1571, Osmanlının Kıbrıs Adasını hükümranlık alanına kattığı yıldır .
Bu tarihten itibaren, Adada . Vakıflar idaresinin devreye girdiği ve ayni zamanda vakıf hukukunun da meriyette kullanıldığı dönemin başlangıç tarihidir .
Vakıf ve vakfetmek .
insanlık yararına, hizmette bulunmanın, temel niteliklerinden biridir.
Kıbrıs’ta, Vakıflar idaresi. Kıbrıs Ceziresi . Osmanlıca Dersaadet olarak da adlandırılan, başkent İstanbul’da . Genel Vakıflar idaresine bağlı olarak, çalışmalarını sürdürmekte idi .
Çalışmaları ile ilgili olarak, hesap verme mercii, İstanbul’du .
Vakıf İdaresi . Düşkün ve muhtaç olanlara, maddi yardımlarda bulunuyor .
Kendisine ait olan, Gayri menkullerini . Ailelerini geçindirmek için, iş yapan. Ticaretle meşgul olan kişilere . Makul fiyatlarla kiralayarak . Ailelerin geçiminin sağlanmasında . Katalizör görevi üstleniyordu.
Yapılanlar , kar amaçlı değil .
Hayır amaçlı işlemlerdi .
Osmanlı’nın, adada yönetime sahip olduğu 305 yıl. Vakıflar idaresi hayır amaçlı icraatlarına devam etmişti .
1876 tarihi ile .
Kıbrıs Ceziresinin, İngilizlere kiralanması ve ardından da, Almanya ile İngiliz Krallığına karşı cephe alması sonucu .
Ada, İngilizler tarafından ilhak edildi .
İlhaktan sonra .
Adada , İngiliz hakimiyeti geçerli oldu .
Evkaf da bu olumsuz gelişmelerden nasibini aldı .
Nasip .
Vakıfların, İngiliz sömürge yönetiminin keyfi yönetiminden dolayı . Gerek menkul ve gerekse de gayri menkullerinin talanı idi .
Vakıf Hukukunun, delinmezliği gerçeği karşısında .
İngiliz sömürge valisi .
Vakıf mallarını, hiçbir hukuki mesnede dayanmayan .
Tamamı ile keyfiliğe dayanan uygulamalarla . Rumlara peşkeş çekmeye başladı .
Artık, Vakıflar idaresi, İngiliz’in keyfi yönetiminde, talan yıllarını yaşıyordu .
Tarafsız görünmek için de, yerli işbirlikçilerinden oluşan. Kalın enseli Türk ve Müslümanlardan seçtiği kişilerle, yönetimini sağlıyordu.
Bu kişiler, tamamen İngiliz sömürge idarecilerinin yörüngesi içerisinde hareket ederek . Vakıfları, uzaktan kumanda yöntemi ile yıllarca yönettiler .
Vakıf malları, İngiliz sömürge idaresinin direktifleri ile, Rumlara peşkeş çekilerek. Mallar, golifa gibi dağıtıldı .
Halbuki, Vakıf Hukukuna göre . Vakıf malları, katiyen ne satılabilir.
Ne de başkasına devredilebilir .
İngiliz sömürge idaresi ve vakıflara atanan yerli işbirlikçileri .
Bu kuralı, ellerinin tersi ile iterek . Vakıf Hukuku delinerek . Hristiyan Rumlara, adanın her yerinde, vakıf malları, tapulanmış .
Bu talan ve yağma düzeni, 80 yıl devam etmiştir .
1956 yılında .
Rahmetli Dr. Fazıl Küçük’ün önderliğinde . Mücadele arkadaşları ile birlikte verdiği uğraşlar sonucu. Vakıflar idaresi, Türk halkına devredildi .
Bu mücadele çetin oldu . Elde ediliş kolay olmadı .
Bu mücadeleyi verenleri. Saygı ile anıyorum .
Vakıf malları, 80 yılda çok erozyona uğradı . Talan ve yağma düzeni ile, mal varlığında çok ciddi azalmalar oldu .
Bu gerçekler, ortada dururken .
Bunun, tekrar vakıflara kazandırılması ve geri alınması ile ilgili .
Şimdiye kadar, ne gibi ciddi girişimlerde bulunduk ?
Uluslararası Mahkemelerde, hakkımızı aradık mı ?
Yoksa . Bunları gözden mi çıkardık ?
Vakıf Hukukunun delinmezliği karşısında ve esas tapu kayıtlarında kayıtlı olup, başkalarına, hukuk dışı ve keyfi yollardan tapulanan vakıf malları için . Bu suskunluğun nedenini, halka, hangi yetkili veya yetkililer, izah edecek ?
Türk Halkına, Vakıfların devrinin. 63 ‘cü yılını kutluyoruz .
63 yılda, talan ve yağma edilen Vakıf mallarının, geri alınması için.
Ne yaptık ?