Aylardır Akdeniz de sıcak gelişmelerin olacağını siz okurlarımıza defalarca yazdım. Venezuela da darbe girişimi, İran ile olan gerilim, Türkiye ye karşı olası yaptırımlar , Suriye nin iç işlerine müdahale ve Afrika'nın kuzeyine ve iç bölgelerine kadar
müdahale hepsi bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir.

Türkiye yıllardan beri NATO- AB ve ABD yörüngesinde devam ederken ne oldu da bir anda Avrasya nın rotasına girdi? Bugün Afrika da yapılan darbelerin anlamı ne? Afrika da ne yapılmak isteniyor ? Çin ile ABD arasında ki ticaret savaşları neden 2019 yılında şiddetlendi? Rusya dan s400 füzesi alınmasına ABD neden sert tepki gösteriyor? Suriye nin kuzeyinde oluşturulmak istenen güç kime hizmet edecek ? Suudi Arabistan BAE neden coğrafyamızda şimdi faal duruma geçti? Tüm bunların cevabını sizlere yazdım . Bundan sonra da Gördüklerimi sizlere aktarmaya , derinlere girmeye , delgizlerde olanı sizlere aktarmaya devam edeceğiz . Beni en onurlandıran da, aktardıklarımın okurlarımda bir izlenim bırakması ve gelişmelerin nereye gideceğini iyi kestirip, fikirlerim ile bağdaşmasıdır. 2019 yılının çok hareket dolu yıl olacağını sizlere hep aktardım .

Akdeniz de bir hareket başladı . Durmayacak . İran ile ABD nin karşılıklı söz düellosu sürecektir. Uluslararası ilişkiler alanında Military power diye adlandırdığımız askeri güç ve soft power dediğimiz yumuşak Güç enstrümanlarının her ikisine aynı anda şahit oluyor. Akdeniz oluşturulan ABD - İsrail - Kıbrıs Rum kesimi - Yunanistan bağlamında ki ittifak ile enerji trafiği ve arz dengesi değiştirilmek istenmektedir. İşte bu eksende Türkiye nin içinde olmadığı bloğu görmek zor değil. Türkiye , 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde en büyük kırılmayı tezkere krizi ile yaşadı . Daha da sonrasında ipler 15 Temmuz darbe girişimi ile koptu. Çünkü stratfor kuruluşunun Erdoğan'ın uçağının havada rotasını vermesi, o dönemin ABD dış işleri bakanı john kerry in Erdoğan aleyhinde ki söylemleri , NBC tv kanalında Erdoğan'ın Almanya ya kaçtı haberleri aslında Türkiye - ABD ilişkilerin koptuğunun ilanı oldu . Aslında NATO cular sahneye çıkmıştı . Yıllardır her alanda desteğimizi ve ittifaklarımızı ortaya koyduğumuz yapı aleyhimizde eyleme girişti. Ama karşılık bulamadı . ABD Kürt kartını kullanarak Akdeniz de kendi çıkarlarını savunmak isterken , Türkiye nin buna karşı çıkması çıkarları çatıştırıyordu , 15 Temmuz'a gelinmesini hızlandıran faktör olmuştu . Abd , Kürt Kartı ile Çin ve Rusya karşısında tampon oluşturmak isterken ABD nin istekleri olmayınca gelişmenin yaşanması kaçınılmaz oldu . Bugün İran da ki gelişmeleri sadece İran bağlamında değerlendirmek komik olur . Asıl mesele her alanda olduğu gibi Çin dir. Bu bağlamda İran a karşı yapılan yaptırımlar ve ambargolar bu kapsamda değerlendirilirse doğru sokağa çıkarız . Olayları daha net görürüz. İşte kader ortağı olan İran, Türkiye yi Rusya'yı Çin i bir araya bunlar getirdi . ABD yeni bir oluşum ile kendine biat edecek ortakları araması , Türkiye nin hiç işine gelmedi . Gelmesi de beklenemezdi. Bu kapsamda Türkiye söz dinleyen değil , aktif bir dış politika ile sözünü dinletmek için manevralar yaptı. Yapmaya da devam etmelidir . Suriye nin kuzeyine yapılan harekatlar bu anlamda değerlendirilmedir.Süreç sancılı olacaktır. Ama olmazsa olmazdır! Türkiye nin istiklal mücadelesidir . ABD de ise bunların karşısında Halkbank davası ,s400 krizi ve vergi yaptırımları ile Türkiye yi sıkıştırmaya devam ediyor. Tüm bunlar Türkiye yi hedef yaptı. Yanlız Türkiye mi ? Hayır ... Venezuela, Somali , Brezilya , Rusya , İran , Pakistan ... her kim Çin ile ittifak kuracak potansiyeli var ise hepsinin üzerine ABD gidecektir . Burada Türkiye nin izleyeceği yol çok çok önemli . Avrasya da mı kalacağız ? NATO bloğunda mı kalacağız ? Bunlara göre sizlere senaryoları yazabilirim . Bekleyip göreceğiz. Türkiye de ki iç gelişmeleri dışarıdan bağımsız değerlendirmek akıl işi değildir . Akıllı adamın işi hiç değildir !!!!