Her geçen yıl kendisini aratmayacak kadar hızlı bir gündem ile günlerine gün katıyor... Ocak ayının ilk yarısının son cumasına gelmiş bulunmaktayız...
Cuma günleri babam Hüseyin Özdemir'in anılarını notlarından derleyerek biliyorsunuz ki sizlerle paylaşıyorum. Tabi ki ilklerin öneminde ve Omorfo öğretmen Kolejinin ilk altı öğrencisinden ve ilk altı öğretmenini ülkemize 1940'lı yıllarda kazandıran bu kolejin benim hayatımda da yeri vardır ve Omorfoda 1950 yıllarda doğmuş olmanın bu güne kadar yaşamımdaki önemi elbette yadsınamaz...
Kimlik kartımda doğduğum ilçe 'Güzelyurt' yazıyor... O zamanlarda nüfus daha fazla Rumlara ait olduğu için hala daha Rumların Güzelyurt bölgesinde ve Girne üzerindeki nazarlı ve istekli bakışları onları bıktırmadan devam ediyor... 1963 yıllarında Türkiye Lefkoşa uçak seferleri, ya Atina ya Beyrut üzerinden yapılıyor... Lefkoşa Uluslarası Hava Alanına Türkiye'den direkt uçuşlar yasak kapsamında... Bir kez Atina üzerinden bir kez de Beyrut üzerinden adaya girişim olduğu zaman henüz 16 -17 yaşlarında idim... Atina'da garantinaya alınmış hastalar gibi girişimiz pilot kontrolünde çıkışımız uçağa binişimiz yine pilot nezaretinde oluyordu... Kış günlerinin zorluğunda bu eziyetli yolculuklara katlanan Türklerdik... Hatta bir seferinde BEA uçak pilotu bana yardım maksadı ile paltomu ve elimdeki çantayı taşımıştı... Eve gelip paltomu dolaba asarken pilotun güzel bir kaleminin buklet paltomun üzerine takılarak eve kadar geldiğini de görüp gülmüştük...
Lefkoşa hava alanında o zamanlarda aileler alana gelemiyor ve Rum taksileri ile Ledra Palace oteli önüne kadar gelen taksi orda yolcuyu Türk taksiciye teslim ediyor aileler ise yolcularını barikattan alıyordu... Hava alanında isimden ziyade doğduğu yere bakan Rum polisi veya gümrük memuru hüviyet kartında doğum yeri Omorfo'yu gördüğü zaman hemen geç işareti verendi... Omorfo sanki Rumların kalbiydi... Halen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisindeki topraklarımızdaki Güzelyurt bölgesinin kendilerine verilmesi yönündeki iştahlarından bir şey kaybetmeyenler olarak Kıbrıs müzakerelerinde bu yöndeki ısrarlı sözlerini sürdürmektedirler. Bilmedikleri tek şey KKTC 'topraklarının bulunduğumuz ve bize 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye'nin sağladığı mevcut barış ortamında Rumlara sunulacak toprak ikramımızın olmadığıdır...
Babamın notlarında da ifade ettiği gibi Omorfo koleji ismi unutulmayacak birçok öğretmeni ülkemize kazandıran bir ilim yuvasıdır... Babamın sosyal yanlarının kuvvetli olmasının faydası ile kendisine kazandırdığı edinimler çerçevesinde Larnaka bölge halkının, bilhassa çok arkadaşı olan liman işçilerinin, zaptiyeler ve öğrencilerin kendisine gösterdikleri sevginin görüldüğü ve Dr. Sleight tarafından takdir edilmesiyle Başmüffettiş İbrahim beyinde tavsiyesi ile burs kazandığını ifade etmiştir. Bizler kitapsız, müfredatız devirde hayattan, çevreden gözlemden canlı bilgiden, tartışmalar, inatlaşmalar ve heyecan ile ders yapan öğretmenlerdik diyor babam ve notlarına ilaveler yaparken, kendisine hafta sonu köye gidip tren istasyonuna çıktığı anda trenin penceresinden müfettiş Tilki beyin seslendiğini ve “Larnaka’ya gönderilen telgraf ve biletleri aldın mı? Hazırlan 3 gün sonra Mısır sonrasında İngiltere'ye gidiyorsun” dediğini 1945 yılında bu burs ile aileden ayrılık başlangıcında yeni doğan oğlu bu günün doktoru Niyazi Özdemir'in altı aylık olduğunu yazmıştır... 'Eski anılarımız, yeni umutlarımız olmalıdır' diyenler çok haklılar, okuyoruz... Ne güzel anılar, yeter ki insanın gönül penceresinden bakışı manevi değerlerin öneminde olsun... Bir Cuma gün daha geride kalırken gündemin önemine binaen tekrarda fayda vardır; KKTC Meclis'ine seçilen milletvekilleri her zaman her konuda sağ duyuda öncelikli kararlar üretsin... Cuma günü hayırlara vesile olsun...