1995’ li yıllardan itibaren . Güneyin, Hidrokarbon konusundaki çalışmalarının sonucu olarak, geldiğimiz nokta !
1995 yılından itibaren, söz konusu alanlarda, Güney, devamlı olarak çalışmalar yapmış . Bu konuda, komşu ülkelerle de istişarelerde bulunarak . Hem Ada içinde, hem de Ada dışında, egemenliğini kabul ettirmenin yollarını aramıştır .
Adamlar, görüşmeleri bir amaç değil de . Egemenliklerini, hem Ada içinde, hem de Ada dışında, güçlendirmek için . Bir araç olarak görmüşler ve kullanmışlardır .
Bu girişimleri, 1995’ li yıllarda, rahmetli Ecevit’in de ortak olduğu Hükümetçe . Kararlılıkla engellenmiş ve söz konusu alanlarda değil sondaj . Sismik arama bile, yapılamamıştı .
Ne oldu ise, Annan Referandumundan sonra oldu .
Kaynakların bulunduğu ülkelerde. O kaynakların, o ülke coğrafyasında olanlarındır, gerçeğine dayanmasına rağmen . Bu göz ardı edilerek . AB’nin ve ABD’nin de, bu uluslararası hakka rağmen . Rumlar için bir istisna yaratılarak . Kıbrıs kara sularında bulunan, Hidrokarbon yataklarının . Sözde Kıbrıs Cumhuriyetini yöneten Rumların, tek hakkı imiş gibi . Uluslararası Hukuka açıkça ters düşen bu uygulamaya, arka çıkıp destek verdiler .
Bu noktaya gelinceye kadar, Rumlar . Bizi, görüşmeler adı altında, sanki görüşmelerden bir sonuç elde edilecekmiş gibi . Hidrokarbonlarla ilgili olarak . Güneyin tüm çalışmalarına, sondajlara . Sadece demeçler vererek . Ciddi olarak, engelleme girişimlerinde bulunamadık .
Bu tür eylemlere girilmesi halinde de . Rum müzakerecilerin, masadan kaçmalarından endişe ettik .
Masada, ciddi şekilde . Bu konuyu, gündeme almadık .
Bir iki kez, gündeme getirildi .
Rum tarafı, sektirtmedi bile .
Görüşme başka . Hidrokarbon, başka denilerek . Araç olarak görülen görüşmelere, devam edildi . Amaç olarak da, Hidrokarbonlara dayanılarak. Egemenliğin deniz alanlarına da, yansıtılması sağlandı .
Bu sağlanmaya çalışılırken . Emperyal ülkelerin şirketleri ile , anlaşılarak . Bu ülkeler de, bu kumpasın içine çekilmiş oldu .
2004’de, Rumları haksız olarak AB’ne alanlar. Pek tabii ki Hidro karbon olayında da, Güneyin yanında olacaklardı .
AB ve ABD . Gelinen noktada . Uluslararası Hukuk, mukuk tanımayız, anlamına gelen açıklamalarla . AB ve ABD, Hidrokarbon yataklarının . Sözde Kıbrıs Cumhuriyetini gasp eden Rumların, hakkı olduğunu açıkça söylüyorlar .
Halbuki Uluslararası Hukuk . Yer üstü ve yar altı, ki buna deniz yatakları da dahil . “O ülkede ikamet eden, o ülke coğrafyasında bulunan vatandaşlarındır” diyor .
Bu hukuki gerçeğe rağmen . Batı . Buna bir istisna getiriyor ve Uluslararası Hukuku, Rumlar için sadece delmiyor. Kalbura çeviriyor .
Dış politikada, Batılılara aşırı güvenerek, 1964 ‘de “ aldatıldık .”
2004 ‘de de “kandırıldık .“
Gelinen aşamada . Güneye, resmen ABD ve AB arka çıkmaktadır .
Bilhassa ABD . Çok yakın geçmişte, enerjiden sorumlu ABD Bakan yardımcısı, bunu açık ve seçik açıklamıştı .
Gelinen aşamada . Türk tarafı için, durum hiç de iç açıcı değildir .
Demir, tav iken dövülmediği için . Bu durumlar ortaya çıkmıştır .
Bu aşamadan sonra . Elbette, yine yapılması gerekenler var .
Bunlar düşünülmeli ve uygulamaya geçilmelidir .
Bu konuda, Dışişleri Bakanlığımız . Hidrokarbonlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada . Kıbrıs Türk Halkının, bu konuda bozulan morallerine bir nebze moral kattı .
Anastasiadis’in , son olarak, Katimerini gazetesinin onuncu kuruluş yıldönümünde. Görüşmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada . Hidro karbon olayına değinmemesi . Türk tarafının istekleri sonucu, oluşacak Devletin, işlevsel olmayacağının, tekrar üzerinde durarak. Rum halkının, Türk Halkına, yönetimde söz hakkı tanımadığından bahsetti .
Görüşmeye hazır olduğunu da söyleyen, Anastasiadis’in son davranışı da gösteriyor ki . Görüşme bir amaç değil . Hidrokarbonları cebe indirmek için, bir araç olarak kullanılıyor .
Dışişlerinin açıklamasının sonucunu. Halkımız, merakla beklemektedir .
Yazıyı yazarken, TC Dışişlerinin, Doğu Akdeniz’de, Rum tarafı ile yaptıkları anlaşmalar doğrultusunda . Sondaj faaliyetlerine girişen şirketlere . Çok ciddi uyarılarda, bulundu .
Bu da, gösteriyor ki . Doğu Akdeniz’de, hareketlilik başlıyor .
Hidrokarbonlar . Görüşmeleri tıkayacağa benziyor .
Kıbrıs konusunda, birinci öncelik . Doğu Akdeniz’e kaymış bulunuyor .