15 yıl geçti ne değişti?

Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılması için . İki tarafın da iradelerinin olumlu olmasına bakılmakta . İlle de, iki tarafın bulunacak anlaşmaya evet demesi istenmekte .

Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılması için . İki tarafın da iradelerinin olumlu olmasına bakılmakta . İlle de, iki tarafın bulunacak anlaşmaya evet demesi istenmekte .
Yaşayanlar, 1960 ‘ta öyle bir istek olmadan. Nato şemsiyesi altında, tarafların görüşü alınmadan . Daha doğrusu, halkların iradesine gidilmeden yapılan anlaşmalara dayanan . Oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti , 3 yıl bile yaşatılmadı .
Şimdilerde her iki halkın iradesi aranmakta .
Tabii . Halka gidilecek kıvama gelirse, anlaşma halka sorulacak .
Öyle bir ihtimal ufukta görülmemektedir .
Bunun nedeni de, Kıbrıs Rum tarafında yatmakta .
Rumlar, bu adanın tek hakimi olmak için mücadelelerini sürdürmektedir .
Geçen gün, Adada kalıcı bir plan olarak Annan Planının. Her iki tarafta referanduma götürülüşünün, 15. yıl dönümü .
Tabii . Kapıların açılışının da, 16. yıl dönümü idi .
Kapıların açılışından bir yıl sonra da, eş zamanlı olarak. Her iki tarafta, halk oylamasına gidilmişti .
O günleri yaşayanlar hatırlayacaklardır .
Planın kabulü halinde. Kıbrıs Türklerinin ihya olacağı yollu öyle vaatler yapılıyordu ki .
Türk Halkı plana “evet” desin diye.
Her türlü irade fesadı yolları, denendi .
Arayıp bulundu .
Yüzme havuzlu villalardan tutun da . Bir el yağda . Bir el balda misali vaatler, havada uçtu .
İş başına gelen AKP İktidarının, o zamanki idarecilerinin hemen hemen tümü. Adaya gelip . Türk Halkının evet demesi için, diyar diyar ikna turlarına çıktı .
Bunların içerisinde, o zaman, en yüce makam olan Cumhurbaşkanlığı mevkiinde olan , Sn. Gül de vardı .
Halkımızda, tek bir endişe ortaya çıkmıştı .
Ya biz kabul edersek de, Rumlar etmezse, ne olacak ?
Bu soru, Batılılara da . Ankara’dan gelenlere de, soruluyordu .
Batılılar . Siz kabul edin . Rumlar kabul etmezse . Üzerinizdeki ambargolar kalkacak . AB’ne alınacaksınız .
Bu endişelere karşın. Sn. Gül ise . Verilen vaatlerin tutulmaması halinde .
Çantasını eline alıp, kapı kapı dolaşarak . KKTC’yi tanıtma turlarına çıkacağı yollu. Umut verici konuşmalar yapıyordu .
24 Nisan 2004 ‘te, eş zamanlı olarak. Her iki tarafta da , referanduma gidildi .
Sonuç .
Türk tarafında % 64.91 evet .
Rum tarafında ise % 75.83 hayır .
BM’nin planına hayır diyen Rum tarafı . AB’ne alınıyor .
Türk tarafı alınmıyor .
Kofi Annan . Sonuçlarla ilgili bir rapor hazırlıyor .
Raporda . Türk tarafına uygulanan ambargoların kalkması da var .
Fakat .
Söz konusu rapor . GK’ne sunulamıyor .
BM’in raflarında, tozlanmaya terk ediliyor .
AB’nin , verdiği hiçbir söz de, yerine getirilmiyor .
Sn. Gül’ün . KKTC’yi tanıtmakla ilgili vaatı ise . Vaat olmaktan öteye gidemiyor .
Batılıların planını kabul etmeyen Rumlar, ödüllendiriliyor .
Kabul eden Kıbrıs Türkleri de . Hala daha, ambargolar altında .
Referandumdan bir yıl önce . Sınır kapıları açılmıştı .
Bir yıl gibi kısa bir dönemde . Cici ayları rehaveti sürdü .
Zaman içerisinde . Güneyin yüzü, ortaya çıktı .
Türk düşmanlığı ve Helenizmin tek ses olma hayali ile yaşadıklarına. Güneye geçen Kıbrıslı Türkler, şahit oldu.
Türk plakalı arabalara bile, tahammül edemeyenler .
Çeşitli fiillerle, arabalara zarar verdiler . Verilmeye de devam ediliyor.
İki toplumlu etkinliklerde . Gençlerimiz bıçaklanarak, ağır şekilde yaralandılar .
Sn. Talat . Güneyde verdiği bir konferansta . Binada yakılmak istendi .
Kıbrıs Türk halkı . 16 yılda, Güneyde . Kıbrıs Türküne karşı . Düşmanlık , nefret ve aşağılanmaktan başka bir muamele gördü mü ?
16 yıl . Kıbrıs Türk Halkı için. Güneyde yaşananlar, iyi bir sınav oldu.
Kıbrıs Türkü Hanya’yı ve Konya’yı gördü .
En önemlisi .
Rumun ayni Rum olduğunu . Değişmediğini ve değişemeyeceğini anladı .
Yazımın başlığı . 15 yıl geçti, ne değişti ?
Maalesef . Hiçbir şey değişmedi ..

Bu haber 3941 defa okunmuştur

:

:

:

: