Bugün, korona virüsü ile ilgili yeni bir yaşam tarzına giriyoruz. Tedrici olarak bu daha da gevşetilecek. Virüs öyle bir virüs ki kendini her türlü saldırıya karşı çok iyi savunmaktadır.
Dünyada, insanoğlunun ürettiklerini, İnsanoğlu ile tüketmek kararlılığında ve azmindedir.
Bu, nereden belli ?
Dünya insanlığı el ele verdi hala daha köküne kezzabı dökemedi. Çalışmalar tüm hızı ile devam ede dursun, virüs de tedbirini alarak, mutasyon kanalı ile insanlık için büyük bir tehlike olan faaliyetini sürdürmektedir.
Bu iş için şimdilik kesin olarak koruyucu bir sonuç elde edilmemiştir. Bunun kesin tespiti de yapılmamıştır. Bilim insanları, koruyucu tedbir olarak. Maske, sosyal mesafe ve temizliği, behemehal aşılara rağmen önermektedir.
İnsanların yaşam kaynağı olan sağlıklı bir vücut ile bu sağlıklı vücudu idame ettirecek bir ekonomik gücünün de olması şart.
Ekonomik gelişmeler ise, insanoğlunun çabaları ile olur. Virüs, insanoğluna verdiği zararın ayni ağırlığını ekonomiye de vermektedir. Ekonominin, insanoğlunun çabaları dışında gelişmesi mümkün değildir.
Bunu korona sayesinde tüm dünya görüp yaşamaktadır.
Ülkemizde ekonomi, bu paralelde çapımıza göre büyük zararlar görmüştür. Halk olarak ekonomik açıdan varlığımızı sürdürmek için hem koronaya karşı, mücadele vereceğiz. Hem de virüsün bulaşımını sağlayacak davranışlardan sakınacağız.
Dünyada siyasi yönetimler, bulaşın yayılmaması için birçok önlem almaktadırlar. Bunlar idari tedbirler ve müeyyidelerdir.
Müeyyide, mevcut kurallara uymayanlar için konan cezai tedbirlerdir.
Olayın boyutları, korona karşısında çok geniş olduğu için, bu yöntem pek uygulama alanı bulmayabilir veya gözden kaçabilir.
Bunu yaşayarak görüyoruz. Bir yıldan fazla bir zaman süreci bize göstermiştir ki bu tedbirlerin uygulanma alanı cezai tedbirlerle mümkün olmamaktadır. Maalesef toplum yapımız bu.
Korona ile mücadele insanın içinden gelmeli ve bu tehlikeyi idrak etmeli. Daha bu halkımızda gelişmiş değil.
Mücadelede sorumluluk, idari tedbirler yanında, kişilerin de sorumluluk anlayışı çok önemli bir yer tutmaktadır. Virüs konusunda alınan tedbirler, dünyada halen daha semeresini vermiş değil.
Bunu yaşayarak görmekteyiz.
Pekala ne yapılmalı ?
İş, yine insanoğluna düşmektedir.
Nasıl mı ?
Bireyin, kendi tedbirini alması ve uygulaması ile mümkün olabilir.
Yani, diğer insanlara karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmekten geçer. Bu nedenle insanoğlu kendi kendisiyle muhakeme ederek. Hem kendisi için hem de başkaları için virüsü bulaştırmaması açısından, kendine özgü davranışlar içine girerse bunu mümkün kılabilir.
Tabii başta yukarıda da belirttiğim gibi üç klasikleşmiş kurala uyması koşulu ile başarılı olabilir.
Kesin sonuç alınana kadar. Mümkün olduğunca. Ailevi ziyaretlerden kaçınılmasının bir yaşam biçimi haline getirilmesi ile bulaşın yayılmasının önüne bir perde çekilebilir.
Her şeyin başı, iyi niyetten geçer. Niyet iyi ise, insanoğlu için aşılamayacak engel yoktur. Yeter ki buna karar verilsin.
Buna dikkat edilip, uygulama alanına gidilirse. Kısa bir süre içinde tüm halk tarafından da örnek alınarak uygulanma alanına dönüşebilir.
Ekonominin kalkınması isteniyorsa, ki büyük bir kesim tarafından bu istenmektedir. Ancak, bireylerin sorumluluk bilinci ile mümkün olabilir.
Bu mümkün olmaz ise, hangi tedbiri alırsanız alın.
Göle yoğurt çalmaktan öteye, gitmez.
Havanda su dövmekle eş anlamlı olur.