Sonra koyduğun adaylar arasında o temizdi bu değildi o başka bir partide görev alan falanın kızı,falanın oğlu deyip çok yakınında gezenler için hem karma hemde listede dolgu yerine koyduğun adayların getirdiği mühürden faydalanacaksın ve bu temiz siyasettir diyeceksin... Hani derler ya 'yemezler' aynen durum budur... Sonra neticeye yine de itiraz edip biz UBP ile hükümet kurmada yokuz diyeceksiniz... İşte buna seçmeni inandıramazsınız... Seçmen en az adaylar kadar seçim yorgunudur... Bu yorgunluğu üzerinden atması için seçim bildirgelerinin hayata geçirilmesini ve müreffeh bir gelecekte düzenli olarak istikrarını isterken geçim derdinin halli yolunda atılacak adımları beklemektedir... Seçim sonrası hiç konuyu geniş kapsamlı tartışmadan sırf dışarıdan bir baskı ile hükümet modeli olası tavsiyelerin önünü kapatmak açısından yangından mal kaçırır gibi yorgun parti meclisi üyeleri ile toplantı yapıp karar açıklayıp ona açığım bu partiye kapalıyım diyenleri ne geçmişte ne gelecekte toplum affetmeyecektir... Süreç çalışıyor, mazbataların alınmasına sayılı gün kalmıştır... Denge konuşabilme sanatının siyasette rayına oturtulmasıdır... Bu konuda akil insanlara gereksinim vardır...İnsan ne oldum değil, ne olacağım demelidir... Hayatın gerçeği budur... Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğl'nun akil açıklaması vardır... 'KKTC’de pazar günü yapılan seçimlere işaret ederek, “Hükümet kurmada karamsarlık var. Umarım 'koalisyona girmeyiz' gibi açıklamalar bir kenara bırakılır, inşallah hükümet kurulur. Biz de KKTC ile ilgili atacağımızı adımları atarız ama Kıbrıs müzakereleriyle ilgili ne yapacağımızın kararını da birlikte vermemiz gerekiyor. 2018 de bu bakımdan kritik bir yıl olabilir” demiştir...