İnandıklarım

Gözyaşlarının iyi olduğuna içtenlikle inanırım. Gözlerden akan yaş yüreğinizi yumuşatır çünkü…

Gözyaşlarının iyi olduğuna içtenlikle inanırım. Gözlerden akan yaş yüreğinizi yumuşatır çünkü…

İçinizdeki zehri, kötü duyguları söker atar… Yağmur sonrasının pırıl pırıl, ışıl ışıl gökyüzüne dönersiniz…

Yıkanır, arınır ruhunuz kötülüklerden veya olumsuz düşüncelerden…

AŞK ACITIYOR
sevmek
delice ve tutkulu...
damla damla süzülür
çöreklenir acılar
yüreğin en derinine...

ayrılıkları öğrenmek güçtür
her derste...
sıkışır yüreğin
titrer gönül telin...

aşk acıtır
bir vurgundur
okyanusların en derininde...

elvedalar nedense
her aşkta bir defadır
biletler tek gidişe kesilir...

aslında sen
dönüş ülkem olmalıydın
tam da öğrendiğimde
sensiz düşünmeyi...

yüreğimin kırlangıç kanatları
çoktan kırılmış...
aşk inadına acıtıyor
ayrılık varsa...

Ayşe TURAL

ANNELER

Ailelerin çocuklarına ilgi göstermesini, yürekten, severek her anı paylaşmalarını isterim.

Özellikle lise son öğrencilerine: ALTIN UÇUŞUNUZ YAKLAŞTI, derim. Altın uçuş, ailelerinden ayrılacakları andır… Ondan sonra evlerine hep MİSAFİR OLARAK döneceklerdir.

Tıpkı kuşların yuvadan uçtukları ilk gün gibidir, o gün…

Çocuklarımla geçen zamanların değerini iyi bilirim. Her fırsatta birlikte olmak için elimden geleni yaparım… Onlarla geçen zamanın neşeli, huzurlu geçmesi için çaba gösteririm… Öyle güzel geçsin ki zaman, benimle olmayı onlar istesinler…

ANSIZIN
Bir gün
Ansızın çıkıverdin karşıma
Geçmişin bohçasıyla...

İnan
Sana 'Git' diyemedim
Kucağında
Solgun güller gibiydi anılar...

Sana ' Git ' diyemedim
' Kal ' da diyemezdim...

Ayşe TURAL

SEVGİDE UMUT HEP OLMALI...

Birlikteliklerde zaman zaman gel-gitler yaşansa da, fırtınalar atlatılır... Yeter ki iki taraf da istekli olsun...

Sevgiler DÜZ ÇİZGİde olursa heyecan kalmamış demektir... İşte o heyecanın ayakta kalması, canlı tutulması çok önemli...

Yıllar önce İsveç'te yaptığım bir röportajda kadın, 35 yıllık eşi için ' Onu uzaktan gördüğüm zaman hala kalbim deli gibi çarpıyor...' demişti.

Kadına yürekten BİR alkış tutarken, sevme heyecanını bu kadar yıl ayakta tutabilen erkeği BİN defa alkışlamak gelmişti içimden...

Siz siz olun, her şeye rağmen umutlarınızı ayakta tutun...

Sevdiğinize bakarken, olumsuz yanlarını değil; ne kadar güzel yanları olduğunu düşünün... O gözle bakın...

Unutmayın siz onu yıllarca önce ÇOK SEVMİŞTİNİZ...

Neden acaba?

Kocaman yüreğinizle sevdiğinize sarılın...

Aşkınıza ve yarınlara birlikte MERHABA demek için elini sıkı sıkı tutun....

Çok mu zor?
Marifet ZORU BAŞARMAKTIR...
Kolayı herkes yapar....

SESİM
Sesim
Ulaşmalı sana
Sözcüklerim değmeli
Dokunmalı yüreğine...

Yoksa
Sensiz
Ve sessiz
Sonsuz bir boşlukta
Yok olurum sonra
Ayşe TURAL

NEDEN SAKLANIRIZ ?

Belki yaralı aslanlar gibi yaralarımızı görmesinler diye, zaman zaman bir köşeye çekilebiliriz...

Moralimiz bozuk olduğunda, mutsuz görünmek istemediğimizden bir süreliğine insanlardan kaçabiliriz... Hepsi kabulüm...

Aklımın almadığı esas nokta şu: Bu sayfalarda adını, yaptığı işi, kendisiyle ilgili bilgileri yalan yanlış dolduranları ANLAMIYORUM...

AMAÇları ne?
Birilerini kandırmaksa bence en çok kendilerini kandırıyorlar.. (Bu çok önemli bir psikolojik bozukluk aslında...)

Bir süreliğine de olsa karşılarındakini kandırıyorlar, duygu istismarı yapıyorlar. İnsanların temiz duygularıyla oynuyorlar. (çok adice bir oyun...)

Bence DÜRÜST davranmak, insanın anlaşılmasını sağlar.

Sıkıntılarınızı paylaşırsınız, derdinizi anlatırsınız, size yakın bir YÜREK bulursunuz...

Bu sayede hayatınıza birini davet edersiniz, bir ömür MUTLU olma şansını yakalayabilirsiniz...

