Bakanlar Kurulu dün sessiz sedasız bir toplantı daha yaptı. Sonrasında bir açıklama yapılmadı. Ama birkaç saat sonra Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Kudret Özersay’ın sosyal medyadan yaptığı açıklamalar, her sessiz Bakanlar Kurulu toplantısının ardından alışılanın aksine bu kez zam değil, daha iyi haberlerin işaretini veriyordu.
Sayın Özersay, “Maliye’nin bizlere bu akşam vermiş olduğu bilgiye göre tüp gaz fiyatlarında 8-9 TL civarında bir indirim yapılabilecek gibi görünüyor” dedi.
Doların 5.30 seviyelerine kadar çekilmesi, 7 küsur civarında fiyatlandırılan birçok üründe indirimin kaçınılmaz olarak yapılmasını gerektiriyor.
Ancak döviz yükselirken büyük bir iştahla yapılan zamlar, şimdi döviz düşerken ne yazık ki nazlana nazlana geri alınıyor.
Önümüzdeki yılın bütçe rakamları da bizi zil takıp oynatmıyor. Çünkü yüzde 10’a yaklaşan bütçe açığı ve Türkiye’den bir türlü gelmek bilmeyen mali kaynak, bu açığın zamlar ve vergiler yoluyla vatandaşın cebinden çıkarılacağı ihtimalini ne yazık ki güçlendiriyor.
Bu açığın vatandaşın cebinden çıkmasını önlemenin tek yolu Türkiye’den sağlanacak mali kaynak. Bugün, yarın dense de ne yazık ki o konuda hala somut bir gelişme yok.
Gerçi her ne kadar Ankara ile dörtlü koalisyon hükümetinin arasının çok iyi olmadığı söylense de dün Beştepe’den gelen mesajlar, hükümete derin bir nefes aldırıyordu.
KKTC’de Ankara’nın dörtlü koalisyon hükümetine soğuk baktığı iddiaları ayyuka çıkmışken, Türkiye Başkan Yardımcısı Fuat Oktay, “Kıbrıs'ı herhangi bir konuda yalnız bırakma gibi ne şansımız ne de lüksümüz var” dedi.
“Kıbrıs'taki sorunlar bizim sorunlarımızdır. Hem koordinasyon hem de ortak çalışma devam edecek” diye devam eden Oktay, dörtlü koalisyon hükümetinin sık sık işaret ettiği yeni sistemle yaşanan Türkiye-KKTC ilişkilerindeki aksaklığa açıklık geçirdi.
Oktay, iki ülke arasına gerekli organizasyonun sağlanmaya çalışıldığını kaydetti.

Kıbrıs’ta dörtlü koalisyon hükümeti önümüzdeki günlerde hem Doğu Akdeniz’de harlanan ateşle terlemeye hazırlanırken, içeride de patates olan ekonomi yüzünde zor zamanlara yaşıyor.
Tüm bunlara UBP’de Özgürgün’ün ardından genel başkanlık koltuğuna oturan Ersin Tatar’la yeni hükümet iddiaları da eklenince bu gerilim daha da artıyor.

Belki de her parti bu koalisyonun bozulma ihtimaline karşı yeni hükümetle ilgili pozisyon alıyor.

UBP-HP koalisyonu sıkça dile getirilse de CTP ile UBP’nin bir koalisyon deneyebileceğini iddia edenlerin sayısı hiç de az değil.
UBP-CTP ve HP ile geniş tabanlı bir reform hükümetini önerenler de var.
Kıbrıs’ta önümüzdeki günlerde hem iç siyaset, hem de dış siyaset çok hareketlenecek. Bekleyip göreceğiz…