Son deprem sonrası geçen her günde bilhassa İstanbul’da zamanı belli olmayan deprem olma ihtimalini “ ön söz “ gibi her programda bilimsel olarak açıklayan bilim adamlarını dinliyoruz. Geçmiş deprem ve can kayıplarının yüreğimizdeki buruk acısı ve korkusu üzerine kurulan senaryolar halkı bunaltmıştır. Kandilli Rasathanesi raporları ile devamlı twiter hesaplarından paylaşılan haberlere nerdeyse günde kaç kez bakma alışkanlığımız oluşmuştur. 4.7 şiddetindeki depremi İstanbul’da güvenlikli denilen bir sitede 6. Katta salonda istirahat ederken hissettik. Gürültü yoktu ancak sağa sola rüzgarın ağaç dallarındaki sallantılı halini yaşadık. Korktuk mu ? Korktuk. Sonrasında bütün televizyon kanalları haberi vermeye yorumlar ile halkı aydınlatmaya başladı. Deprem çantaları için çağrılar dikkat çekendi. Devam eden artçılar kâh hissedildi kâh sanki bir baş dönmesi oldu. Ancak ikinci defa 26 Eylül ‘de 5.8 şiddetindeki depremle hissettiklerimizi anlatmam mümkün değil, sanki bir hortum içerisinde uçuyoruz gibi bir halde yer altındaki gürültü ile ileri, geri sağ sol sallantıda hani derler ya ödümüz koptu, o halde olduk. Daha sonra bekledik ve bahçeye açık alana çıktık. Aklımızda ne eşya ne çanta ne de yanımıza başka bir şey almak gibi bir şey gelmedi. Asansörü kullandık, tehlikeli olduğunu biliyorduk. Ancak çalıştığı için hızına güvendik. Depremin olduğu saatte koridorlarda herhangi bir izdiham yoktu. Açık alanda yaklaşık 10 aile ve 20-25 kişi ile sohbet apartman bloklarının depreme dayanıklı olup olmadığı üzerine konuşmalar yapıldı. Bir kere o gibi hallerde ilaç sorununuz varsa ilaçların yanınızda olması gerekliliği ortaya çıktı. En önemlisi tuvalet sorunu ayrı ve acil bir ihtiyaçtı. Su gereksinim idi. Nitekim daha sonra eve çıktığımız zaman bütün televizyonlarda halka olası deprem hazırlığı için çağrılar başladı. Deprem çantasında bulunması gereken, piller, reçeteli ilaçlar, su ve yiyecekler yanında çadır,battaniye , giysi, konserve türü yiyecek,çakmak, düdük, gibi gereçlerin çantada olması gerektiği duyuruları yapıldı. O deprem anında kanaatim o ki bu çantayı düşünebilecek çok az kişinin olabileceğidir. Öncelikli olarak ev içerisinde kendinizi sağlam bir yerde korumanız olsa bile her şey o kadar ani oluyor ki o anlarda insan hiç bir şey düşünemiyor. Kaldı ki bizler Kıbrısta büyük mücadele yıllarında o gibi ihtiyaç malzemelerini içinde belki çadır yoktu ama devamlı yanımızda taşıdık, bomba sesleri ve silahlı çatışmalarda savunmalı bölgelere ve bodrum katlarına taşıyanlar olduk. Üç haftalık bir süreçte ayrılığı, hasreti, gezmeyi, depremi korkuyu hepsini yaşamak varmış yaşadık şimdilerde yine depremle ilgili haberler yapılmakta korkumuz belirsizlikler içerisinde devam etmektedir. 5.8 lik depremde telefonda iletişimdeki zorlukları da gördük , whatsap aracılığı ile konuştuk. KKTCELL kullananlara iletişimde kolaylık telefon numarası mesajları geldi gelmesine ama yurt dışındaki aramalar faturalara yansırken tutarın yüksekliği belirgindi. Bilindiği üzere Kıbrıs Adası bütünü ile deprem kuşağı üzerinde olduğu ifade edilen bir konumdadır. Ve geçenlerde depremle 3,3 şiddetinde sallanan olmuştur. Ülkemizde olası bir deprem ihtimaline karşı ne gibi önlemler alınacak merağı halkımızda başlamıştır. Örneğin geçmiş günlerde İstanbul’da on kadar okul yine denetime alındı ya! KKTC ‘de okullar depreme dayanıklımı ? diye de sormak gereği hasıl olmuştur. Deprem konusu gündemdeyken daha önemli bir haber güncelliğini Türkiye’de sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi twetter hesabından ”Türk Silahlı Kuvvetleri'miz Suriye Milli Ordusu'yla birlikte Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG ve Deaş terör örgütlerine karşı #BarışPınarıHarekatı'nı başlatmıştır. Amacımız güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek ve bölgeye barış ve huzuru getirmektir “ açıklaması vardır, Barış Pınar’ı harekatı hali halen devam etmektedir. Gelişmeleri, açıklamaları medyadan takipteyiz ve harekatı, destekliyoruz. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın Türkiye’nin başlattığı harekat için dün yaptığ talihsiz açıklamasını ise asla tasvip etmeyenlerdeniz...