EKELİM

gel seninle
mavi güneşler ekelim
turuncu sabahlara...

morcivertlenirken gün
saçlarım yüzünü örtsün
çocuk bakışlarımı okşarken sen...
Ayşe TURAL

HADE BE NENE !

Hafta sonu... Girne'de bir marketten elim kolum dolu çıkıyorum... Arabama doğru yürürken yirmili yaşlarda bir delikanlı ile karşılaşıyorum...

Beş altı adım geriden gelen, iki yana sallana sallana yürüyen, seksenlerine yaklaşmış yaşlı kadına sesleniyor...

- ' Hade be nene!
Ta sen yürüyesin akşam olacak... '

Belli ki torun... Acelesi var...
Gülümsüyorum... Takılmadan edemiyorum.

- ' Hey delikanlı!
Unutma bir gün sen de o yaşa geleceksin! '
diyorum. Genç afallıyor.

Yaşlı kadın, gülümseyerek:
- ' Sağolasın Hanım... İnşallah benim yaşımı bulsun da... '

Ne tatlı!
Şakası bile güzel...

Bir gün torunlarımdan birisi de bana böyle desin inşallah, diye içimden dua 🙏 ediyorum...

KOY AĞLAMAKLI YÜZÜNÜ

bu gece
gökyüzündeki aya inat
neşeli yıldızlara inat
koy ağlamaklı yüzünü bulutlara...

ne çıkar
geceleri beklemişsen
çıkmaz sokaklarda
dağılmışsan usulca...

mavi renkli susmalarınla
müzikli ırmaklarda dolaşmışsan
yıllarca çiçeklerini dökmüşsen...

işte böyle bir gecede
ansızın bir kuş
hızla girer şiirine
sen de kalakalırsın...

Ayşe TURAL

YILDIZ YAĞMURU...

Bazı felsefelere göre insan IŞIKtır... Bence de öyle.
Kimi mum kadar ışık verirken kimi de dünyamızı AYDINLATIR...

Ben böyle insanları havai fişeklere benzetirim. Bir ışık çakar, ardından aynı ışıktan sıçrayan, yüzlerce yıldızdan oluşan YILDIZ YAĞMURU başlar...

Dünya tarihine bakacak olursak, belli dönemlerde hatta aynı dönemlere denk gelen tarihlerde toplumlara öncülük yapmış nice insan vardır... Tarihe damgasını vurmuş liderler...

Düşüncelerini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz o ayrı konu ama Rousvelt, Tito, Stalin, Lenin, De Gaulle, elbette ATATÜRK...

Şu aralar birileri gelmeli diyorum...
Bu kadar kargaşa, bu kadar insanlık dramı, bu kadar ölüm...

Bu kadar haksızlık, bu kadar nefret, bu kadar vahşet...

Gelecek biliyorum ve inanıyorum... Hem de bir değil, birkaç LİDER gelecek...

Yıldız yağmurları dünyaya yeni bir şekil verecek...

DİYE
tüm olumsuzlukları
toplayıp
bir çuvala doldurdum
yaşamıma el uzatmasınlar diye...

tüm kinleri, nefretleri
geçmişe postaladım
RUHUMA
dil uzatmasınlar diye...

(Ayşe Tural, Girne)

KIRIK DÖKÜK HAYATLAR

( Biz yazanlar, aklımıza gelen her şeyi bir yerlere not ederiz.. Onlar her taraftadır... Ben, karaladığım hiçbir şeyi atmam... Birikir birikirler... daha sonra gözden geçiririm, yazıya geçince artık atabilirim...)

6 Eylül 2000 tarihli bir uzunca not...

' Kadın temizlikçi... İki kızı varmış... Çok şıkmışlar... Ben görmedim. Akşam, kadını kocası öldüresiye dövmüş... Kolları çürük içinde... Bir gözü iyice morarmış...Baba kızlardan birinin burnunu kırmış... Nedeni de kızının (kazandığı halde) üniversiteye gitmesine izin vermiyormuş... Ne hayatlar...'

Böyle şeyler duyduğumda donup kalıyorum. Her şeyi bir fanusun dışından izler gibiyim... Sesler yok... görüntüler salınıyor...

' Bir başka KADIN... Eşinden ayrılmış, bir yıl önce... Küçük kız süper zeki görünüyor... Anne yarın için izin istiyor... Yarın kızı okula başlayacak... Okulun ilk gününde kızının yanında olmak istiyor...

İlk gün... ' Hani annesi?' diye sormasınlar, diyor... Ama adım gibi biliyorum: O hem ANNE hem de BABA olacak çünkü... O da biliyor... Hem de bir ömür boyu... Ne kırık dökük hayatlar.... '

Diğeri yaşı geçkince bir genç kız... Evlenmemiş...Biraz da çirkince... Bir gönül yarası var besbelli... Uygun zamanı kolluyor... içini dökecek...

Ne demeli? Hayat böyle bir şey... Nehirde karşılaşan tekneler misali... Yanlarından geçip gidiyorsunuz... Sadece bakışıyorsunuz ya da el sallıyorsunuz... Herkes yoluna devam ediyor....

Bu haber 2844 defa okunmuştur

:

:

:

: